Gazze'de çocuklar açlıkla yüzyüze-1İsrail güçlerinin yoğun saldırı ve işgali altındaki Gazze Şeridi’nde çocuklar açlık sınırında. Birleşmiş Milletler, dünya genelinde aç her 5 kişiden 4'ünün Gazze Şeridi'nde olduğunu açıkladı. BM, Gazze’de kıtlık riskinin arttığını, her geçen gün daha fazla çocuk ve erişkinin ölümcül salgınlara maruz kaldığını bildirdi. Katliamın baş sorumlusu Benyamin Netanyahu ise, destekçileri ABD ve Avrupa’yı aleni tehdit edip, “ABD 11Eylül’ün hesabını verdi mi? Irak, Afganistan, Suriye’nin hesabını verdi mi? Bana neyi soruyorsunuz? Ben gidersem yalnız gitmem” dedi.
Sözde çağdaş, uygar Batı, karanlık geçmişine ilişkin kirli çamaşırların ortaya saçılmasından rahatsız olmuş ki Netanyahu’yu bazıları açıkça bazıları da el altından desteklemeye devam ediyor!
***
NOSTRADAMUS
Gazze’deki durum vahim ancak dünyadaki tek sıkıntı İsrail’in Gazze’yi vurmasıyla ile sınırlı değil. Rusya Ukrayna’yı, İran Pakistan’ı, ABD Yemen’i vuruyor, Çin Tayvan gerilimi her an bir kıvılcımla patlayıp bölge dışına yayılabilir. Bazı uzmanlar Çin’in Tayvan’a yönelik bir hareketinin üçüncü dünya savaşını bile tetikleyecek boyutta olabileceğine dikkat çekiyor. Sıcak bölgelerde tansiyon her geçen gün daha da yükseliyor, emtia yüklü gemilerin Yemen-Kızıldeniz yolunu kullanmaktan kaçınması maliyetleri yükseltiyor, dünya diken üstünde duruyor.
Nostradamus'un  2024 kehanetleri can sıkıcıBu arada, 16'ncı yüzyılda yaşamış Fransız astrolog Nostradamus'un 2024 yılı için yayınlanan kehanetlerinde tablo hiç de iç açıcı değil. Adolf Hitler'den, ABD başkanı John F. Kennedy suikastı, 11 Eylül saldırıları hatta son pandemi salgınına kadar kehanetleri tutan Nostradamus’un 950’ye yakın kehaneti arasında bu yıl için öngörülenler şöyle, "Kızıl düşmanın korkudan rengi atacak, büyük Okyanus'ta tehdit olacak."  Bu kehanette "Kızıl düşman" olarak gösterilen Çin. Yani kahin Çin'in savaşa girebileceğini öngörmüş. Bir başka tehdit de küresel iklim krizi! Nostradamus’un, "Dünya giderek kuruyacak ve devasa seller görülecek. Açlık ve kuraklık baş gösterecek" cümlesi dikkat çekiyor. Nostradamus ayrıca, ciddi sağlık sorunları yaşayan 86 yaşındaki Papa Francis'in yerine yeni bir Papa seçileceğini, İngiltere Kralı Charles'ın görevden alınacağını söylüyor.
***
ESTONYA FERİBOTU SENDROMU
İyiden iyiye seçim sath-ı mailine girdiğimiz bu günlerde siyasi partiler, 31 Mart için yerel temsilcilerini kamuoyunda parlatma telaşındalar. “En uygun benim adayım”, “bizim adayımız daha iyi hizmet eder”, ağız dalaşıyla halkın oyuna göz kırpıp, büyükşehirleri kapma yarışı hız kazandı. Halkın gerçek gündemi ise seçim değil geçim derdi! İş, aş, ayın sonunu getirebilmek, başını alıp giden fiyatları yakalayabilmek özellikle dar gelirli yurttaşın en büyük sorunu. Zengin ülkelerin dışındakileri saran ekonomik sıkıntılara hükumetlerin bir türlü çözüm bulamamasına seyirci kalan kitleler nedeniyle son dönemde sosyal medyada yeniden sıkça gündeme getirilip paylaşılan bir alıntı dikkatimizi çekti.
1994 yılında Estonya’nın başkenti Talin’den Stockholm’e giden Estonya feribotu kıyıya çok yakın bir mesafede battı. Büyük faciadan 137 yolcu kurtuldu, 852 yolcu ve mürettebat yaşamını yitirdi. Su alıp yan yatarak batan feribotta bulunan yolcuların tamamına yakını yüzme bilmesine, sahile çok yakın olmalarına rağmen 852 yolcunun nasıl göz göre göre ölüme gittiği çok tartışıldı.
Feribot 28 Eylül’de gece yarısı sert dalgalar nedeniyle su almaya başlayınca tahliye işlemi başlatıldı. Ancak 987 yolcudan sadece 137’si feribotu terk edip kurtuldu. Kalan 852 yolcu ise gemi kaptanının, “Sayın yolcularımız, lütfen panik yapmayın; dünyanın en güçlü feribotundasınız” sözlerine inanarak su boşaltma işlemini merakla izlemeye başladılar. Saatler ilerledikçe feribot daha da yan yattı ama 852 yolcu izlemeye devam etti. Feribot gece yarısı kaptana güvenip batışı izleyen yolcularıyla birlikte tamamen sulara gömüldü.
852 yolcunun Feribotun su aldığını ve yan yatmaya başladığını görmelerine rağmen gemiyi terk etmeden son saniyeye kadar izlemeleri psikoloji kitaplarında, “Estonya Feribotu Sendromu” olarak yer aldı. Günümüzde kötü yönetilip, borca batan, ağır ekonomik krizler yaşayan ülkelerde her şeye rağmen yönetimlerine güvenenlerin durumu da o feribot faciasında yaşamını yitirilenlere benzetiliyor. Bu tür insanların davranış şekillerine psikoloji bilimi bugün hala mantıklı bir açıklama getirmekte zorlanıyor.
***
MERKEZ BANKASI
Ekonomiye değinmişken son olarak, Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan’ın etrafında yoğunlaşıp kamuoyunda çok tartışılan iddialarla yazımızı noktalayalım. Başkanın babasının bankanın dokuzuncu katında ofis tuttuğu, personeli tokatladığı şeklindeki ağır iddialar havalarda uçuşuyor.
Tüm bu iddialar doğruysa vahim, doğru değilse Merkez Bankası başkanını ve ailesini itibarsızlaştırmaya yönelik iftiralar var demektir bu çok daha vahim! Zira bu tür asılsız iddialarla ne hedefleniyor? Merkez Bankası Başkanına kumpas mı düzenleniyor? Kamuoyu bu sorulara yanıt bekliyor, net bir açıklama yapılmasını istiyor.