Naz AKMAN/ Emekli Reşat Bey ile Kadriye Günsev’in en küçük kızları olan Nebahat Karataş, 1949 yılında dünyaya gelir. Yenimahalle Öğretmen Kubilay İlkokulu’nda öğrenime başlayan Karataş, aynı semtte Kız Meslek Lisesi’nde okumaya devam eder. Karataş, bu sıralarda ilgi duyduğu resim alanında da çalışmalar yapmaya başlar. 1968 yılında Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Jeoloji Bölümü’nde ön lisans öğrenimine başlayan Nebahat Karataş, bir yandan da resim yeteneğini geliştirmek için çabalar. Naif Ressam Nebahat Karataş bu haftaki konuğumuz… nebahat3 FAHİR AKSOY İLE NAİF RESME BAŞLIYOR 1996 yılında yakın bir arkadaşıyla beraber Ankara Resim Heykel Müzesi’nde resim kursuna başlayan Nebahat Karataş, mesleğe ilgisini şöyle anlatıyor: “Resim alanında amatör çalışmalar yapıyordum, fakat profesyonel anlamda kurslarla beraber kendimi geliştirmeye başladım. Beraber çalıştığımız hocam İbrahim Karaoğlu, benim resimlerimi detaylı çizdiğimi gördükten sonra Türkiye’nin en önemli naif ustalarından Fahir Aksoy’a benden söz etmiş. Bunun üzerine Aksoy da bana ulaşarak, kursu bırakmamı ve Matrakçı Nasuh’un Türk Tarih Kurumu yayınlarından ‘Beyan-ı Menazil-i Sefer-i Sultan Süleyman Han’ kitabındaki sekiz eseri çalışmamı istedi. İnanın, aylarca eve kapanarak bu eserlerle meşgul oldum. Balıkesir’de yaşayan Fahir Aksoy’un yanına giderek tablolarımı gösterdim. Naif resmin fazlasıyla uğraş gerektiren bir iş olduğunu ve eğer disiplinli çalışabilirsem çok güzel sanat eserleri yaratabileceğimi belirtti. Açıkçası ben hocam Fahir Aksoy ile tanıştıktan sonra bu yolda ilerlemeye karar verdim. Naif resim hiçbir kural olmadan tamamen özgürce eserler yapabileceğiniz bir ekoldür. Benim tüm resimlerim kurgudur, bakarak çalışmıyorum. Her bir tablo için aylarca çabalıyorum, bütün detayları özenle çiziyorum, adeta bir fotoğraf gibi… Her tablonun bitimine yakın uykularım kaçıyor. Bu çok tatlı bir heyecandır. Bugüne kadar birçok karma ve kişisel sergi açarak, ülkemizi bu alanda beslemeye çalıştım. 2 RESİM ÇİZMEK YETENEK GEREKTİRMİYOR Naif resmi özellikle çocuklara ve gençlere tanıtma, sevdirme gayesi içindeyim. Resim alanında çocuklara tekniğin kuralların verilmesine karşıyım. Yani bir çocuk, gökyüzünü veya denizi kırmızıya boyayabilir, sandalyeyi üç ayaklı da çizebilir. Bu bir yaratıcılıktır ve müdahale edilmemesi gerekiyor. Teknik duyguları körleştiriyor ya da alışılagelmiş kurallar sınırlı olmamıza neden oluyor. Bu alanda eğitim almak elbette gereklidir, ama kurallara bağlı kopya eserler ortaya çıkarmak tekrardan başka bir sonuç doğurmaz. Ayrıca resmin yetenekle ilgisi olmadığını düşünüyorum, Fahir hocam da ‘Kötü resim yoktur’ derdi. Gerçekten bu alandaki eserler görecelidir. ‘Şu resim kötü olmuş’ diyemezsiniz. Neye göre değerlendirebilirsiniz ki… Sanatta ölçüt yoktur. Özgün olan her çalışma bir sanat eseridir, çünkü sanatçının ruh halini yansıtıyor.” 