Dünyanın ilk mağara kilisesi St. Pierre, Anadolu'nun en eski camisi Habib-i Neccar ile birçok kültürel değeri bünyesinde barındıran Hatay, tarihi ilkleriyle ve yatırımlarla turizmden hak ettiği payı almak istiyor

HALİT DEMİR / HATAY - Farklı dine mensup insanların bir arada barış içinde yaşadığı, aynı caddede cami, kilise ve havranın bulunduğu, ezan ile çan seslerinin adeta birbirine karıştığı "hoşgörü kenti" Hatay'da, kentin zengin tarihi geçmişindeki ilk yapılarla turizm alanında iddialı. Yüzyıllardır birçok medeniyete ev sahipliği yapan Hatay, dünyanın ilk mağara kilisesi St. Pierre, mozaik zenginliğiyle dünyada önemli yere sahip Hatay Müzesi, Hazreti İsa'nın havarilerinin mezarlarının bulunması nedeniyle hem Müslümanlar hem de Hristiyanların dikkatini çeken, Anadolu'nun en eski camisi Habib-i Neccar başta olmak üzere birçok tarih ve kültürel değeri bünyesinde barındırıyor. Samandağ'daki St. Simon Manastırı, Payas'taki Sokullu Mehmet Paşa Külliyesi, dünyada ilk ışıklandırmanın yapıldığı Kurtuluş Caddesi ile de dikkati çeken "hoşgörü kenti", turizmde yapılan yatırımla yeni bir ivme kazanma yolunda. Dünyanın ilk mağara kilisesi “St. Pierre” yabancı turistlerin gözdesi Dünya da Hıristiyan kelimesinin ilk kullanıldığı ve Hristiyanlar için yapılan ilk dini mabet 1963 yılında Hac merkezi ilan edilen ve dünyada ilk mağara kilisesi olarak bilinen St.Pierre Kilisesi, Katolik dünyasının ilk Papa’sı kabul edilir. Hristiyanlar için hac yeri olarak kabul edilen ve bazı kaynaklarda dünyanın ilk mağara kilisesi olduğuna yer verilen St. Pierre Kilisesi'nde, yeni görünümüyle yılda ortalama bir milyon ziyaretçi hedefleniyor. Habibi Neccar Dağı eteklerinde bulunan ve 30'lu yıllarda Hazreti İsa'ya inananların gizlice buluştuğu mekan olarak bilinen kilise, yapılan restorasyonun ardından yeni bir görünüme büründü. Hristiyanlar için çok önemli bir yere sahip olan, bazı kaynaklarda dünyanın ilk mağara kilisesi olduğu belirtilen ve 4'üncü Paul tarafından hac yeri olarak kabul edilen St. Pierre Kilisesi'nde her yıl 29 Haziran'da ayin düzenleniyor. Ayine, Vatikan'dan temsilcilerin yanı sıra dünyanın birçok ülkesinden Hristiyanlar geliyor. Habib-i Neccar Camii Türkiye sınırları içerisinde inşa edilen ilk cami olup, İsevi inancına sahip bir kişinin adının verildiği dünya da tek cami. Müslümanların Anadolu’da bulanan ilk ibadethanesi Habib-i Neccar Camii Anadolu’da inşa edilen Müslümanların ilk ibadethanesi olması özelliğini taşıyor. Hatay’ın en önemli dini mekânlarından biri olan cami son şeklini Osmanlı döneminde almış. Habib-i Neccar Camii, Hz.İsa’nın havarileri olan Yahya ve Yunus’a ilk inanan ve bu uğurda canını veren bir Antakyalının adını taşıyor. Bu olay Kur’an-ı Kerim’de Yasin suresinde geçmektedir. Hatay Müftüsü Hamdi Kavillioğlu, “Habibi Neccar hazretleri inancı uğrunda canını feda etmiş bir Allah dostudur. Haçlılar, burayı aldıklarında kiliseye çevirdiler. Daha sonra Müslümanlar ele geçirdiğinde cami oldu. 1268 tarihinden bu yana da hep cami olarak devam etmiştir. Ve asırlardır Habibi Neccar ismi İslam’ın birliğini beraberliğinin temsil