Yıllarca birçok profesyonel takımda santrafor olarak ter döken Bekir Korkmaz, artık hattatlık yapıyor ve yeni hattatların yetişmesi için çaba harcıyor. Hat sanatına çocukluğunda merak salan ancak lisede futbola başlamasıyla hatta bu ara veren Korkmaz, futbolu bırakınca “Huzuru buldum” dediği hat sanatına döndü

Serkan Talan -  Bir zamanlar profesyonel ligde ter döken Bekir Korkmaz, şimdilerde hattatlık yapıyor ve yeni hattatların yetişmesi için uğraş veriyor. Günümüzde pek yapılmayan ve zamanla unutulan hat sanatına çocukluğunda merak salan ancak lisede futbola başlamasıyla busanata ara veren Bekir Korkmaz, futbolu bırakmasıyla futbol antrenörlüğü yapmak yerine çok sevdiği hat sanatına yeniden başladı. Bir zamanlar sahalarda rüzgâr estiren Korkmaz şimdi ise hat sanatında yaptıklarıyla adından söz ettiriyor. Geçmişi çok eskilere dayanan sanat: Hat Hat sanatı geçmişi çok eskilere dayanan bir sanat dalı. Osmanlı’dan günümüze kadar gelen ve usta çırak ilişkisiyle gelişen, hat sanatı, Arap harfleri çevresinde oluşmuş güzel yazı yazma sanatı olarak tanımlanıyor. Hat sanatının Arap harflerinin gelişme gösterdiği dönemden sonra, 6.yy ve 10.yy arasında ortaya çıktığı tahmin ediliyor. İstanbul, fethinden sonra hat sanatının “ölümsüz” merkezi olmuş. Bütün İslam dünyasında tartışmasız kabul edilen bu gerçek, en güzel biçimde şu sözlerle ifadesini bulmuştur: “Kur’an-ı Kerim Hicaz’da nazil oldu, Mısır’da okundu, İstanbul’da yazıldı.” Yıllar sonra hat sanatıyla yeniden buluştu Yıllardır birçok profesyonel takımda santrafor olarak görev yapan evli 2 çocuk babası Bekir Korkmaz futbolu bıraktıktan sonra ortaokulda ara verdiği hat sanatına yeniden başladı. Kendi deyimiyle “Yetenekliydim” diyen Korkmaz, camilerin süsleme işini yaparken diğer yandan da Halk Eğitim Merkezi’nin açtığı hat kursunda usta öğreticilik yaparak yeni hattatların yetişmesi için mücadele ediyor. Lisede, yaşadığı İzmir Çiğli’de bir camiye çırak olarak giren Hattat Korkmaz “İlk başlangıcım orasıdır. Lisede profesyonel futbol ligde oynayınca bu işe ara vermek zorunda kaldım” diyor. Ünlü hattat Avni Nakkaşoğlu’nu örnek alıyorum Hat sanatında kendisine öncü olan ismin Kerküklü Avni Nakkaşoğlu olduğunu belirten Korkmaz “Onun yaptıkları benim hat sanatında ilerlememe neden oldu. Kendisini dünya tanıyor. Bende onun yolundan gitmek için çalışıyorum. Bu sanat zahmetli ancak çok bilinmiyor. Ben de eserlerimle, yetiştirdiğim öğrencilerle bu sanatın dünya çapında tanınması için gayret gösteriyorum” sözleriyle yeni hedefini açıklıyor. Antrenörlük yerine hattatlığı tercih etti Profesyonel futbolculuk yaşamında İzmirspor, Tirespor, Kütahya Simav, EynalsporPetkimspor ve Uşakspor takımlarında santrafor olarak görev yapan Korkmaz, futbol yaşamının sona ermesiyle futbol antrenörlüğü yapmak yerine çok sevdiği ve “Huzuru buldum” dediği hat sanatına deri dönmüş. Bir zamanlar futboldan ekmeğini çıkartan Korkmaz, şimdilerde tarihi saray ve camilerde hat sanatıyla süslemeler yaparak ekmeğini tabir yerindeyse “taştan” çıkarıyor. “Bu işi severek yaptığım için yorulmuyorum” diyen Korkmaz, hattatlığın incelikleri ve zorluklarından söz ederken “Yukarılarda çalışıyoruz. Bunun tehlikesi var tabi. Ayrıca hatta renk uyumunu iyi yakalamanız gerekiyor” diye konuşuyor. “Hat sanatıyla huzuru buldum” Futbolculuk yaşamının son bulması nedeniyle başka işlerle uğraştığını, başarılı olamadığını ancak hat sanatına başlamasıyla adeta kendini bulduğunu aktaranKorkmaz,“Bu işi yapmak bana huzur veriyor. Ruhumun arındığını hissediyorum. Balkanlar ve Orta Asya olmak üzere yurtdışında birçok ülkede birçok caminin işlemelerini yaptım. Şimdilerde yaşadığım Osmaniye ve çevresindeki camilerde süslemeler yaparken, diğer yandan yeni hattalar yetiştirmek için uğraşıyorum” ifadelerini kullandı. “Hat Kuran’ı Kerim’den neşet etmiştir” Hat sanatıyla ilgili bilgilerde veren Korkmaz şunları söyledi: “Hat sanatı, birçok anlam içeriği olan, mesaj ve huzur veren bir sanattır. Bu sanat, Kur’an-ı Kerim’den neşet etmiştir. Kuran’ın en güzel şekilde yazılması hedeflenerek, böyle bir sanat gelişmiştir. Kur’an-ı Kerim nazil olmaya başladığından itibaren vahiy kâtipleri ve sonraki hattatlar aracılığıyla ayet-i kerimeler yazıya dökülmüş. Hat sanatı kademe kademe ilerleyerek, bugüne kadar gelişmiştir.”