Döviz kurlarındaki hareketlilik, son zamanlarda ekonomide yaşanan olumsuz gidişat, ÖTV oranlarının artması Türkiye'deki otomobil ve hafif ticari araç satış piyasasını derinden etkiledi

Dudu Gül GÜRAY DEMİR - Döviz kurlarındaki hareketlilik, son zamanlarda ekonomide yaşanan olumsuz gidişat, ÖTV oranlarının artması Türkiye'deki otomobil ve hafif ticari araç satışlarını olumsuz etkiledi. Otomobil satışı 2019 yılı Kasım ayı sonunda geçen yıla göre yüzde 25,63 oranında azalarak, 316 bin 427 adet oldu. Geçen yıl aynı dönemde 425 bin 478 adet satış yapılmıştı. Sıfır araç pazarı 2018 yılında ise Haziran ayında yaşanan ekonomik gelişmeler ve kurdaki yükseliş sebebiyle artan fiyatlara bağlı olarak yılı 600 bin adet seviyesinde kapattı. 2019 yılının ilk 6 ayında uygulanan ÖTV/KDV indirimlerine rağmen pazar daralmaya devam etti ve ilk 6 ay 200 bin satış adedi ile kapandı. Kurda yaşanan sert dalgalanmaların otomobil piyasasına da etkisi büyük oldu. Geçen yıla göre yüzde 25,63 azalan otomobil pazarında, ekonominin olumsuz yönde hareket etmesiyle 2020 yılında da bu düşüşlerin süreceği tahmin ediliyor. Otomotiv Distribütörleri Derneği'nden (ODD) yapılan açıklamaya göre, Türkiye otomobil ve hafif ticari araç toplam pazarı, 2019 yılında bir önceki yıla göre yüzde 22,85 gerileyerek 479 bin 60 adet olarak gerçekleşti. Toplam pazarda 2018 yılında 620 bin 937 adet toplam satış gerçekleşmişti. Geçen yıl bir önceki yıla göre otomobil satışları, yüzde 20,37 azalarak 387 bin 256, hafif ticari araç satışları yüzde 31,8 gerileyerek 91 bin 804 adet oldu. Türkiye Hafif ticari araç pazarı, 2019 yılı Ocak-Kasım döneminde geçen yıla göre yüzde 38,74 azalarak 72 bin 133 adet oldu. 2018 yılı aynı dönemde 117 bin 753 adet satış gerçekleşmişti. 2019 yılı Kasım ayında hafif ticari araç pazarı 2018 yılının Kasım ayına göre yüzde 13,56 azaldı ve 10.373 adet olarak gerçekleşti. Geçen sene 12 bin adet satış yaşanmıştı. Hafif ticari araç pazarı, 10 yıllık Kasım ayı ortalama satışlara göre yüzde 42,99 azaldı. 2019 Kasım ayı sonunda otomobil pazarı motor hacmine göre incelendiğinde, en yüksek paya yüzde 93,95 oranıyla 1600cc altındaki otomobiller 297 bin 297 adet ile sahip oldu. Ardından yüzde 2,42 pay ile 1600-2000cc aralığındaki otomobiller ve yüzde 0,31 pay ile 2000cc üstü otomobiller yer aldı. 2018 Kasım ayı sonuna göre, 1600cc altındaki otomobil satışlarında yüzde 27,3, 1600-2000cc aralığında motor hacmine sahip otomobil satışlarında yüzde 34,2 ve 2000cc üstü otomobillerde ise yüzde 20,6 azalış görüldü. 2019 yılı on bir aylık dönemde 85kW altı 39 adet ve 121kW üstü 137 adet, toplam 176 adet elektrikli otomobil satışı gerçekleşti. 2019 Kasım ayı sonunda otomobil pazarı ortalama emisyon değerlerine göre incelendiğinde en yüksek paya, yüzde 40,04 oranıyla 100-120 gr/km arasındaki otomobiller 126 bin 687 adet ve ardından yüzde 27,37 payla 120-140 gr/km arasındaki otomobiller 86 bin 611 adet ile sahip oldu. Dizel Motorlu Araçlara Talep İlk Sırada 2019 yıl Kasım ayı sonunda otomobil satışları motor tipine göre incelendiğinde dizel otomobil satışları yüzde 53,72 pay 169 bin 972 adet ile birinci sırada yer alırken, benzinli otomobil satışları yüzde 38,61 pay 122 bin 184 adet ile ikinci sırada, ardından otogazlı yüzde 4,35 pay ile üçüncü, hibrit yüzde 3,26 pay ile dördüncü ve elektrikli otomobiller ise yüzde 0,06 pay ile beşinci sırada yer aldı. En Çok C Segmenti Tercih Edildi Segmentlere göre en yüksek satış adetine yüzde 61,5 pay alan C segmenti 194 bin 562 adete ulaştı. 2019 Kasım ayı sonunda otomobil pazarı segmentinin yüze 85,7’sini vergi oranları düşük olan A, B ve C segmentlerinde yer alan araçlar oluşturdu. Segmentlere göre değerlendirildiğinde, en yüksek satış adetine yüzde 61,5 pay alan C (194 bin 562 adet) segmenti ve ardından yüzde 24,0 pay ile B (75 bin 973 adet) segmenti ulaştı. 