1 OĞLUNUN ADINI OKULA VERİYOR Nebahat Karataş, Ankara Dikmen’de bulunan Gökçe İlkokulu’nun isim sahibi… Aynı zamanda Karataş Vakfı Başkanlığı görevini de sürdürüyor. Nebahat Karataş, yaptığı bu işlerden de şöyle söz ediyor: “1997 yılında trafik kazasında kaybettiğimiz oğlumuz Gökçe’nin adını bir okulda yaşatmak istedik. Gerekli işlemlere başladıktan sonra Dikmen’de yapılmakta olan bir devlet okuluna ‘Gökçe Karataş İlkokulu’ adını verdik. Bir sene sonra da yine oğlumuzun adıyla ‘Gökçe Karataş Vakfı’nı kurduk. Oğlum çocukları pek severdi, boş zamanlarında çocukların ihtiyaçlarıyla ilgilenerek onlara destek olurdu. İstedik ki bu okuldan mezun olan her çocuğun diplomasında oğlumuzun adı yazsın, böylelikle onu yaşatabilelim. İnanıyorum ki bu onu çok mutlu ederdi… 1998 yılında eğitim-öğretime 80 öğrenciyle başlayan okulumuz, şimdilerde 600-700 ilkokul öğrencisini okutacak düzeye geldi ve bir devlet okulu olmasına rağmen, desteklerimizle özel okul imkanlarına sahip oldu. nebahat1 SANAT VE SPOR ÖDÜLLERİ VERDİK Vakıfta da 1999 yılından itibaren ‘Gökçe Karataş Spor ve Sanat Ödülleri’ vermeye başladık ve yıllarca bunu sürdürmeyi başarabildik. Türkiye çapında önemli bir projeydi bu, çok kıymetli jüri ve katılımcılarla dünya gündeminde de yer aldık. Süleyman Demirel, Tansu Çiller gibi önemli siyasetçiler, bürokratlar ve sanatçılar törenlerimize katılıyordu. 2000 yılında da vakıf olarak yaptığımız bu projeden dolayı Fair Play ödülünü almaya hak kazandık. Nebahat Karataş, vakıf ve okuldaki çalışmalarla ilgili olarak da şunları söylüyor: “2009 yılında talihsiz bir şekilde ikinci oğlumuzu kaybettik. Bu sebeple vakfın ‘Gökçe Karataş’ olan adını ‘Karataş Vakfı’ şeklinde değiştirdik. Spor, sağlık, eğitim, sanat gibi alanlarda projeler yürüterek çocukların ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyoruz. 15 yıldır yürüttüğümüz okullar arası resim yarışmalarıyla, gerek vakfın gerekse okulun etkinliklerini arttırmayı amaçlıyoruz. Yarışmalara hazırlanırken çok emek sarf ediyoruz, ancak çocukların yapığı resimleri gördükçe bu işi yapmada daha istekli oluyorum. Her yarışmamızda bine yakın resim geliyor ve günlerce jüriyle bu resimleri seçmeye çalışıyoruz. Çocuklara ödül olarak resim gereçleri veriyoruz. Ödül alan çocuklar, bazen eserlerine isim yazmayı unutuyorlar. Ben de günlerce okul aracılığıyla velilerle irtibata geçerek, tabloları tarif ederek o öğrenciyi bulmaya çalışıyorum. Bunlar çok önemli değerlerdir. nebahat4 ÇOCUKLARIN İLK HEDİYELERİ Çocuklarla hayata daha çok tutunuyorum. İnanın, o kadar çok mutlu oluyorlar ki… Hiç unutmam, bir ilkokul çocuğumuza ödül olarak resim şövalesi vermiştik. Çocukcağız bu şövaleye o kadar değer veriyormuş ki, boyundan büyük olmasına rağmen onu evin her köşesine taşıyarak en güzel köşeyi bulmaya çalışıyormuş. 16 yıldır 350 çocuğa resim alanında başarılı oldukları için ödüller verdik. Sosyal medya üzerinden bir genç bana ulaşarak, bu yarışmalarda yıllar önce kazandığı ödülü hala sakladığını söylemişti. Bunları gördükçe, ne kadar kıymetli işler yaptığımızı fark ediyorum ve azimle daha çok çalışıyorum. Düşünsenize, çoğu çocuğun ilk hediyesini bu yarışmalarda verdik. Bu unutulmaz bir hatıradır.” Karataş, dünyada büyük ilgi gören naif resim alanında çalışmalarını sürdüreceğini de belirtti. Nebahat Karataş, yakın zamanda Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde açtığı “Retrospektif” sergisindeki 70 eseriyle sanatseverlerden yoğun ilgi gördü. Burada Karataş’ın, 2014 yılında “Musee International d’art Naif de Magog”un, 89 ülkenin Facebook üzerinden katıldığı yarışmasında birinci olan “Kale” tablosu da sergilendi.