Türkiye İnsan Hakları Vakfı’ndan “Akademisyen İhraçları” raporu

İhraç edilen akademisyenlerin yaşadıkları süreci gözler önüne seren raporda akademisyenler, ihraç sonrası damgalandıklarını, hedef gösterildiklerini, iş bulmada zorlandıklarını, güvencesiz çalıştırıldıklarını aktardı. Raporda, yaşam standardı hakkı ve sağlık hakkına erişimin engellendiği, hedef gösterildikleri ve ekonomik sıkıntılar yaşadıkları belirtilerek “sistematik ayrımcılık ile keyfi cezalandırma yapıldığı” saptamasında bulunuldu.

Şeyma Paşayiğit / ANKARA - Türkiye İnsan Hakları Vakfı tarafından Olağanüstü Hal (OHAL) ilanı ile Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) yoluyla üniversitelerden ihraç edilen akademisyenlerin uğradıkları hak ihlalleri ve bunların hukuksal, ekonomik, sosyal sonuçlarını yapılan mülakatlarla birlikte konu alan “Akademisyen İhraçları” başlıklı rapor hazırlandı. KHK ihraçları için “ağır insan hakkı ihlali” ve “sistematik ayrımcılık” nitelendirmeleri yapılan rapordan öne çıkanlar şöyle sıralandı: KHK ihraçları damgası: KHK ihraçları, bir damga haline getirildi. Mesleki ruhsatları iptal edilenler, kendi uzmanlık alanlarında çalışmaktan mahrum bırakıldı. Kamu sektörü dışında iş bulmaya çalışanlar, işe alınmadı veya düşük ücretlerle, sigortasız, parça başı çalışmaya mahkûm edildi. Yaşam standardı hakkı engellendi: KHK ile ihraç edilenlerin pasaportları, yine bir KHK maddesi ile iptal edildi. Böylece ihraç edilenlerin yurtdışına yasal yollarla çıkmaları imkânsız hale getirildi. İhraç edilen ve çalışma imkânları büyük ölçüde sınırlandırılan akademisyenlerin; eğitim imkânı gibi amaçlarla yurtdışına çıkamamaları, yeni hayatlar kurmak için insan onuruna yaraşır bir yaşam sürmelerinin önünde önemli bir engel oldu. Bu bağlamda yaşam standardı hakkı da engellendi. Sağlık hakkına erişim engellendi: İhraç edilen kamu görevlilerinden emekli olamayanlar, ihraçlarını takip eden 100 günün sonunda Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından karşılanan sağlık güvencelerini kaybetti. Gelir testinde öngörülen pirimi ödeyemeyecekleri ispat edemedikleri takdirde de prim ödemek durumunda kaldı. KHK listeleriyle hedef gösterme: KHK’lerin ekli listeleri ile Resmî Gazete’de kişisel bilgileri kamuoyuna açık biçimde ihraz edilmesi özel hayatın gizliliği hakkının ihlaline sebep oldu. İhraç edilenlere ilişkin özel durum ve bilgiler, herkesin ulaşabileceği bir hale geldi. Araştırma sorularına yanıt veren akademisyenlerin yüzde 84,8’i kamuya açık bir mecrada ve hedef göstermek amacıyla kişisel bilgilerinin paylaşıldığını ifade etti. Akademisyenler, sırasıyla; internet sitelerinde, sosyal medya sitelerinde, basılı yayınlarda, radyo, televizyonlar, basın açıklamaları ve üniversitelerinin web sayfalarında hedef gösterildiklerini bildirdi. İhraç sebebiyle tehdit: Görüşülen akademisyenlerin yüzde 55,3’ü ihraç sebebiyle ilişkili olduğunu düşündüğü bir nedenle sözlü veya yazılı bir tehdide maruz kaldığını ifade etti. Görüşülen akademisyenler; basın yoluyla, e-posta, sosyal medya, on-line haber siteleri gibi internet araçları kullanılarak, ev ve işyerlerine bırakılan notlarla ve yüz yüze tehdit edildiklerini beyan etti. SGK dökümü ile istihdamlarına engel: İşverenlere, istihdam edilecek kişilerin “damgalı veya sakıncalı” olduklarına dair bilgilendirme yapıldı. İhraç edilenlerin SGK dökümlerinde ihraç edildiklerine dair ibare bulunması çalışmalarına engel yarattı. Görüşülen akademisyenlerin yüzde 60,2’si SGK hizmet dökümü dolayısıyla işe girmekte güçlük çektiklerini ifade etti. Ekonomik zorluk: İhraç sonrası hiç geliri kalmadığını ve çok azaldığını belirtenlerin oranı yüzde 88,5. Akademisyenlerin mülakatları sırasında en çok; ekonomik zorluk, işsizlik, borç, maddi kayıp ve geçim derdi temaları üzerinde konuştukları belirlendi. İhraçtan önce akademik sorun: İhraç edilenlerin çoğu, ihraç edilmeden önce zorluk yaşadığını beyan etti. Ankete katılanların yüzde 68,4’ü ihraç edilmeden önce ihracıyla ilişkili olduğunu düşündüğü bir sebeple akademik görevlendirmeleriyle ilgili sorunlar yaşadığını ifade etti. İhraç edilenlerle bir araya geldiler: Araştırma kapsamında görüşülen ihraç edilmiş akademisyenlerin yüzde 93,4’ü hem kendi üniversitesinden hem de diğer üniversitelerden ihraç edilmiş akademisyenlerle, yüzde 62’si ise üniversite dışındaki kurumlardan ihraç edilenlerle görüştüğünü belirtti.