Büyük önder Atatürk, yüce mecliste yaptığı bir konuşmada çok sesli Türk müziğini çağdaş ülkeler düzeyine getirmemizi irade etmişlerdi. Nitekim ikinci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, büyük önderin uyarılarına ilgisiz kalmamış, İdil Biret-Suna Kan yasası olarak bilinen yetenekli çocukların yurtdışında ünlü hocalar ve kaliteli müzik akademilerinde eğitim görmelerini isteyen yasayı yüce meclisten çıkartarak, başta İdil Biret, Suna Kan, Ayla Erduran, Verda Erman ve Suna Korat gibi yetenekli çocuklarımız, yasaya uyularak yurtdışında eğitim görmeleri için Avrupa’ya gönderilmişlerdir. İkinci Dünya Savaşı sonrası zor şartlarda Avrupa’ya gönderilen bu çocuk sanatılar daha sonraki yıllarda görgü, terbiye ve üstün müzik yetenekleri ile Modern Türkiye’nin yurtdışında sanat elçileri olarak başarıdan başarıya koşmuşlardır. 1941 doğumlu İdil Biret, daha çocuk denilecek yaşlarda yani beş yaşında Mithat Fenmen’den piyano dersleri alarak, geleceğin büyük yıldızı olacağını kanıtlamıştır. Nitekim İdil Biret, Suna Kan yasası gereği Paris’e gönderilmiştir. Yedi yaşında gittiği Fransa’da Paris Konservatuvarını 1957’de birincilikle bitirmiştir. Harika çocuk olarak Avrupa’nın hemen hemen her ülkesinde konserler veren İdil, birçok festivallere çağrılmış, sayısız ödüllere sahip olmuş, Cumhuriyetin üstün yetenekli bir sanatçısı unvanını almıştır. 1936 doğumlu keman virtüözü Ayla Erduran, henüz çocuk yaşta keman çalarak dikkatleri üzerine toplamıştı. On bir yaşında Paris Konservatuarına girdi. Müzik Enstitüsü’nde öğrenim gördü. Rusya-Moskova’da Oystrah’la çalıştı. Polonya’da, Poznan kentinde düzenlenen 3. Wienlawski Keman Yarışması’nda birinci olarak yeteneği ile kendisini sanat çevrelerine tanıttı. Pek çok ödülün sahibi olan Ayla, 1965 yılında Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası solistliğine getirildi. 1973 yılında ise Devlet Sanatçısı unvanı ile taltif edilmiştir. Verda Erman, küçük yaşta gösterdiği yetenek ve başarı dolayısıyla yetenekli çocuklar için çıkarılan yasa çerçevesinde, 1958 yılında Fransa’ya gönderilen Verda Paris Ulusal Konservatuvarını birincilikle bitirmiştir. Marquerite Long Piyano Akademisi’nden birincilik mezun olmuştur. Çıktığı turneler çerçevesinde dünyanın dört bir tarafında konserler vermiş. Ödüller kazanmıştır. Sayısız plaklar yaparak başarısını kanıtlamıştır. Verda daha sonra Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası solistliğine atanarak, 1971’de Devlet Sanatçısı unvanı almıştır. Başarılarını yurtdışında da sürdüren Verda Erman, Montreal’de yapılan uluslararası piyano yarışmasında ikinci olmuş, New York’ta düzenlenen yarışmada ise Edgar Levantritt Ödülü’ne layık görülmüştür. Dünyaca şöhrete sahip Suna Kan daha çocuk yaşlarda müzisyen olan babasından aldığı keman dersleri ile dikkat çekmiş, özel hocalardan başarılı notlar almış 9 yaşında ilk konseri ile o yılların siyasilerinin ve İsmet İnönü’nün dikkatini çekerek o yılların siyasilerinin ve İsmet İnönü’nün dikkatini çekerek, 1948 yılında İdil Biret ile birlikte Suna Kan-İdil Biret yasasından yararlanarak müzik öğrenimi için Fransa ya gönderilmiştir. 1952 yılında Paris Konservatuvarını birincilikle bitirdikten sonra, Cehevre, Viotti Yarışmalarında birincilik, 1956’da Münih Yarışması’nda ikincilik, M. Lang-J. Thibavd Uluslararası Yarışma’da beşincilik kazanarak ismini müzik dünyasına altın harflerle yazdırmıştır. Pek çok ülkede Türk ve Brahms ile Beethoven’un yapıtlarını yorumladı. Devlet Sanatçısı unvanı da alan Suna Kan, Ankara Oda Orkestrası’nda solist ve başkemancı olarak ta uzun yıllar görev yapmıştır. Doldurduğu müzik albümleri bugün dünyanın dört bir tarafındaki müzik marketlerde satılmaktadır. Cumhuriyetin yetenekli sanatçıları arasında yer alan bir isimde Suna Korat’tır. Opera sanatçısı, soprano, Ankara Devlet Konservatuvarının ardından Güney Amerika’da uzun yıllar çalışmış, 1983 yılında ise Devlet Sanatçısı unvanını almıştır. Ayşegül Sarıca, Uluslararası alanda ün yanmış bir Türk piyano virtüözü olup, O’da devlet bursu ile yurtdışında eğitim görmüş bir Cumhuriyet sanatçısıdır.