Mehmet Necati GÜNGÖR Referandum sonrası CHP’de kurultay tamtamları çalmaya başladı. Bazı CHP’lileri anlamakta zorluk çekiyorum. Bu referandum kampanyasında Kılıçdaroğlu’nun nasıl bir başarısızlığı var ki O’nu Genel Başkanlıktan almaya çalışacaksınız? Kendi ifadelerinizle çelişkiye düşüyorsunuz. “Hayır niye çıkmadı?” öyle mi? O zaman, “iki milyon mühürsüz oy evet için kullanıldı” iddialarınızı nereye koyuyorsunuz? Bize göre de hayır oyları evetlerden fazla idi ama, YSK böyle ilan etti. Ankara’yı da Melih beye YSK sayesinde kaptırmıştık! Her ne ise, gelelim CHP’ye. Her yazımda ifade ettim, bir kere daha söyleyeyim: Hiç bir partinin mensubu değilim. Milliyetçiyim, büyük Atatürk’e hayranlıkla bağlıyım. Ve halâ Adalet Partili’yim. Halâ Demirel’ciyim. Parti kapansa da, lideri merhum olsa da... Başka liderlere haksızlık etmemeliyiz: Özal’ın hamleci ruhunu, Ecevit’in dürüstlüğünü, Kılıçdaroğlu’nun beyefendiliğini ve dürüstlüğünü, Erbakan’ın samimi müslümanlığını, sanayiye olan düşkünlüğünü hep taktir etmişimdir. Bu ülke için çivi çakan herkese minnettarız. AKP iktidarının yollarına, geçitlerine, köprülerine de... Lütfen, insanları, liderleri yargılarken zalim olmayalım. İyi taraflarını görmeye çalışalım. Kılıçdaroğlu, CHP’yi iyi noktalara getirdi. Bu partideki din karşıtlığı algılamasını törpülemeye çalıştı, kısmen başarılı da oldu. CHP’nin hırçın muhalefet görüntüsünü, itidalli, akıllı ve ılımlı muhalefet çizgisine çekti. Merkez sağdan İlhan Kesici gibi değerleri bünyesine katarak, ülkücülere “kardeşlerim” diyerek sağla solu barıştırmayı, en azından yan yana gelmelerini sağladı. Partisini iktidara taşıyamadı ama oylarını yükseltti. Peki, o zaman sorun ne? Birilerini koltuğa oturtmak mı?