Mehmet Necati GÜNGÖR Önce memnuniyetle kaydetmemiz gereken hususa değinelim: İktidar, 657 Sayılı Kanun’da değişikliğe gidecekmiş. Memur güvencesi kaldırılacakmış. Ücretler fayda ve verimlilik esasına göre tespit edilecekmiş. Gerçekleşirse, gerçekten devrim olur. Halihazır yasa odacısından genel müdüre kadar herkese dokunulmazlık sağlıyor. İşini yapanlarla yapamayanlar, torpillilerle torpilsizler aynı statüye tabi tutuluyor. 657 Sayılı Kanunla ilgili görüşlerimiz, başlangıçtan beri hep bu noktada oldu. O yüzden, iktidarı şimdiden kutlamak istiyoruz. Bu Yasa çıkarılırsa Devlet rahatlar, belki memurlardan iktidara yakın olmayan bir kesim şimdilik zarar görebilir ama olsun, zamanla her şey yerli yerine oturtulur. Devletin böylesine ağır bir yükten kurtulması gerek. Bu yüklerden birisi de Diyanettir. Diyanet, hiç bir dönemde olmadığı kadar, bu dönem tartışmalı bir kurum haline geldi. “Artık kapatılmalı” yönündeki görüş ve düşünceler günden güne çoğalıyor. Diyanet, bu haliyle devletin başına dert olmuş vaziyette. Camiler dibine kadar politikaya bulaştırıldı. Dini fetvalar bile günlük politikalara göre verilir oldu. Gerçi, laik devletin böyle bir problemi olamaz, olmamalı. Ama bakınız, iktidara göre işleyen bir mekanizma var. Komşumuz Yunanistan’da Çipras bu sorunu kökten  halletmiş. Devletten maaş alan bütün papazları sistemin dışına koymuş. Çipras, Yunan Diyaneti diyebileceğimiz Ortodoks kilisesinde tüm rahip ve papazları devlet memurluğundan atmaya karar vermiş. Çipras, din işlerinin para karşılığı yapılmasının asla etik olmadığını ifade ediyor. Bizde de imamlar ve din görevlileri devletten aldıkları maaşla bu işi yapıyorlar. Oysa İslamda maaşlı imamlık müessesesi yoktur. Üstelik bizde 9 bakanlık bütçesine bedel Diyanet İşleri yanında bir de Diyanet Vakfı diye devasa bir vakıf var. Hac paralarından ve bağışlardan beslenir. Çok büyük varlıklara sahiptir. Önerimiz şu: Her semtte, her semtin ibadethanelerini içine alacak cemaat vakıfları kurulmalı. Din görevlilerini o vakıflar tayin etmeli, vatandaştan alınacak paralarla maaşları karşılanmalı. Diyanet Vakfı bünyesinde böyle bir yapılanmaya gidilebilir. Devlet için daha yararlı bir iş olur diye düşünürüz. Bu arada, gerçek din adamlarını tenzih ederek bu tespitleri yapıyoruz. Ancak, sayıları o kadar az ki... Camilerin de, cemevlerinin de, kilise ve havraların da giderlerini o inancın sahipleri yüklenmeli, devletin sırtına böyle bir yük yüklenmemeli. Yunanistanın yaptığını Türkiye de yapabilmeli.