Bulut: “Tanırsak anlarız, anlarsak benimseriz, benimsersek severiz, seversek koruruz”

Arkeolog ve Yaratıcı Drama Eğitmeni Gül Bulut, ilköğretim öğrencilerine yönelik, “Müzede Drama Projesi” kapsamında, arkeoloji müzelerinde bulunan farklı kültür ve uygarlıklara ait objelerin ve koleksiyonların yaratıcı drama yöntemiyle yorumlanmasını ve kültürel miras ile müze konularında farklılık kazandırılmasını amaçlıyor

NAZ AKMAN / ANKARA - “Bugünün Küçükleri Yarının Büyükleri’ne Yaratıcı Drama Yöntemiyle Arkeoloji Müzeleri’nde ‘Kültürel Miras’ ve ‘Müze’ Farkındalığı Kazandırmak” isimli “Müzede Drama Projesi”ni hayata geçiren Arkeolog ve Yaratıcı Drama Eğitmeni Gül Bulut, çocukları müzeler ve kültürel mirasımızla tanıştırıyor. Çocuklara ve gençlere kültürel miras ve müze farkındalığı kazandırmaya yönelik geliştirilen proje, müzeleri öğrenim sürecine dahil ederek eğitim ortamı olarak kullanılmasına odaklanıyor. Bulut, proje ile toplumun çocuk ve genç kesimini, yarının büyükleri ve geleceğin karar vericilerini kültürel miras ve müze ile buluşturmayı hedefliyor. Proje ile, arkeoloji müzelerinde bulunan farklı kültür ve uygarlıklara ait objelerin ve koleksiyonların yaratıcı drama yöntemiyle yorumlanması ve bu objeler ile koleksiyonlarla yeni yetişen kuşaklara arkeoloji bilimi, kültür, sanat, tarih, mitoloji, sanat tarihi, kültür varlıkları, Anadolu ve Anadolu uygarlıkları, Mezopotamya ve Mezopotamya uygarlıkları, kültürel miras ve müze konularında farkındalık kazandırılması amaçlanıyor. [caption id="attachment_192373" align="alignright" width="300"] Arkeolog ve Yaratıcı Drama Eğitmeni Gül Bulut[/caption] “Müzede Drama Projesi” nedir? Toplumun müzelere olan ilgisini erken yaşlardan itibaren aşılamayı hedefleyen proje, çocuklara yaşadığımız coğrafyadaki kültürel çeşitliliğin insanlığın ortak mirası olduğunu ve toplumun en önemli varlıklarından biri olan kültürel mirası korumanın bir yurttaşlık ve insanlık görevi olduğunu anlatılıyor. Müfredat ile uyumlu, müze deneyimi öncesi, müze deneyimi ve müze deneyimi sonrası olmak üzere “Yaratıcı Drama Atölyeleri”, “Müzede Drama Atölyesi” ve “Görsel Sanatlar Atölyesi” şeklinde üç aşamadan oluşan proje ayrıca müze deneyimi sırasında bir “Müze Etkinlik Kitapçığı” ile destekleniyor. Proje kapsamında çocuk, genç, yetişkin, aile, kurumsal, okul, öğretmen başlıklı farklı atölyeleri bulunuyor. Proje kapsamındaki atölyelere katılan çocukların, kazanacakları kültürel mirası koruma bilincini yaşamlarının diğer yıllarında da sürdürmeleri ve çevrelerinde bu bilinci yaygınlaştırmaları bekleniyor. Bu sayede zaman içinde kültürel mirasın korunması için gerekli olan toplumsal destek ve toplumsal katılımın sağlanmış olacağını belirten Bulut, yeni neslin kültürel miras bilincine sahip ve kültürel mirasa saygılı bireyler olarak yetiştirilmeleriyle farklı uygarlık ve kültürlere karşı farkındalık ve hoşgörü kazanarak dünya kültürel mirasına ve dünya barışına katkıda bulunulabileceklerini söyledi. Müzede Drama Projesi’ni mevcut müze eğitim programlarından farklı kılan en