Birsen GÜRDİL Artık iftihar edebileceğimiz çok yetenekli, kültürlü, çalışkan, örnek alabileceğimiz hanımlarımız sanat ve iş dünyamızın her kolunda aldıkları zor görevleri başarı ile yürüterek “Kadınsız kalkınma olmaz” demektedir. Bugün birçok iş kolunda hanım yöneticilerimizin yanı sıra bilim, tıp, sanat ve ilim konularındaki başarıları ile de yurtiçinde olduğu gibi yurtdışında da günün konusu olmaktadırlar. İşte bir örnek Hollanda’yı ağlatan ses, Hatay’ın Karsu Köyü’nden Hollanda’ya göç eden bir ailenin 1990 doğumlu kızı olan Karsu Dönmez bugün, Hollandalıların delicesine sevdikleri bir ses olarak üne kavuşmuş bir Türk kızıdır. Piyano çalan, beste yapan, söz yazan bütün bu meziyetlerinin yanı sıra söylediği şarkıların aranjörlüğünü de yapan Karsu’nun, şöhreti Türkiye’den önce ABD’lilere ulaşmıştır. Dünyanın en ünlü konser salonu olan New York’taki Carneggie Hall’de üç kez sahne almış. Barış Manço tarzı şarkıları ile beğeni toplayan bu hanım kızımız, Türkiye’de de 50’nin üzerinde konser vermişse de Hollanda medyası onu Hollandalıları ağlatan ses olarak tanımaktadır. Dünyanın muhtelif ülkelerinde 200’ün üstünde konser veren Karsu’nun, bir özelliği ise babasının Amsterdam’da kilim adlı restoranında garsonluk yapmasıdır. Hollanda’da bir festivalde 140 bin kişiye şarkı söyleyen Karsu’nun hayranları arasında Hollanda Kraliçesi Beatrix’in kızları da bulunmaktadır. Karsu ile ilgili olarak ilk fırsatta daha tatmin edici bilgiler vereceğim. Berrin Dalkılıç Mis, bu hanım efendide genç yaşta kocasını kaybeden şimdilerin başarılı bir iş kadınıdır. Lise mezunu Berrin, çocuklarını büyütürken kocasına da yardımcı olmak için evi ile işyeri arasında mekik dokurken bir anda kendini kocasının bıraktığı “Frigorifik kasa” üreten dev bir tesisin başında bulmuştur. 33 yaşında zor bir görevi üstlenmek zorunda kalan Berrin, 2001 yılından, 2014 yılına kadar ülke genelindeki ekonomik krizlere rağmen işinin başından eksik olmadığı gibi tesisi daha da büyüterek, Mersan Kasa Sanayi’nin parmakla gösterilen patroniçesi olmuştur. Bu arada Berrin Hanım’ın bir amacı ise üniversite sınavlarına hazırlanıp, yarım bıraktığı eğitimini tamamlamaktır. Asel Hallaç, Kore’de düzenlenen ses yarışmasında dereceye girdi. 16 yaşında sevimli, şirin ve de azimli bir Türk kızı olan Asel, büyüklerin yapamadığı bir işi başararak Güney Kore’de düzenlenen bir ses yarışmasına Türkiye’den katılarak beş bin kişi içinde 27’nci olmuştur. Televizyonlarda Güney Kore dizilerini severek izleyen Asel, 1998 yılından beri bu ülkede yayınlanan Rising Legend adlı yarışmaya Türkiye’de doldurduğu bir video ile katılan genç kızımız, ilk etapta beş bin kişi arasında ilk 50’ye girmeyi başarmıştır. Asel, İnternette tesadüfen haberdar olduğu yarışma rap tarzı parçalarla katılmıştır. Çocukluğundan beri şarkı söyleyen kızımız, aslında Güney Kore müziğine hayran olduğunu söylemektedir. Bir Türk kızının bizden kilometrelere uzaktaki bir ülkede düzenlenen uluslararası böyle bir yarışmaya kendi imkânları ile katılması bence büyük bir başarıdır. Prof Dr. Nevin Dinççağ’ın büyük başarısı. Türk Sanat Müziği hayranı olan ve boş vakitlerinde Bahçeşehir Musiki Derneği korosunda amatör olarak müzik tutkusunu sürdüren Prof. Dr. Nevin Dinççağ, İstanbul Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim dalı öğretim üyesi olarak görev yapmaktadır. Üniversitedeki zamanının ötesinde klasik Türk müziği dinleyip, söylemekten büyük zevk alan değerli hocamız, bu hobisini sürdürürken bir yandan da müziğin stresi azalttığı görüşünü tespit etmişse de bilimsel olarak bu çalışmasını değerlendirmek isteyen değerli hocamız, yaş ortalaması 56 olan 37 kadın ve erkekten aldığı tükürük örneklerini özel bir tüpte toplamış, değişik günlerde ve saatlerde tekrarlanan tükürük testi için düzenlenen bu tüpleri İstanbul Tıp Fakültesi Biyokimya Laboratuarlarında tetkik ettirmiş, neticede kortizon düzeyinin farklı yükselişlerine göre müziğin stresi azalttığını tespit etmiştir. Değerli Prof Dr. Nevin Dinççağ “Müziğin pahalı olmayan kolay uygulanabilir bir stres azaltan özelliği olduğunu ortaya koymuştur.” İşte başarılı, yetenekli hanım ve kızlarımız onlarla ne kadar gurur duysak azdır. İyi ki varlar.