Mehmet Necati GÜNGÖR Edebi metinlerle pek sorunum yok. Ama şiir başka. Yazabilmeyi çok isterdim. Ancak, şiir yazmak bir kabiliyet işi. Allah vergisi bir yetenek. O be...

Mehmet Necati GÜNGÖR Edebi metinlerle pek sorunum yok. Ama şiir başka. Yazabilmeyi çok isterdim. Ancak, şiir yazmak bir kabiliyet işi. Allah vergisi bir yetenek. O bende yok maalesef. Şiiri çok seviyorum. Yazılanları okumaktan haz alıyorum. Facebook’ta tesadüfen rastladığım bir kadın şairimizden söz edeceğim. Adı Havva Keskin. Şiirlerinden birçoğu bestelenmiş. 300 beste. Bazılarını dinledim. Güftesi de bestesi de çok çok güzel. Dinlerken hem duygulandım hem zevk aldım. Bu şiirlerden biri de Kato dağı için yazılmış. Umarım, iyi bir bestekâr tarafından bestelenir ve okunur. Meselâ Halûk Levent. Tam onun okuyacağı türden bir ağıt. Bu arada TRT bu tür bestelere ne kadar sahip çıkıp halka tanıtıyor; pek rastlamadık. Kültür Bakanlığı nerede? Ondan da ses yok. Bu ülkenin ediplerini de şairlerini de tanıtmak Kültür Bakanlığının ve TRT’nin işi değil mi? Kadın şairimiz Havva Keskin’in “KATO DAĞI” şiiriyle yazımızı noktalayalım: KATO DAĞI Kato dağı Kato dağı aldın mı yine canları, Bıkmadın mı öldürmeye canları Mihribanları Öksüz koydun çocukları garip koydun bacıları, Anaların yüreğine yüklüyorsun acıları. Saklıyorsun bin günahı kan kokuyor o toprağın, Alırsın bedduasını daldan dökülen yaprağın. Unutma ağlayacaksın bakıp, bakıp asumana, Doymadın mı yataklığa Katilin olan düşmana. Yaylalarında senin de gezmesin mi artık davar, Alıp ananın koynundan etme sübyanı canavar. Dumanlıdır başın senin zehir olsun aşın senin, Yıkılası Kato dağı devrilesi taşın senin, Doymadı mı gözün senin ne gençleri yedin yuttun, Yaradandan geçmez yolun şükretmesini unuttun.