Kuruluşunun ilk yılında 180’in üzerinde etkinlik düzenleyen Gökyüzü Sanatsal İyilik Vakfı, 7 binin üzerinde insanı bir araya getirdi. İyiler kendilerini ifade edecekleri bir çatı bulduklarında yoğunluğun arttığını belirten Vakfın kurucusu İncili, “Sosyal devleti, düzgün dizayn edemezsen yük, böyle yapıların üzerine biniyor. Normalde bir sosyal devletin yapması gereken şeyleri yapıyor Gökyüzü” diyor

Cemgazi Yoldaş / Gökyüzü Sanatsal İyilik Vakfı birinci yaşını doldururken, beklemediklerini ifade ettikleri bir başarıya ulaştı. Vakfın kurucusu Emrah İncili ve kuruluşun ardından bir araya geldiği Esra Hızal, bir yılda sosyal medyadaki takipçi sayılarının 40 bin kişiye ulaştığını ve etkileşimlerinin ülke genelinde, büyük bir yelpaze yakaladığını anlatıyor. İlk ödülünü ilk yıllarının sonunda Ankara Koru Rotary Kulübü’nden alan vakfın hedef kitlesi ise yolda değişmiş. Başta dezavantajlı gruplara sanatsal etkinliklerin ulaştırılması için harekete geçtiklerine işaret eden İncili, bugünkü yollarını “Herkesin sanata ihtiyacı var. Jeep kullanan kadın da sığınma evinde yaşayan bir kadın da aynı şekilde ihtiyaç duruyor” ifadesiyle çiziyor. Yükselişe geçen sivil hareketliliğin iyi insanlar için bir çekim merkezi haline geldiğine işaret eden İncili, sözlerini şöyle sürdürüyor: “İyiler, kendilerini ifade edecekleri bir çatıyı ne zaman bulsalar orada yoğunluk artıyor. Bu, Gökyüzü ile sınırlı kalmayacak. Böyle bir şeye ihtiyaç olduğu için kısa zamanda büyüyebildik. Sosyal devleti, düzgün dizayn edemezsen yük, böyle yapıların üzerine biniyor. Normalde bir sosyal devletin yapması gereken şeyleri yapıyor Gökyüzü. Partisinin önemi yok, hangi belediyeye gitsen, bizim yaptığımız şeyler vaatlerinde var ama ortada iş yok. İnsanlar oralardan bir şeyler beklemeyi bırakmış. Biz her etkinliğimizde 100-200 kişi topluyoruz buraya. Ankara’daki tüm belediyeleri topla, onlar yapamıyordur bunu.” Dezavantajlı gruplardan yoğun talep Gökyüzü Sanatsal İyilik Vakfı’nı, hayatı güzelleştirmek, toplumsal huzur için toplumsal bilinci yükseltme yolunda adeta bir “farkındalık fabrikası” olarak değerlendiren İncili, şu ana kadar 70 civarındaki gönüllü eğitmenle, haftanın 6 günü etkinlik gerçekleştirdiklerini bildiriyor. Haftanın 3 gününü dezavantajlı gruplara ayıran Vakıf, grupların olası ulaşım sıkıntısını işbirliği içindeki kuruluşlarla beraber aşıyor. Hızal ise, bu grupların kendilerine sosyal medya aracılığıyla ulaştığını ve daha önce başvurdukları yerel yönetimlerden böyle destekler görmediklerini aktardıklarının altını çizdi. Özel eğitim alan çocukların okullarından sığınma evlerine pek çok kurumdan talep geldiğini belirten Hızal, “Bu insanlar, devlet kurumlarına başvurduklarını ama ya muhatap bulamadıklarını ya da çok bekletildiklerini söylüyor. Bu insanlarla iletişim kuracak doğru mekanizmalar kurulmamış. Bu yanıtsızlık, her duyduğumda içimi parçalıyor” diye konuşuyor. Gönüllü eğitmenlerle her alanda Eğitmenlerinden katılımcılara, kendine bir kürsü, platform arayan herkes için aracı olmaya çalıştıklarını vurgulayan İncili, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) ilk ve son kadrolu ressamı Yaşar Çallı’dan, amatör çalışmalar yapan ressamlara, el işi ustalarından robotik kodlama sınıflarına kadar pek çok alanda atölye, sergi ve paneller gerçekleştirdiklerini aktarıyor. Vakıflarını, iyi insanların bir araya geldiği ve bu iyiliklerini çoğalttıkları bir mekân olarak gören İncili, topyekûn bir toplumsal bilinçlenme fırsatı olarak görüyor. İncili, bunun yolunun “Gökyüzü gibi herkesi kuşatan bir çatının altında çoğalttığımız sanattan ve iyilikten” geçtiğine vurgu yapıyor. İyiliği çoğaltma macerasını bütünlüklü şekilde ele aldıklarını kaydeden İncili, bu yıl içinde artık sığamadıkları bin 500 metrekarelik alanı değiştireceklerini söyledi. “Yaşam alanı güzel olacak ki, insanlar güzellikler görsün ki daha çok iyi insan gelsin ve bu iyilikleri çoğaltalım” diyen İncili, daha büyük bir yaşam alanı için kollarını sıvamış bile. Vakıf, daha büyük ve kapsayıcı bir yerleşke için Çayyolu civarında arayışlarını sürdürüyor.
Editör: TE Bilisim