Türk havacılık tarihinin unutulmaz isimlerinden Vecihi Hürkuş’un anısını yaşatmak için Hürkuş adı verilen uçağın doğuşu, gökyüzüyle buluşması, sertifikasyon süreci, Türk mühendislerin şahitlikleri ile anlatıldı

Hakan Soner Şener - Milli Muharip Uçak, ATAK helikopteri, ağır sınıf taarruz helikopteri, Gökbey, ANKA İHA ve HÜRKUŞ gibi önemli ilklere imza atan Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ), Türkiye’nin ilk yerli eğitim uçağı Hürkuş’un 10 yıllık serüvenini kitap haline getirdi. “Hayalden Gerçeğe Türkiye’nin Yeni Nesil Eğitim Uçağı Hürkuş’un Hikâyesi” başlıklı kitapta Hürkuş’un adım adım ortaya çıkma serüveni bilinmeyen yönleriyle anlatıldı. Türk havacılık tarihinin unutulmaz isimlerinden Vecihi Hürkuş’un anısını yaşatmak için Hürkuş adı verilen uçağın doğuşu, hayat bulması, gökyüzüyle buluşması, sertifikasyon süreci, Türk mühendislerin şahitlikleri ile aktarıldı. 3.2 milyon saatlik mesai 11 bölüm 250 sayfadan oluşan kitaba göre; Hürkuş’un isim kararı, uçağın emektarları tarafından belirlendi. Ege, Vecihi, Turkuaz ve Hürkuş tercihleri arasında yapılan ankette, Hürkuş büyük bir oy aldı ve SSB’nin onayıyla tescillendi. Hürkuş’u yaş ortalaması 29 olan bir ekip 3.2 milyon saat üzeri işçilik harcayarak geliştirdi. Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nın öğrenci pilotların eğitiminde kullanmak için istediği Hürkuş için ilk çalışmalar 2004 yılında başladı. İki yıllık araştırma sürecinin ardından 2006 yılında Savunma Sanayii Müsteşarlığı ile imzalar atıldı. Milli uçak için zorlu Avrupa Sivil Havacılık Otoritesi’nden sertifikasyon (EASA) onayı da süreç içinde sağlandı. Verilen yoğun mesailer ve çalışmaların ardından Haziran 2012’de Hürkuş hangardan çıkarıldı. Hürkuş’un hangar çıkış törenine, Vecihi Hürkuş’un kızı Gönül Hürkuş Şarman ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da katıldı. İlk uçuş İlk uçuş 29 Ağustos 2013 tarihinde Akıncı Üssü’nde yapıldı. Hürkuş’un ilk uçuşunu gerçekleştiren TUSAŞ Baş test pilotu Murat Başpala, o anları kitapta şu sözlerle anlattı: “Yıllarca diğer ülkelerin uçaklarıyla uçmanın acısını nihayet farklı bir gurura dönüştürdük. O heyecanı ilk günkü gibi hatırlıyorum. Unutulacak gibi bir şey değildi o an. O gün benim tek düşündüğüm; bu tayyare bu kadar emekle buraya kadar geldi. Herkesin gözü bu tayyerenin üzerinde. Acaba sağ salim geri getirip indirebilecek miyim? Uçacak mı değil, nasıl uçacak? Bunlardı aklımdaki ve gönlümdekiler. O gün üzerimde yer alan tulum çok kıymetli. İlk uçuştan sonra bütün mühendisler imza attılar tuluma, müzelik o.” Korkutan test Uçağın havada iki dakika durdurulduğu ve yeniden çalıştırıldığı motor durdurma testlerinde, tüm teknik ekibi korkutan bir an yaşandı. O anlar kitapta şöyle yer aldı: “Kapatılan motor nedeniyle uçak hızla aşağı düşerken, motor yeniden çalıştırılıyordu. Minumum 20 bin feet yükseklikte gerçekleştirilen bu testte çalışmama durumuna karşı alınabilen tek önlem belirli bir irtifada yer alan uçağı süzülerek piste indirmekti. 13 kez yapılan bu test sertifikasyon almak için fazla zamanı olmayan ekip tarafından daha az aralıklarla her seferinde başka bir şeyi hızlıca düzeltilerek gerçekleştirildi. Üst üste yapılan testlerin yorgunluğuyla yüksek irtifalarda motoru durduran Murat Özpala’nın patlattığı oksijen şişesinin süresi hesap edilmedi. 10 dakika olan oksijen süresi testin heyecanıyla akıllardan çıktı. Birden telemetri odasında testi takip eden Hürkuş ekibi pilot Murat Özpala’nın ‘Kendimi iyi hissetmiyorum’ dediğini duydu. Bu cümleleri duyan ekip en az Hürkuş’un pilotu kadar tuttu nefesini. Can kaybı yaşamaktan büyük bir korku duyarken merak içerisinde yeniden bir ses almak için bekledi. Bekledi… Ve beklenen ses geldi. Murat Özpala hipoksiyanın eşliğinde dönmüştü ve iyiydi. Deneyimli ve hırslı pilotumuz sayesinde can kaybı yaşanmadan Hürkuş yere indi. Bu anı yaşayan herkes hayattaki en derin nefesini verdi.” Hürkuş’tan Hürjet’e giden yolculuk 2006 yılında ilk adımları atılan Hürkuş, 10 yıl içinde tamamlanarak, farklı konfigürasyonlara (Hürkuş-B ve silahlı Hürkuş-C) dönüştürüldü. Bununla da yetinmeyen TUSAŞ’ın mühendisleri, uçağı jete dönüştürerek HÜRJET’e imza attı.