Masallardan çıkmış gibi büyüleyici ahşap yayla evleri ve modern konaklarıyla Kaçkar Dağları eteğindeki Elevit Yaylası, gözdesi haline geldi. Yaylanın girişinde sizi karşılayan tabelanın üzerinde şu yazıyor: “Rakım 1800, Nüfus: Belirsiz”

BESİM GÜÇTENKORKMAZ -  Fırtına Deresi, kaynağına doğru ilerledikçe daha gür akar. 4 bin metre yükseklikteki Kaçkar Dağları’nda toplanan yağmur suları, çok kısa mesafede denizle buluştuğu için Fırtına Deresi’nin de debisi oldukça fazladır. Onu, diğer akarsulardan ayıran en büyük özelliği üzerinde Hidroelektrik Santrallere (HES) ve ona benzer yapı bulunmamasıdır. Dere üzerinde yapılmak istenen HES’e karşı bölge halkının verdiği destan gibi mücadele hâlâ dilden dile anlatılır. İşte o Fırtına Deresi’nin yakınlarında yer alan muhteşem yaylalardan biridir, Elevit Yaylası. Bu yayla, bölgedeki Ermenilerin yaşadığı son yayla olarak da bilinir. Kafkaslar’a geçiş noktasında, yani İpek Yolu üzerinde bulunur. Bir ucunda Kafkaslar, diğer ucunda ise Bayburt’a uzanan dağdan yürüyüş yolu vardır. Elevit, yayla olarak tanınıp bilinmesine karşın, muhtarlığının bulunması nedeniyle aslında bir köydür. Yaylaköy olan yeni adı ise hemen hemen hiç kullanılmamaktadır. Masallardakine benzeyen büyüleyici, geleneksel, tipik ahşap yayla evleri ve modern villa tipi konakları ile Kaçkar Dağı eteğindeki Elevit Yaylası, turistlerin Doğu Karadeniz’deki uğrak noktası haline geldi. Yoğun ilgi çeken, 1800 metre yükseklikteki Elevit’in girişinde sizi karşılayan tabelanın üzerinde şu yazar: “Rakım 1800, Nüfus: Belirsiz”. Elevit’in nüfusu gerçekten de yaz ve kış aylarında büyük değişkenlik gösterir. Yaz aylarında, özellikle son yıllarda Elevit’e büyük bir turist akını yaşanıyor. Tabii bir de, çoğu büyük kentlere göçen eden bölge insanı da yaz aylarında 2-3 aylığına köylerine geri geliyor. Konaklama olanağı bulunan Elevit’te, diğer yaylaların aksine bir de bakkal mevcut. Bakkalın adı da oldukça ilginç: “Yok yok bakkalı”. Yöresel giysileriyle hizmet veren bir kadının alış-veriş edenlere yardımcı olduğu bakkalda, tabelasında yazıldığı gibi hemen hemen her şeyi bulmak mümkün. Bakkalda bulabilecekleriniz arasında tedavülden kalkan birçok eski sigaranın koleksiyonu da, tahtadan yapılmış binlerce oyuncak da var. 80’lerden sonra yaşanan yangından sonra büyük bir yapılaşma sürecine giren Elevit, bölgedeki horonlarıyla ünlü en büyük eğlencelerin yapıldığı yayla olarak biliniyor. Bu yaylaya sadece horon oynamak için gelenler oluyor. Her yıl Ağustos ayının 15’inden sonra yaylada başlayan eğlenceler ilgi çekiyor. Aslında bu eğlenceler, eskiden “ot biçme şenliği” olarak düzenlenirmiş ama şimdi yaylada “ot biçme” bitmiş, geriye eğlencesi kalmış. Elevit’te, “Horon”un süresini anlatmak için ilginç benzetmeler yapılıyor: “Gençler yorulana, evdeki yer tahtaları kırılana, sevdalıların attıkları türküler bitene dek horon sürer”. Elevit’in, “horon”u öyle iki kelime ile geçiştirilmeyecek kadar değerlidir ve profesyonellik gerektirir. Horon sırasında atma türkülere hemen cevap veremeyenler için, horon oyunu orada biter. Evli, bekâr fark etmez, herkes kol kola girerek kardeşçe, dostluk içinde horon oynayabilir bu güzel yayla köyünde. Yemyeşil örtünün ortasında akan dere, renk renk, çeşit çeşit çiçekleri ve ahşap mimarideki evleri ile büyüleyen yayla, foto safari tutkunlarının ilgi gösterdiği bir yer. Yaylada, başta Yaban Keçisi olmak üzere Karadeniz'e özgü diğer yabani hayvanlar da bulunuyor. Elevit’ten, dağlık alandaki taşlı tozlu daracık tarihi İpek Yolu’nu takip ederseniz, yine bir dönem Ermenilerin yoğunlukta yaşadığı Trovit ve Palovit yaylalarına ulaşırsınız.