Hayatlarımıza bir kâbus gibi giren Covid-19 salgınından en çok çocuklar etkilendi. Isınan havalara rağmen sokağa çıkamayan çocukların içinde bulunduğu ruh hali ve ailelerin yapmaları gerekenlerle ilgili Çocuk Gelişimi Uzmanı Binici bilgi verdi. Öfke, değersizlik, korku, üzüntü, suçluluk, kaygı gibi duyguları hissedebilecek çocukların ikincil bir travma yaşamaması ve psikolojik dayanıklılıkların artırılması için doğru bilgiye ulaşması gerektiğini vurgulayan Binici, soğukkanlı davranıp tepkilerde kontrollü olunmasını önerdi

BESTE SALMAN / İSTANBUL - Tüm dünyada hızla yayılan Covid-19 can almaya devam ediyor. Covid-19 nedeniyle, dünya genelinde şimdiye kadar 10 milyonun üzerinde vaka görülürken 500 binin üzerinde insan yaşamını yitirdi. Türkiye’de, ilk defa 11 Mart’ta resmi olarak varlığı açıklanan Covid-19 salgını, tedbirlerin yetersiz olması nedeniyle her geçen gün daha da yayılıyor. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın açıklamasına göre, şimdiye kadar yaklaşık Türkiye’de 5 bin 200 kişi yaşamını yitirirken 201 bin 98 vaka tespit edildi. Bu tablo karşısında büyükler kadar çocuklar da tedirgin. Aylar önce okulları tatil edilen çocuklar, yaz tatiline rağmen zamanlarını evde geçirmek zorunda. Pandemi sürecinin çocuklar üzerindeki etkilerini ve ailelerin neler yapması gerektiğine dair sorularımızı Hacettepe Üniversitesi mezunu Çocuk Gelişimi Uzmanı Anı Binici yanıtladı. Aylardır ülkeyi etkisi altına alan Covid-19 nedeniyle toplumda artan bir korku ve paranoya ortamı var. Bu durum, özellikle çocuğu olan ailelere ne tür zorluklar çıkardı? Çocuklar nasıl etkilendi? Bu konudaki gözlemleriniz nedir? -Covid-19, her gelişim döneminden bireyleri etkilese de, çocukların ihtiyaçlarını kendi başına karşılayamamaları, gelişimlerini tamamlamamaları ve diğer ruh sağlığı sorunlarına daha açık halde olmaları nedeniyle çocuklara yönelik verilen öneriler ve bu yönde hazırlanan kaynaklara daha fazla ihtiyaç duyuldu. Çocuklar, pandemi sürecinde eğitim öğretim faaliyetlerinin uzaktan eğitime geçmesiyle, sokağa çıkma kısıtlamaları sebebiyle akranlarından ayrılmalarıyla şüphesiz süreçten en çok etkilenen yaş grubu olmuşlardır. Pandemi sürecinde çocuklar öfke, değersizlik, korku, üzüntü, suçluluk, kaygı gibi duyguları hissedebilir ve bu duyguları farklı şekillerde çevredeki bireylere yansıtabilirler. Belirsizliğin getirdiği bu duygu durum değişiklikleri ve korku çocuklarda davranış değişimlerine neden olabilir ki bu süreçte çocuklarda bu değişiklikleri gözlemledik. Belirsizlik yetişkin insanlarda bile ciddi bir endişeye sebep oluyor. Peki, çocuklar bu belirsizlik hallerini nasıl yaşıyor? Onlarda sonuçlar neler oldu ya da oluyor? -Eğitim öğretim faaliyetlerinin uzaktan eğitime geçmesiyle, sokağa çıkma kısıtlamaları sebebiyle akranlarından ayrılmalarıyla çocuklar için bu sürecin endişe yaratması kaçınılmaz oldu. Her çocuğun bireysel ve özel bir gelişim gösterdiği gibi bu sürece de her çocuğun tepkisi farklı