2019 Kasım ayı sonunda otomobil pazarı kasa tiplerine göre değerlendirildiğinde, en çok tercih edilen gövde tipi yine Sedan otomobiller yüzde 50,5 pay, 159 bin 829 adet oldu. Sedan otomobilleri yüzde 24,3 pay ve 76 bin 771 adet satış ile SUV yüzde 21,4 pay ve 67 bin 820 adet satış ile H/B kasa tipindeki otomobiller takip etti. Otomatik Şanzımanlı Otomobillere Talep Azaldı 2019 Kasım ayı sonunda otomatik şanzımanlı otomobil satış adetleri 2018 Kasım ayına göre yüzde 22,34 oranında azaldı. 2019 yılı on bir aylık dönemde otomobil satış adetleri geçen yıl aynı dönem ile kıyaslandığında, otomatik şanzımanlı otomobil satışlarının payı yüzde 65,42’den yüzde 68,31’e 216 bin 154 adete ulaştı. Ocak-Kasım döneminde kaydı yapılan otomobillerin 185 934'ü beyaz renklidir Ocak-Kasım döneminde trafiğe kaydı yapılan otomobilin yüzde 53,9'u beyaz, yüzde 24,1'i gri, yüzde 6,8'i siyah ve yüzde 5,7'si kırmızı iken yüzde 9,5'i diğer renklerdedir. 2019 yılı otomotiv sektörü toplam pazarının 450 bin - 500 bin adet, 2020 yılı otomotiv sektörü toplam pazarının ise 525 - 575 adet aralığında olması tahmin ediliyor. Araştırmanın bin 500’den fazla kişiyle sorulduğu, sorulan katılımcıların sadece yüzde 55’inin aracının olduğunu, aracı olmayanların satın alma isteğinin ise yüzde 96.2 olduğu ve tasarımların beğenilme oranının yüzde 98.4, Türkiye’nin Otomobili’nin bir dünya markası olabileceğine inanma oranının da yüzde 90,3 olduğu kaydedildi. Otoshops Satış ve Operasyon Müdürü Melih Mutlu, yaptığı açıklamada, şunları kaydetti: "Son çeyrekte faizlerdeki düşüş trendi, kredi kampanyaları, olumlu ekonomik veriler ve ertelen taleplerin gerçekleşmesi ile hızlanan satışlar sonucunda Kasım ayı sonu itibariyle pazar, 388 bin seviyelerine geldi. Aralık ayında artan talep karşısında yeterli araç sağlanamaması sebebiyle pazarın 475 bin seviyelerinde yılı kapatacağı öngörülmektedir. Özetlemek gerekirse 2018 yılında Pazar 2017 yılına göre yüzde 34, 2019 yılında ise 2018’e göre yüzde 28,5 daralmıştır. 2020 yılında ise distribütörlerin pozitif ekonomik verileri de göz önüne bulundurarak araç planlamalarını daha iyi yapacaklarını varsayarak 550 bin adetlik sıfır araç pazarı öngörümüz bulunmakta." İkinci Elde Tablo İyimser Sıfır araç pazarında daralmayı konuşurken 2.el tarafında daha iyimser bir tablo olduğunu söyleyen Mutlu, "2017 yılında 2.el pazarı 6.5 milyon adet ile kapatmıştı. 2018 yılında 2.el pazarı büyüyerek 6.8 milyon seviyesine çıktı. 2019 yılında ilk 10 ayda 2.el pazarı 2018 yılının aynı dönemine göre yüzde 4 büyüyerek 6 milyon adetlere ulaştı. Sıfır pazarında fiyatlardaki artış, sıfır araç stoklarının da tükenmesiyle talep 2.el’e doğru yöneldi. Bu nedenlerle 2019 yılı 2.el pazarı 7.5 milyon adet seviyelerinde kapanması öngörülüyor. 2.el pazarındaki toplam adet artışını tetikleyen diğer bir unsur ise 2.el ticareti yapan firmaların kendi aralarında satış hacminin geçmiş yılara göre artış göstermesi.” diye konuştu. 2017 yılında 1’e 7 olan sıfır-ikinci el oranı, 2018 yılında 1’e 13, 2019 yılında ise bu oran 1’e 18 seviyesine çıktığını dile getiren Mutlu, 2020 yılında ekonomik verilerde bir değişiklik olmadığı takdirde 2.el pazarının 7.8 milyon adet ile kapanacağını öngörüldüğünü kaydetti. Elektrik Motorlu Araçların Çevreye Etkisi Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi (HMKÜ) -Biyosistem Mühendisliği Bölümü Öğr. Üyesi Dr. Ömer Eren, yaptığı açıklamada, Avrupa Çevre Ajansının 2016 yılında yayınladığı raporda, ulaşımdan dolayı oluşan GHG salımlarının 1990 yılına göre yüzde 16 oranında arttığını, bunun da en büyük sebebinin içten yanmalı motorlu araçların kullanılmasından kaynaklandığını söyledi. Elektrik motorlu araçların içten yanmalı motorlar gibi çevreye doğrudan zehirli gaz salmadığını belirten Eren, şöyle devam etti: “Hava kirleticilerinin insan sağlığı üzerinde hem akut hem de kronik etkileri olabilmektedir. Ajans, daha