edildiği bir cami olmuştur” dedi. Hatay’ın en çok ziyaret edilen dini mekânlarından biri olan Habib-i Neccar Camiine yerli ve yabancı turistler büyük ilgi gösteriyor. Hatay'ın gizli hazinesi: St. Simon Manastırı Hatay'ın Defne ile Samandağ ilçeleri sınırında yer alan St. Simon Manastırı, efsanesi, eşsiz manzarası ve doğayla iç içe mimarisiyle kentin önemli turistik değerleri arasında yer alıyor. Hatay'ın Defne ile Samandağ ilçeleri sınırında Aknehir Mahallesi yakınlarındaki gözlerden ırak bir bölgede yaklaşık 480 rakımlı tepede 6. yüzyılda kurulan St. Simon Manastırı, kentin inanç turizminde önemli yer tutuyor. Erken Hristiyanlık hac merkezi olarak kabul edilen ve "Stilitler Tarikatı"nın kurucusu Antakyalı St. Simon tarafından dini eğitimler verilmek üzere kurulan manastır, kente gelenlerin görmeden ayrılmadığı mekanların başında geliyor. St. Simon'un 10 metre yüksekliğindeki taş sütun üzerinde 45 yıl inzivaya çekilerek yaşadığı yer olarak da anılan manastır, yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekiyor. İçerisinde kilise, vaftizhane, sarnıç ve diğer mimari kalıntıların görülebildiği manastır, etrafını saran rüzgar gülleri, tarihi kalıntıları ve doğayla özdeşleşen mimarisiyle ziyaretçilerine ev sahipliği yapıyor. Dünyanın Işıklandırılan İlk Caddesi tekrar ışıklanacak Antik Çağ'da Ortadoğu zenginlerinin alışveriş merkezi haline gelen ve gündüzler insanlara yetmeyince geceleri de meşaleler kullanılarak aydınlatınca "dünyanın ilk ışıklandırılan" caddesi unvanını alan Kurtuluş Caddesi'nin (Herod Caddesi) onarımının ardından ziyaretçilerini ağırlayacak. İnsanoğlunun yerleşimine ait ilk izlerin bulunduğu Paleolitik Çağ'dan bu yana tarihi ve doğal birçok güzelliğe sahip Antakya, ilk mağara kilisesi St. Pierre, Anadolu'nun ilk camisi Habib-i Neccar gibi mekanlarının yanı sıra "dünyanın ilk aydınlatılan caddesi" olan tarihi Kurtuluş Caddesi ile de adından söz ettiriyor. Antakyalılar tarafından "Nişantaşı" olarak anılan ve Ortadoğu'nun zenginlerinin gelip alışveriş yaptığı tarihi bölge, günümüzde de eski taş binaların ve birçok esnafın sıralandığı, kentin en işlek yerlerinin başında geliyor. Caddenin, zaman içinde yer yer toprağın altında kalan yaklaşık 100 metrelik antik sütunlu Roma yolu, Hatay Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılacak çalışma sayesinde gün yüzüne çıkarılacak. Yerin yaklaşık 7 ile 9 metre altında kalan yol tünellerle ulaşılıp, ledlerle yeniden ışıklandırılacak kent cazibe merkezi haline getirilecek. Titus Tüneli turizmin gözdesi olacak Hatay'ın Samandağ ilçesinde Roma döneminden kalma bin 380 metre uzunluğundaki Titus Tüneli ile aynı bölgede bulunan Beşikli Mağara da turizmin gözdesi olma yolunda. Roma İmparatoru Vespasian'ın emriyle yapımına başlanan ve dağdan gelen suların neden olduğu selin taşıdığı kum ve çakılların limanı doldurmasına engel olmak için bin esire yaptırıldığı bilinen Titus Tüneli, doğanın içerisindeki büyüleyici mimarisiyle ziyaretçilerini ağırlıyor. Bin 380 metre uzunluğu, 7 metre yüksekliği ve 6 metre genişliğiyle bu boyutlarda dünyanın ilk tüneli olduğu kabul