yansımıştır. Ailenin endişeyi yaşama ve çocuğuna yansıtma durumu da bu konudaki en önemli etkenlerden biri. Her kanalda haberlerde Covid-19 aktarılırken çocuğun tüm haberlere şahit olmaması uzmanlar olarak öncelikli önerimiz. Ayrıca Covid-19 süreciyle birlikte çocuklarda uykuya dalmakta güçlük, uzun süreli uyuma, kâbuslar görme, öğün atlama gibi uyku ve beslenme düzeninde birtakım değişiklikler meydana geliyor. Bu değişiklikler çocukların Covid-19 pandemi sürecinin öncesindeki işlevselliğine dönmelerinde sorunlar oluşturmakta. Belli yaş gruplarına göre salgın konusu ve alınması gereken önlemler çocuklara nasıl anlatılmalı? - Covid-19 pandemi sürecinde çocuklar ölüm haberlerini daha sık almaya ve/veya kayıplar yaşamaya başladı. Bu noktada çocukların ikincil bir travma yaşamaması ve psikolojik dayanıklılıkların artırılması için çocukların doğru bilgiye ulaşması gerekiyor. Çocuklarınıza yardımcı olabilmeniz kendi beden ve ruh sağlığınızla birebir ilişkilidir. Onlar, sizi sandığınızdan çok daha yakından gözlüyor. Haberlere ve görüntülere verdiğiniz tepkiler çocukları doğrudan etkileyeceğinden; soğukkanlı davranmanız ve verdiğiniz tepkilerde kontrollü olmanız gerekir. Sadece koronavirüs değil; virüslerin genel zararlarını ve salgınları da içine katarak çocuklarla konuşulmalı. Hastalıkla ilgili neler bildikleri sorulmalı ve onların öğrenmek istediklerine cevap verilmeli. Çok küçük çocuklarda ayrıntılı bilgi vermek, onları rahatlatmak yerine yeni korkuların ortaya çıkması kolaylaştırabilir. Bu nedenle ayrıntıya girmek yerine uygun hijyen önlemleri hakkında bilgi vermek yeterli olur. Konuşmayı güvenli bir ortamda, çocuğun rahatça kendisini ifade edebileceği, kitap okuma, oyun, resim yapma ve benzeri etkinlikler sırasında gerçekleştirmek gerekir. Endişeleri küçümsenmemeli veya görmezden gelinmemeli. Bu duyguları yaşamanın olağan olduğunu ve ne zaman isterlerse bu konu hakkında konuşabileceğinizi belirtmek gerekir. Koronavirüsün çabuk yayılabilse de herkes hijyen kurallarına dikkat ettiğinde korunmanın mümkün olduğunu; büyükanne ve büyükbabasına da zarar gelmeyeceğini ve güvende olacaklarını anlatmalı. Okullar tatil edildi, aylardır çocuklar evde. Havaların da ısınmasıyla sokakta daha fazla vakit geçirmek isteyen çocuklara bir anda sokak adeta yasaklandı. Çocukların sürekli evde vakit geçirmeleri ruh hallerini nasıl etkiler? -Yaşamın eve sığdırılmaya çalışıldığı Covid-19 pandemi sürecinde okulların da kapatılmasıyla evlere kapanan bireylerin büyük bir kısmını çocuklar ve anneleri oluşturmaktadır. Çocuklar yetişkinlere nazaran ilk defa böyle bir durumla karşı karşıya kalmış ve sosyal medya kanalları ile salgının gidişatına tanık olmuşlardır. Ev ortamında çocukların Covid-19 pandemi süreciyle ilgili gereğinden fazla görsel ve işitsel uyaranlara (medya, sosyal medya vb.) maruz bırakılmaması gerekmektedir. Çocuklar bu dönemde akranlarından uzak kaldıkları için odalarında bilgisayar ve telefon kullanarak akranlarıyla sohbet etmek