önemli özelliğin ise, projenin temelinde ve her aşamasında ağırlıklı olarak Yaratıcı Drama yöntem ve tekniklerinin kullanılıyor olmasına dikkat çeken Bulut, projenin aynı zamanda her yaş grubundan ve her kesimden öğrenci, yaşam boyu öğrenme felsefesine inanan herkes için uygulanabilir bir nitelikte olduğunu belirtti. “Ağaç Yaşken Eğilir” Bulut projenin önemine ilişkin, “Müzede Drama Projesi, onlarca uygarlık ve binlerce yıllık bir geçmişi barındıran zengin bir kültürel mirasa sahip ülkemizin geleceği ve umudu olan çocuklara ve gençlere, kültürel miras ve müze farkındalığı kazandırmaya ve müzeleri öğrenim süreçlerine dahil ederek müzelerin bir eğitim ortamı olarak kullanılmasına odaklanmaktadır. Projenin temel amacı, toplumun çocuk ve genç kesimini, yani ‘yarının büyükleri ve geleceğin karar vericileri’ni ‘kültürel miras’ ve ‘müze’ ile buluşturuyor. Bu buluşmayı sağlamak, toplumla bulundukları kültürel etkileşim aracılığıyla topluma kültürel mirası tanıtma ve toplumdaki kültürel alt yapıyı oluşturmada kilit konumda olan müzelerin, eğitimin merkezine oturtulması ile mümkün olabilecektir. Peki biz bunu nasıl yapıyoruz? ‘Ağaç Yaşken Eğilir’ atasözünden hareketle ve çocukların gelişimlerinin her basamağında öğrenmeye açık, keşfetme arzusuyla, hayal gücü ve merak duygusuyla dolu oldukları gerçeğinden hareketle çocuklarımızı öncelikle bir kültür ve eğitim kurumu olan müzeler ve kültürel mirasımız ile tanıştırıyoruz” dedi. Müzelerin, örgün eğitime entegre edilme gerekliliği Proje ile müzelerin eğitimde etkin bir şekilde kullanılmasının hedeflendiğini ifade eden Bulut, günümüzde öğrenmenin okul, sınıf veya kitap ile sınırlı olmadığını, eğitim uygulamalarının okul ortamı ile sınırlandırılmaması gerektiğine işaret etti. Müzelerin, geleneksel sınıf ortamından farklı bir öğrenme ortamı sunarak yapılandırmacı eğitim yaklaşımının uygulanmasına uygun bir zemin, müfredat programlarında belirlenmiş olan birçok kazanımın elde edilmesini sağlayabilecek potansiyele sahip olduğunu söyleyen Bulut, müzelerin, okulda öğrenilen bilgilerin ete kemiğe büründüğü ve içselleştirildiği verimli bir öğrenme ortamı olarak önemli bir yere sahip olduğunu belirtti. Bulut, müzelerin eğitim ortamı olarak kullanılmasının önemine ilişkin, “Hayatımızda bir kültür ve eğitim kurumu olarak önemli bir ağırlığa sahip olması gereken müze kurumunu ve kültür varlıklarını tanıtmak, müze kültürü aşılamak, kültürel değerler konusunda farkındalık yaratarak kültürel değerleri benimsetmek ve koruma bilinci oluşturmak, kültürel mirası sürdürme bilincini kazandırmak ve kültürel mirasın yeni nesillere aktarılmasına yardımcı olması hedefleniyor. Gelişmiş ülkelerin aksine ülkemizdeki çoğu müzenin atıl durumda olan eğitim işlevini ön plana çıkararak müzelerin eğitimde etkin olarak kullanılmasını sağlamak, müze-toplum ilişkisini yeniden şekillendirmek, müze-eğitim ilişkisi ve müze-okul işbirliği için köprü görevini üstlenerek öğrenmeyi desteklemek de amaçlanıyor. Türkiye gibi oldukça zengin bir kültürel mirasa ve içinde kültürel birikimleri