edilerek dikkatleri çeken ve esirlerin çekiç ve murç yardımıyla dağı oyarak şekillendirdiği tünel, ziyaretçilerin ilgisini çekiyor. Doğal yapıya uygun, yeşillikler içerisinde oluşturulan yürüyüş yolunun takip edilmesiyle tünele varan ziyaretçiler, ilginç görüntü karşısında adeta büyüleniyor. Titus Tüneli ile aynı bölgede yer alan kayalık yamaçlara oyularak yapılan Roma dönemine ait kral ailesinin yanı sıra halka ait mezarların da bulunduğu Beşikli Mağara da Samandağ'daki turistik alanlar arasında öne çıkıyor. Yol üzerinde yöre halkına katkı için oluşturulan küçük satış reyonları da yerli ve yabancı misafirlere yöresel olarak yapılan turunç, incir reçeli, defne sabunu gibi ürünleri de alma şansı sunuyor. Hatay Arkeoloji Müzesi Dünyanın en büyük madeni para koleksiyonuna sahip olan Hatay Arkeoloji Müzesi, Türkiye’nin en büyük, dünyanın ise ikinci en büyük mozaik koleksiyonuna sahip. Yaklaşık olarak 10 bin 700 metrekarelik eser sergileme alanı ile dünyanın en büyük müzelerinden biridir. Tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapan Hatay'daki kazılarda ortaya çıkarılan mozaikten sikkeye, pişmiş toprak kaplardan ünik eserlere kadar kentteki zenginliğin yansıtıldığı Hatay Arkeoloji Müzesi, yerli ve yabancı misafirlerin ziyaret ettiği en önemli yerlerin başında geliyor. Samandağ ilçesindeki Üçağızlı Mağarası'nda yapılan kazılarda ortaya çıkarılan eserlerle günümüzden 43 bin yıl öncesinden insanın öyküsünün farklı teknolojik yöntemlerle anlatıldığı ve adeta geçmişe yolculuk yapılan müze, yerli ve yabancı binlerce turistin ilgisini çekiyor. Müze yetkililerinden alınan bilgiye göre, Yaklaşık 53 bin dönüm arazi üzerine kurulu olan müzenin 33 bin metrekare kapalı alanının bulunduğunu ve bunun 11 bin 700 metrekaresinin sergi salonu olduğunu söyledi. 3 bin yıllık Kral 2. Şuppiluliuma heykeli Hatay’ın Reyhanlı İlçesi’ndeki Tell Tayinat höyüğünde yapılan kazılarda bulunan Fal taşı gibi açık gözleri, 1.5 metre yüksekliğinde yaklaşık 1.5 ton ağırlığındaki komik görüntüsüyle dikkat çeken Hitit Kralı 2. Şuppiluliuma heykeli ziyaretçiler tarafından dikkat çekiyor. Komik gözlere ve minyatür boyuta sahip yapısıyla dikkatleri üzerine çeken heykelin gözleri, özel olarak vurgulanmaya çalışılmış. Bir elinde mızrak, bir elinde başak tutan heykelde hem savaşmayı hem de üretmeyi, kendi halkı için prensip olarak kabul ettiğini simgelendiği söyleniyor. Yerli ve yabancı turistler Antakya Arkeoloji Müzesinde sergilenen heykel ile fotoğraf çektirmek için sıraya giriyor. 3 bin yıllık Musa Ağacı’na büyük ilgi Hatay'ın Samandağ ilçesinde, Hz. Musa'nın toprağa diktiği asasının "ölümsüzlük suyu" (Ab-o Hayat) sayesinde yeşermesiyle büyüdüğüne ve 3 bin yıllık geçmişinin olduğuna inanılan çınar ağacı, doğal güzelliğiyle ülkenin dört bir yanından gelen ziyaretçilerin ilgisini çekiyor. İlçeye bağlı Hıdırbey mahallesinde bulunan "Musa Ağacı'', 7,5 metre gövde genişliği ve 17 metre boyuyla yerli ve yabancı ziyaretçilerin uğrak yerleri arasında yer alıyor. Musa Ağacı'na ziyaretçi yoğunluğu turizmcileri sevindirdi. Çok eski tarihlerde içinde berber dükkanının