Mehmet Necati GÜNGÖR Bu sözler, CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce için. “Eli doğru, sözü doğru, milletin oğlu Muharrem İnce” İsteyen, slogan olarak da kullanabilir. Patenti bana aittir, ücret istemem. O’nu Yalova Belediye Başkanlığı seçimlerinden tanıyoruz. Kazanacağız dedi, kapı dolaştı, insanları ikna ederek o zorlu seçimi  kazandı. Yetmedi, oyların başına iş gelmesin diye seçim gecesi YSK önünde bir tahta sandalyenin üstünde sabahlayarak nöbet tuttu. İnatçılığını, ısrarcılığını kanıtladı adeta. Öngörüsündeki isabetliliği ortaya koydu. Şimdi de, kendisini dinlemeye gelen, o meydanları hınca hınç dolduran kalabalıklara bakarak 24 Haziran’ın öngörüsünü dillendiriyor: “Bu iş tamam!” Şu kadar yıldır, seçim meydanlarını izlerim, benim de öngörüm bu istikamette. Eğer, meydanların dilinden anlıyorsam, ben de “Bu iş tamam” diyorum. Meydanlara olan aşinalığımı, genç bir gazeteci olarak rahmetli Ecevit’in 73 seçim kamanyasını izlerken kanıtlamıştım. Türkiye’nin en büyük haber ajansının temsilcisi olarak Hopa’dan haberi şu başlıkla geçmiştim: “Ecevit, Hopa limanında iktidar.” Üstelik, AP’li bir genç olarak. Edirne meydanında da şu notu paylaştım dostlarımla: “Muharrem İnce, Edirne’de iktidar.” İnatçı, cesur ve zeki bir siyasetçi Muharrem bey. Önce, liderinin karşısına aday olarak çıktı. İki defa yenilmesine rağmen pes etmedi. Son defa karşısına çıkıp “Cumhurbaşkanı adayı olmak istiyorum” dedi Şu olgunluğa bakar mısınız; Lider, iki defa kendisine rakip olmuş, kıyasıya geliştirmiş birini omuzlarına alıp millete Cumhurbaşkanı olarak taktim ediyor. Siyasi olgunluk budur işte. Kılıçdaroğlu’nu tebrik diyoruz. Muharrem İnce’yi herkes, hepimiz sevdik. Kimimizin kardeşi, kimimizin arkadaşı, kimimizin dertdaşı ve çocuklarımızın öğretmeni. Benim milliyetçilik ve vatanseverlik duygularımı pekiştiren lisedeki tarih öğretmenim Sezai Yıldırım’ı hatırlatıyor. (İstanbul’da yaşıyor. Ömrüne sağlık ve bereket diliyorum.) Ben de köy çocuğuyum. Ahırı, tırpanı, tandır başını ben de bilirim. O’nun ahır temizlemişliği, tırpan sallamışlığı var; bende yok. O benden daha köylü çıktı. Onun içi daha çok sevdim İnce’yi. Hepimizden, her birimizden ince motifler taşıyor bakışlarında, davranışlarında. O, kimimizin kardeşi, kimimizin arkadaşı. Hepsinden de öte koca bir milletin evlâdı. Yolun açık olsun, eli doğru, dili doğru, milletin oğlu.