İnternet bağımlılığı, sosyal medya bağımlılığı, cep telefonu bağımlılığı, oyun bağımlılığının özellikle yeni nesilleri tehdit ettiğini ve çocukların artık yetişkinler tarafından değil ekranlar tarafından büyütüldüğünü dile getiren uzmanlar, gelecekte daha da ciddi bir soruna dönüşecek bu konuda şimdiden gerekli tedbirlerin alınmasını ve “dijital detoks”un yaygınlaştırılmasını savunuyorlar
AYLA GANİOĞLU / ANKARA - Cep telefonuna bakmadan ne kadar süre durabiliyorsunuz? Yemek yerken, arkadaşlarınızla bir arada bulunduğunuzda telefona sürekli bakma ihtiyacı duyuyor musunuz? Cep telefonsuz bir gün geçirmeyi hiç denediniz mi? İnternete bakmadan, sosyal medya hesaplarınıza bakmadan hiç gün geçirdiniz mi, geçirebilir misiniz? “Dijital mahkum”lar olmamak için batıda giderek, tüm dijitallerden gün içinde belli saatlerde, haftada ya da ayda birkaç gün uzak kalma anlamına gelen “dijital detoks”un yaygınlaştığını biliyor musunuz? Bu konuya ilişkin önlemler ve önerileri belirlemek amacıyla TBMM’de Bilişim Teknolojileri Bağımlılığını Araştırma Komisyonu kuruldu. Komisyonun, Kasım ayında raporunu açıklaması bekleniyor. İNTERNETSİZ, CEP TELEFONSUZ KALMA KORKUSU Bilişim Teknolojileri Bağımlılığını Araştırma Komisyonu üyesi CHP Bartın Milletvekili Aysu Bankoğlu, 24 Saat Gazetesi’nin sorularına karşılık, son verilere göre Türkiye’de bireylerin yüzde 73’ünün internet kullanıcısı olduğunu söyledi. Bankoğlu, internet bağımlılığının, tıbbi adıyla “internetsiz kalma korkusu” (netlessfobia) ve “cep telefonundan uzak kalma korkusu”nun (nomofobi) giderek yaygınlaşmakta olduğunu söyledi. Bankoğlu, “Bu yeniçağ hastalıklarını dikkate almazsak aileler, eğitimciler, toplum ve dünya olarak çok büyük sorunlarla karşı karşıya kalacağımız kesindir. Bugün en büyük risk, Z kuşağı olarak adlandırılan 12-18 yaş aralığında. Bu rahatsızlık, alkol ile aynı grupta değerlendirilen bir rahatsızlık” dedi. BAĞIMLILIK GÖSTERGELERİ Bankoğlu, “Bağımlılık Tanı ve Tedavi Merkezi" bilgilendirme raporunda, birçok uzmanın çalışmasından yola çıkılarak internet bağımlılığının göstergelerinin, 10 basamakta toplandığını belirterek, bunları şöyle sıraladı: “Yalnızca birkaç dakika harcamaya niyetli olunduğu halde, bilgi aramak için saatler harcamak. Çalışma arkadaşları, özel arkadaşlara ya da eşe bilgisayar başında geçirilen zaman hakkında yalan söylemek. Monitörün başına her oturuşta saatlerce kaldığı için fiziksel sorunlardan mustarip olma. Sürekli olarak bir sonraki internet oturumunu iple çekmek. Aranılan bilgiyi bulmaya hep ‘bir adımcık’ kaldığını düşünmek. Anonim bir kişiliğe bürünmek, insanlarla internet üzerinden konuşmayı yüz yüze konuşmaktan daha kolay bulmak. E-postada bir şey var mı diye bakmak için zorlayıcı bir istek duymak. İnternete girmek için yemek öğünlerini, dersleri ya da randevuları boş vermek. Bilgisayar başında bu kadar fazla zaman geçirildiği için suçluluk duyma ve büyük bir zevk alma arasında gidip gelmek. Bilgisayardan uzak