Boş tencerenin iktidarları sarsıp yıprattığı bir ülkede yaşıyoruz. Toplumda kesimler arası uçurumun giderek keskinleştiği, bir kısım mutlu azınlığın servetine servet katarken, asgari ücretle çalışanların; işçi, emekli, küçük esnaf, üretici ve besiciden oluşan büyük çoğunluğun giderek daha da yoksullaştığı bir dönemdeyiz.

Utku Şensoy

Türkiye’de piramidin en tepesinde yer alan küçük varsıl kesim, evleri, arabaları, yazlıkları ve yatlarıyla müreffeh bir yaşam sürdürürken, büyük çoğunluk ayın sonunu nasıl getirebileceği ya da kredi kartı borcunu nasıl ödeyebileceğinin hesaplarını yapıyor.  Daha da vahim olan, günümüzde bu büyük kesimdeki yurttaşların yoksulluğu kuşaktan kuşağa aktarılan genetik bir hastalık gibi! Babasından kalan yoksulluk altında ezilen milyonlarca gencimiz ne yazık ki bu kısır döngü içinde girdaptan kurtulamıyor. Hindistan’daki kast sistemi gibi toplumumuzda oluşan kesimler arası farklılık büyüyüp orta direk eriyip yok oldukça, bir gruptan diğerine atlamak imkansız hale geliyor. 

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) bu konuda son derece çarpıcı veriler yayınladı. TÜİK’in araştırmasına göre, 14 yaş ve civarında ailesi kiracı olanların yaklaşık yarısına yakını hâlâ kirada oturuyor. 14 yaş ve civarındayken ailesi ev sahibi olanların yüzde 60’a yakını bugün ev sahibiyken, bu grubun dörtte biri artık kiracı konumuna gerilemiş. Uzun bayram tatilinde görülebileceği gibi, 30 milyon yurttaş yollara çıkabilirken büyük kesim kentlerinde, beldelerinde kalmaya mahkum oldu. Tatil kavramı hala ülkemizdeki çok sayıdaki yurttaş için bir hayal. 14 yaş civarında ailesinin kısıtlı olanakları nedeniyle tatile gidememiş olanların ilerleyen yıllarda yüzde yetmişi için bu hayali gerçekleştirmek mümkün olamıyor! 

Ne kadar acıdır ki, ebeveynleri tatil mevhumundan yoksun büyüyenler tatili ancak dizilerde, filmlerde, hayallerinde görebiliyor! Çocukken ailesiyle tatil yapabilenlerin yüzde atmışı büyüyünce tatile çıkabilecek finansal imkana kavuşabilirken, bu grubun yüzde 40’ı tatile gidebilecek maddi olanağı yitiriyor.

 Bu verilerden de görülebileceği üzere, orta ve orta alt sınıfın giderek eriyip yok olduğu son derece vahim bir tabloyla karşı karşıyayız. Ailenin finansal gücü yerindeyse, bu gelecek nesillere aktarılabiliyor, kırılgansa, tatile çıkabilmesi mümkün olmuyor. Ebeveynlerin başını sokabilecek bir dairesi varsa, bir sonraki kuşağın o imkanlara ulaşabilmesi hayli zorlaşıp hayal oluyor.

***

İltica

Ülkede tablo böylesine iç karartıcı ve toplumun büyük kesiminin ağır ekonomik sıkıntılar içindeyken yurttaşların mutlu olabilmesi mümkün görünmüyor. Çarşı-pazarda, trafikte hemen her yerde patlamaya hazır deli mayın gibi dolanıp çatacak yer arayanlar giderek çoğalıyor. Başını sokacak bir çatı, asgari ücretle de olsa sabit gelirli bir iş bulabilenler haline şükrediyor. Bulamayanlar ise çareyi başka diyarlarda arıyor. Hal böyle olunca da Avrupa Birliği ülkelerine en çok iltica edenler listesinde yurttaşlarımız da yer alıyor. Birlik üyesi 28 ülkeye iltica başvurusu yüzde 85 artan Türk vatandaşları artık ilk üç sırada! 2021 yılında 20 bin olan iltica başvuru sayısı, bir sonraki yıl 48 bine, 2023 yılında 90 bine yükseldi. 

Avrupa Birliği'nin İstatistik Ofisi Eurostat’ın yayınladığı verilere göre, en çok sığınma başvurusunda bulunanlar, Suriyeliler, Afganlar, Türkler, Venezuelalılar ve Kolombiyalılar! Bu 5 ülkenin vatandaşları 2023 yılında Birlik ülkelerine sığınma başvurusu yapanların neredeyse yarısını oluşturuyor. İltica başvuruları için en çok tercih edilen Avrupa Birliği ülkeleri, Almanya, İspanya, Fransa ve İtalya. 

Bu verileri incelediğimizde bizim için en çarpıcı sonuç, yıllardır çatışma ortamında olan Suriyeli ve Afgan vatandaşlarının hemen ardından yurdum insanının gelmesi! Bu ne yaman çelişki değil mi? 

***

Kirazda yüzler gülüyor

İç karartıcı verileri bir kenara bırakıp, biraz da huzur veren, içimizi açan güzel konulara değinelim. 
Bu yıl milyonlarca kiraz ağacı ihracat rekoru kırmak için meyvelerini 1 hafta önceden verdi, kirazda ihracat rekoru bekleniyor! Kiraz üretiminde dünya lideri olan ülkemizde bu yılın ilk hasadı, baharın erken gelmesiyle birlikte geçmiş yıllara göre bir hafta önce yapıldı. Türkiye yaklaşık 22 milyon kiraz ağacı barındırıyor. İzmir ile birlikte erkenci kiraz üreten yörelerin başında gelen Manisa’nın Şehzadeler ilçesinde Kuzey Yarım Kürenin ilk kiraz hasadı gerçekleşti. 
Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı ve Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, kiraz üretiminde 725 bin tonluk rekolteyle dünya lideri olduğumuzu, ihracatta ise dünyada ilk dört ülke arasında yer aldığımızı belirtti. Şili, dünya kirazının yüzde 10'unu üretirken, bu rekoltenin yüzde 30'unu ihraç ediyor. Türkiye ise dünyadaki kirazın yüzde 30'unu üretmesine rağmen bu üretiminin ancak yüzde 10'unu ihraç edebiliyor. Bu çelişkinin ortadan kaldırılması için Pazar arayışları da sürüyor. Almanya, Rusya Federasyonu ve Avusturya Türk kirazının en önemli pazarlarından. Hindistan, Singapur, Hong Kong gibi ülkelerde de kirazımıza ilgi büyük. Çin de Türk kirazının büyük gelişim gösterebileceği pazarların başında geliyor. 

***
Fenerbahçe Kadın Basketbol Takımı Eurolig'de Tarih Yazdı

Alkışlar Fenerbahçe'nin kadınlarına

Fenerbahçe Alagöz Holding Kadın Basketbol Takımı, üst üste ikinci kez Euroleague şampiyonluğunu kazandı. Euroleague finalinde Fransa’nın Villeneuve d'Ascq takımını 106-73 gibi ezici bir skorla yenen Fenerbahçe Alagöz Holding, üst üste ikinci Avrupa şampiyonluğunu yaşadı. Fenerbahçe, Euroleague finalinde 100 sayı barajını geçen ilk takım olarak ulaşılması zor bir rekora da imza atarak tarih yazdı. 

Kadın Basketbolcularımızı, bu büyük başarıda emeği geçenleri ve ülkemize bu gururu yaşatan Fenerbahçe kulübünü gönülden kutluyoruz.