önceki yıllarda yayınlamış olduğu EU White Paper’e göre(2011), 2050 yılına kadar bütün şehirlerde içten yanmalı motorlu araçların kullanımının yasaklanması gerektiğini söylemekte ve böylece ulaşımdan dolayı oluşan GHG salımlarının yüzde 60 oranında azalacağına ifade etmektedir. Eğer elektrikli motorlu araçları şarj edeceğimiz elektrik, yenilenebilir enerji kaynaklarından (güneş, rüzgar, hidrolik, jeotermal, dalga ve biyoyakıt) üretilirse, elektrikli motorlu araçlar çevre açısından daha da avantajlı olabilecektir. Bunu su şekilde açıklayabiliriz: Yenilebilir enerjiden üretilmiş elektrik motorlu aracı şarj edip kullanılırsa, benzin yakıtlı içten yanmalı motorlu araçlara göre yüzde 20-24 ve dizel yakıtlı içten yanmalı motorlu araçlara göre yüzde 10-14 küresel ısınma potansiyeli düşürülebilir.” Elektrik motorlu araçların otomotiv pazarında başarılı bir şekilde pazarlanması üç temel faktöre bağlı olduğunu dile getiren Eren, “ Maliyetler, müşteri memnuniyeti ve mühendislik performansı. Bu bağlamda, bir elektrikli motorlu aracın çevreye etkisi de piyasa kabulü için önemli bir rol oynamakta ve ilk etapta geliştirilmelerinin ana nedenlerinden de biridir. Sadece elektrikli motorlu araçların kullanımı sırasında değil de üretiminden pazara kadar sokulması sırasında ki çevresel etkiler, diğer içten yanmalı motorlu araçlarla kıyaslanarak değerlendirilmesi önem kazanmakta ve bu konuda yaşam döngüsü değerlendirilmeleri Yönetim Danışmanları Derneği tarafından yapılmaktadır. Yapılan YDD çalışmalarına göre; araçların üretim safhası sırasında ki çevresel etkilerini belirlemede teknik özellikleri, özellikle boş kütleleri ve bataryanın kütlesi önemli faktörlerdir. Kullanım safhası sırasındaki çevresel etkileri belirlemede içten yanmalı motorlu araçları için yakıt tipi ve ortalama yakıt tüketimi ana faktörlerdir. Bunların yanında aracın üretim yılı da önemli bir rol oynamaktadır (yeni araçları yakıt tüketimi daha düşük olabilecektir). Elektrikli motorlu araçlar için ise elektrik üretiminde ki yakıt kaynağı ve teknolojisi belirleyici bir faktördür. Dünyanın çeşitli ülkelerinde yapılan çalışmalar göstermiştir ki elektrikli motorlu araçların iklim değişikliğine etkisi, içten yanmalı motorlu araçlara göre düşüktür. Ama insan zehirlenmesine etkisi ise yüksek olmaktadır. Bu etkinin yüksek olmasının sebepleri, Elektrikli motorlu araçlarda ki üretim safhası ve batarya kullanımıdır. Halkın Tercihi Yerli Ve Elektrikli Otomobil Türkiye'nin Otomobili Girişim Grubu Sanayi ve Ticaret A.Ş. tarafından tasarlanan ve Türkiye'de üretilecek elektrikli otomobili TOGG’un tanıtımının ardından vatandaşlar ÖTV muafiyetinin olacağından yerli otomobile ilgi duyuyor. Vergilerin az olması ve yerli üretime olan ilgiden dolayı 2022 yılında üretime geçecek olan yerli otomobil TOGG için vatandaşların yüzde 97’si olumlu karşılıyor. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın yapmış olduğu araştırmada, projeyi destekleme oranının yüzde 97.6 olduğunu, aracı satın almak isteyenlerin oranının ise yüzde 89 olduğu belirtildi. Vatandaşlardan Yusuf Toğrul, arabasını maddi imkansızlıklardan dolayı sattığını ve bir daha araba alacak kadar parasının olmadığını söyledi. Halkın genel olarak tercihinin elektrikli kilometre mesafesinin uzun olduğu araçlara yöneldiğini dile getiren Toğrul, şöyle devam etti: “Benim arabam yok ama halk genel olarak kendisine külfet olmayan araçlara yöneldi. Çünkü alım gücü günden güne eridi. Benzin ve motorin fiyatları ise çok yükseldiği için gelir düzeyi normal insanlar için bir lüks olmaya başladı. Bunun yanı sıra otomatik motorlu araçların manuel araçlara göre fiyat farkı çok fazladır. İkinci el araçların alımında yüzde 20 gibi bir artış oldu. 2006-2007 model araçların bile fiyatı en az 30 bin TL dir. Durum böyle olunca otomobil pazarında da haliyle bir daralma olduğunu gözlemliyoruz.”