kalındığında, canının bilgisayar çekmesi ve yoksunluk semptomları göstermek.” Bankoğlu, cep telefonundan uzak kalma korkusuyla ilgili Dr. Umut Can Öztürk’ün, 2163 kişi üzerinde yapılmış çalışmasıyla ilgili şu bilgileri verdi: “Katılımcıların yüzde 41’i yanlarında iletişimden kopmamak için yedek ikinci bir telefon taşımakta. Kadınlarda nomofobi oranı yüzde 70’lere ulaşırken bu oran erkeklerde yüzde 61 civarında. Yaş aralığı 18-24 olanlar arasında nomofobi oranı yüzde 77’ye ulaşmakta ve cep telefonsuz kalmayı ‘tam bir trajedi’ olarak tanımlamaktalar. Yaş aralığı 25-34 arası grup, nomofobik olma açısından yüzde 68’lik oranla 2. en yüksek gruptur.” SAĞLIK SORUNUNA NEDEN OLUR MU? Bankoğlu, digital bağımlılığın sağlık sorunlarına yol açabileceğine ilişkin araştırmaların da bulunduğuna da dikkat çekti. Bankoğlu “Şöyle bir araştırma var ki, fareler üzerinde bir deney yapılıyor. Bir müddet ekran görüntüsüne maruz bırakılan hayvanın labirentten çıkmayı başaramadığı gözlemleniyor. Sonuç şu: Ekran değişiminden etkilenen farelerin öğrenme ve hafıza bölümünü kontrol eden bölümünde, bir şey izletilmemiş olanlara göre kalıcı olarak sinir hücrelerinin azalmakta ve oluşan beyin hasarı da kalıcı nitelikte” dedi. SPOR VE SANATSAL FAALİYETLER Bankoğlu, “Elbette okumaya, bir hobi edinmelerine, spor yapmalarına ve sosyal sorumluluk projeleri içinde yer almalarına teşvik etmeliyiz. Yürüyüş yapmaktan, doğaya çıkmaktan, akrabalarla temasını sürdürmekten zevk alacakları rutinler oluşturmalıyız. Bunlar Milli Eğitim Bakanlığı’nın da içinde olduğu bütünleşik bir yapı çerçevesinde olmalıdır. Spor ve sanatsal faaliyetlerin yetersizliği de çocukları bu bağımlılığa itiyor. Halk danslarına giden, arkadaş edinen, deşarj olan, müzikle iç içe olan, bedenini kullanan bir çocuğun motivasyonu ile evde internet üzerinden bunu başarmaya çalışan birinin aynı faydayı göreceğini düşünmek hayalperestlik olur” dedi. AK PARTİLİ DURGUT: SPORLA UZAKLAŞMALILAR TBMM Bilişim Teknolojileri Bağımlılığı ile Mücadele Komisyonu üyesi AK Parti İstanbul Milletvekili Müşerref Pervin Durgut, gelişmiş ülkelerde yapılan çalışmalarla teknoloji bağımlılığının genç kuşağı ve halk sağlığını tehdit ettiğini ve dolayısıyla ciddi sosyal ve bireysel sorunlara yol açtığının kanıtlandığını belirterek, “Yapılan araştırmalara göre Türkiye’de yaklaşık 40 Milyon internet kullanıcısı var ve bu kullanıcıların %90’ı teknolojiyi mobil olarak kullanmakta” dedi. Durgut, çocukluktan başlayarak ekran başında geçirilen zamanın kontrollü ve faydalı bir alışkanlığa çevirilebileceğini ve bu konuda sorun yaşayanların, Yeşilay da dahil STK'lar veya sağlık kuruluşlarından destek alabileceğini dile getirdi. Durgut, “Benim kişisel önerim ise, bireylerin yeni sosyal beceriler geliştirerek ve günlük yaşamlarında spor faaliyetlerinin yerini artırarak bağımlılıklardan uzaklaşmaları ve bu şekilde yeni, ikame aktiviteler yoluyla kendilerine vakit ayırmalarıdır” dedi. YARIN: UZMANLAR NE DİYOR?