veya oyun oynayarak arkadaşlarıyla sosyalleşmek isteyebilir. Aile günlük rutin planlamasına kontröller dahilinde bunu da eklemelidir. Evde tüm gün sıkılan çocukların bu sorunu nasıl giderilebilir? -Günlük rutin planlamalar yapılmalıdır. Esnek olma ve kabul edici davranılmalıdır: Covid-19 pandemi süreci öncesinde çocukların sergilediği fakat aile üyelerinin hoşlanmadığı veya onaylamadığı uzun süreli bilgisayar başında oturma, oyun oynama, telefonla meşgul olma gibi davranışların sıklığı Covid-19 pandemi sonrasında artış gösterebilir. Bu nedenle aile üyelerinin bu artan davranışlar karşısında daha esnek olması, dışarı çıkamadığı için sosyalleşemeyen çocuklarının yalnız kalmaya ihtiyacı olabileceğini kabul etmesi ve çocuklarını eleştirmemesi çocuklarının bu süreci atlatabilmelerine yardımcı olacaktır. Evde görev dağılımı yapılmalıdır. Özellikle mutfak, çocuklar için gelişimsel destek atölyesidir. Çocukların gelişimlerini desteklerken kaliteli vakit geçirmek mutfak aktiviteleri ile çok verimli olabilmektedir. Ne tür oyunları önerirsiniz? Aileler yaratıcı oyunları nasıl bulabilirler? -Ev içinde günlük rutinimizde kullandığımız materyaller birer oyun materyali olabilir. Örneğin tahta kaşıklarla balon yarışı, meyvelerle renk çalışmaları, evde hazırlanabilecek kartlarla hafıza oyunları ve daha sayabileceğim birçok aktivite. Unutmayalım ki “Oyun, çocuğun işidir”. Sizler yeter ki onunla oyun oynamak isteyin. Çocuklar da büyükler gibi bu kaos ortamında gerginleşiyorlar ve ailelerine daha agresif cevaplar veriyor. Bu agresifliğin kalıcı olmaması için neler yapılmalı? -Tüm bireyler bir gelişim süreci içerisinde ve yaşanılan belirsizlik ve kaos ortamı herkeste farklı bir tepkiye sebep oluyor. Gerginlik ve agresiflik de bu sürecin getirdiği tepkilerden biri. Çocuklarda kalıcı olmaması ebeveynlerin bu noktadaki yaklaşımıyla ilintilidir. Ebeveynler için de belirsiz ve zor olan bu süreçte çocuklarına karşı daha esnek ve yapıcı olmaları, çocuklarına bu süreçle ilgili doğru bilgileri aktarmaları ve mümkün olduğunca güzel vakit geçirmeye özen göstermeleri bu süreçteki agresifliğin geçiciliğine olanak sağlayacaktır. Hangi noktaya gelindiğinde bir uzmandan yardım istenmeli? Ailelere bu konuda bir mesajınız var mıdır? -Benim Çocuk Gelişimi Uzmanı olarak önerim, biricik ve değerli olan çocuklarınızın gelişimlerini doğru bir şekilde gözlemleyebilmek ve destekleyebilmek için yaş ve gelişim özellikleri dikkate alınarak bütüncül bir bakış açısı yakalayabilmek ve çocuklarınıza bu şekilde yaklaşabilmek adına takıldığınız her noktada çocuk gelişim uzmanlarından destek alarak ilerlemenizdir. Yani uzman desteği almak için özellikle bir noktaya ulaşmayı beklemek doğru olmayabilir. Erken teşhis ve müdahalenin önem arz ettiğini vurgulayarak çocuğunuzun gelişimi ve gelişim desteği konusunda soru işaretleri yaşadığınızda Türkiye’nin neredeyse tüm hastanelerinde görev alan Çocuk Gelişim Uzmanlarından destek almanızı öneririm.
Editör: TE Bilisim