da bulunduğu çınar ağacı, köylülerin düğünlerine de ev sahipliği yapıyor. Evlenmek isteyen çiftler, davetlilerin katılımıyla davul zurna eşliğinde anıt ağaç altında düzenlenen düğün törenleriyle dünya evine giriyor. Genç çiftlerin özel anlarına tanıklık eden ağaç sayesinde köylüler de gelen ziyaretçiler ile ek gelir elde ediyorlar. Türkiye’nin en uzun sahili Hatay’ın Samandağ ilçesi 14 km sahil boyu ile Türkiye’nin en uzun sahilleri arasındaki yerini alıyor. Göz alabildiğince uzanan geniş kumsal, kıyı boyunca halka açık plaj olarak hizmet veriyor. Türkiye’nin en uzun sahillerinden biri olan bu sahil aynı zamanda nesli tehlikede olan Chelonia Mydas ve Caretta Caretta deniz kaplumbağalarının dünyadaki sayılı yumurtlama-üreme alanlarından biridir. 14 kilometreyi bulan uzunluğu ile Türkiye’de birinci sırada yer alan Çevlik köyü yakınlarında bulunan kumsalda deniz belli mevsimlerde dalgalı olarak gözlemlenir. Hatay Turizm Derneği Başkanı Sabahattin Nacioğlu yaptığı açıklamada, dünya ülkelerinin turizm alanında birbiriyle yarıştığını ve döviz rezervlerini artırmak için tanıtımlara ağırlık verdiğini söyledi. Turizmin bir ülkenin bacasız fabrikası olduğunu belirten Nacioğlu, şöyle devam etti: “Bacasız sanayi olarak tabir ettiğimiz ve ülkemize büyük döviz girdisi sağlayan turizm, Hataylı turizm sektörü temsilcilerinin yüzünü güldürüyor. 2018- 2019 yılı yaşadığımız doluluklar sevindirici olmakla beraber adeta ilimiz açısından, esnafımız açısından mutluluk vericidir. Özellikle Türkiye’mizin değişik illerinden gelen yerli turistler ilimizin sokaklarını bahara çevirdiler. Otellerimize yüksek talepler göstermekle beraber bazı seyahat acentelerinin yer bulamaması ilimizin ne kadar önem arz ettiğinin göstergesidir.” dedi. Bu yıl sadece yerli turistleri yanı sıra yabancı turistlerinde ağırlıkta olduğunu vurgulayan Nacioğlu, “Brezilyadan, İtalya’dan, Almanya’dan, Kore’den ve daha değişik ülkelerden gelen misafirler şehrimizde bulunan tarihi mekânları, otelleri ve Hatay yemeklerini beğendiler. Turistlerin ilimizi tercih etmenin en büyük etkenlerden birisi birçok ilde olmayan turizm çeşidi ilimizde bulunmasıdır. Örneğin; İnanç turizmi yönünden önem arz eden yerleri sıralayacak olursak Habib-i Naccar cami ve türbesi, Bayezid-i Bistami türbesi, St. Pierre kilisesi, Katolik, Ortodoks, Havra ve Protestan kiliseleri” diye konuştu. “Kültür turizminde atağa geçtik” Kentin kültür turizmi yönünden geniş bir yelpazeye sahip olduğunu dile getiren Nacioğlu, sözlerine şöyle devam etti: “Dünyanın en büyük Arkeoloji müzesine sahip, Sokullu paşa kervansarayı, Tarihi Uzun Çarşı, ilimizin içinden geçen Asi Nehri, Harbiye Şelalesi, Titus Tüneli, Kaya Mezarları, St Simon Manastırıyla şehrin Gözde yapılarının tanıtımını yaparak kente daha fazla turist çekmek için tanıtım toplantıları düzenledik. Böylesine önemli yapıların olduğu bir kentte İnanç, yayla ve gastronomi alanında yeni bir ivme kazandık. Her geçen yıl kentimizi ziyaret eden yerli ve yabancı turist sayılarında artış meydana geliyor. Daha fazla çalışarak, kenti hak ettiği seviyeye ulaştırmayı amaçlıyoruz.”