barındıran birçok zengin müzeye sahip bir ülkede, müzelerin bir eğitim ortamı olarak kullanılması olanağından yararlanmamamın büyük bir kayıp olduğu düşünülüyor” ifadelerini kullandı. Duvarsız sınıf ve okula alternatif mekan: Müzeler Günümüzde “duvarsız sınıf” ve “okula alternatif mekan” olarak tanımlanan müzelerin öğrenim süreçlerine dahil edilmesiyle, bireylere fiziksel, duyuşsal, zihinsel, görsel ve sosyal etkileşimli bir müze yaşantısı ve birinci elden deneyim yaşayarak öğrenme ortamı sağlamanın mümkün olacağını belirten Bulut, yeni nesli müzelerin eğlenceli yüzüyle tanıştırmayı hedeflediklerini söyledi. Bulut, “Günümüzde öğrenmenin okul, sınıf veya kitap ile sınırlı olmadığı, eğitim uygulamalarının sadece okul ortamı ile sınırlı tutulmaması gerektiği ve müzelerin ise en etkin sınıf dışı öğrenme mekanlarından biri olduğu kabul ediliyor. Üzerinde yaşadığımız toprakların geçmişini yansıtan ve bizlere emanet olarak bırakılan kültürel mirasımıza sahip çıkılması ve gelecek kuşaklara güvenle aktarılması bilincinin, tüm toplumu ele alacak şekilde ve temel eğitimin bir parçası haline getirildiği eğitim politikalarına dahil edilerek yerleştirilmesi hayati öneme sahiptir. Bir eğitim kurumu olarak şu anda sınırlı bir şekilde hizmet veren müzelerin, örgün eğitime entegre edilme gerekliliğinin bulunduğunu belirtmek yanlış olmayacaktır” sözlerine yer verdi. Yaratıcı dramanın öğrenmedeki payı Projede temel yöntem olarak kullanılan “Yaratıcı Drama”nın öğrenmedeki rolü hakkında bilgi veren Bulut, “Çocuk gelişiminde tartışılmaz bir rolü olan ve çocukların iç dünyasının bir aynası niteliğindeki ‘oyun’un ve ‘oyunsu süreçlerin’ etkin olarak kullanılması, çocukların eğlenerek ve keyifle öğrenmelerine olanak sağladığı gibi öğrenmenin kalıcı olmasını da sağlıyor. Yaratıcı drama yöntem ve tekniklerinin yanı sıra, eğitim-öğretim yöntem ve tekniklerini ve müze eğitimi yöntem ve tekniklerini de barındıran bu proje, disiplinler arası ve bütünsel bir yaklaşımla yeni yetişen kuşaklara aktif bir şekilde ‘yaparak-yaşayarak-deneyimleyerek-eğlenerek öğrenme’ fırsatını sunuyor. En iyi öğrenmenin, bireyin öğrenme sürecine katılmasıyla gerçekleştiği bilinen bir gerçek” dedi. “Çocuklarınızın hayatında fark yaratın” Pandemi dolayısıyla Müzede Drama Atölyeleri’nin uzaktan eğitimle gerçekleştirileceğini ifade eden Bulut, “Çocuklarınızın Hayatında Fark Yaratın!’ sloganıyla başlatılan bu çalışma, en iyi ve en çok beğenilen örneklerin kullanıldığı hareketli sunumlar eşliğinde, uzmanından farklı yaş gruplarına özel olarak tasarlanmış ve verimliliği kanıtlanmış atölyelerden oluşuyor. Keşfetme arzusu ve merak duygusuyla dolu olan çocuklarımızı erken yaşlardan itibaren müzelerin eğlenceli yüzüyle tanıştıran bu atölyelerimiz, aynı zamanda ülkemizin geleceği ve umudu olan çocuklara ve gençlere kültürel mirasımızın tanıtılması ve kültürel mirası sürdürme bilincinin kazandırılmasını hedefliyor. Atölyelerle ilgili detaylı bilgiye ulaşmak isteyenler https://www.muzededrama.com/ adresini ziyaret edebilir” diye konuştu.