Nurdane Sağkan / ANKARA - Bugün, medyanın yüzde doksanı iktidara yakın çevrelerin elinde… Binlerce gazeteci “işsiz bırakılırken” iktidarı eleştiren az sayıdaki medya kuruluşu ve çalışanı ise baskılar nedeniyle işlerini yapamaz durumda. Türkiye’de son yıllarda medya kuruluşlarının çoğu satılıp patronlar değişince, bu kurumlarda çalışan birçok deneyimli gazeteci de kapının önüne konuldu. Peki, işten çıkarılan bu gazeteciler bugün ne durumda, yaşamlarını nasıl sürdürüyor, geçinmek için neler yapıyorlar? Genel olarak medyanın mevcut durumuyla birlikte, işten çıkarılmış deneyimli iki gazetecinin, medyadaki değişimlerle ilgili görüşleri, işten çıkarılma gerekçeleri, sonrasında neler yaşadıkları ve ne yaptıklarını, 24 Saat’te üç bölümlük dizi yazısı olarak sizlerle paylaşacağız. “Medya zor durumda, basın özgürlüğünde geriliyor…” Geçen aylarda Yeniçağ Gazetesi yazarı Yavuz Selim Demirağ, Sabahattin Önkibar, Adana’da iki yerel, Antalya’da bir gazeteci yaptıkları haberler nedeniyle saldırıya uğradılar. Paris merkezli, Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün (RSF) her yıl yayımladığı “Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi” sıralamasının 2019 yılı verilerine göre Türkiye; basın özgürlüğünde 180 ülke arasında 157. sırada yer aldı. Sıralamada Afrika ülkesi Ruanda bir sıra önümüzde, Kazakistan ise bir sıra gerimizde. Son on iki yılda toplam 56 basamak düşüş yaşayan Türkiye, hâlâ “gazetecilik yapmanın zor olduğu ülkeler” kategorisinde. Listede birinci sırayı Norveç, ikinci sırayı ise İsveç aldı. Bir önceki yıla göre dört basamak gerileyen Türkiye, hapiste en fazla gazetecisi olan ülkeler arasında başı çekiyor. Uluslararası Basın Enstitüsü’ne (IPI) göre Türkiye’de 162, Türkiye Gazeteciler Sendikası’na (TGS) göre 142, Çağdaş Gazeteciler Derneği’ne (ÇGD) göre ise 139 basın çalışanı cezaevinde. Uluslararası Basın Enstitüsü raporuna göre; Türkiye’de medyanın yaklaşık yüzde 95’i hükümetin etkisi altında. Amerika Birleşik Devletleri (ABD) merkezli düşünce kuruluşu Freedom House’un (Özgürlük Evi) 2019 “Dünyada Özgürlük” raporuna göre puanı 31’e düştü. Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü (RSF) raporunda, Türkiye’nin, gazeteci Pelin Ünker’in, “Cennet Belgeleri- Paradise Papers” konusunda yaptığı haberlerin Cumhuriyet Gazetesi’nde yayınlanması nedeniyle hakkında dava açılan tek ülke olduğuna dikkat çekildi. CHP Milletvekilleri Atilla Serter ve Sezgin Tanrıkulu’nun, basın kartlarıyla ilgili ayrı ayrı sundukları soru önergesine verilen yanıttan da şu kaygı verici bilgilere ulaşıyoruz: Son üç yılda; 2 bin 397 gazetecinin sarı basın kartı iptal edildi. 2018’de, 15 bin 202 sarı basın kartı sahibi bulunurken, 2019 Nisan’ında bu sayının 14 bin 759’a gerilediğini görüyoruz. Önceki dönem milletvekili olan gazeteci Barış Yarkadaş’ın kamuoyuyla paylaştığı verilere göre ise, 141 gazeteci şu an hapiste, 173 medya kuruluşu kapandı. 3 bin 300 basın emekçisi işsiz kaldı. 800 gazetecinin pasaportuna el konuldu. “Her dört gazeteciden biri, işsiz” Türkiye’nin yaşadığı kritik süreçlerde, ilk önce gazetecilerin işten çıkarılma ve hapse atılmalarına tanıklık ettik. Gezi olayları ve 15 Temmuz darbe girişiminden sonra da gazeteci tasfiyelerindeki artış, dikkat çekmişti. Ergenekon, Balyoz gibi operasyonlarda ise, birçok gazeteci hapse atılmıştı. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2018 yılı İşgücü İstatistikleri’nde gazeteciler, işsizlikte ikinci sırada. Resmi verilere göre, her dört gazeteciden biri işsiz. Gazeteci işsizliği bir yılda 4.7 oranında artıp yüzde 23.8 oldu. Basın kartsız ve sigortasız çalışan gazetecilerden dolayı, TGS’nin yüzde 30 olarak verdiği gazeteci işsizliği oranı, TÜİK’in resmi rakamlarında daha az, yüzde 23.8 olarak görülüyor. 2001 yılında yaşanan krizden sonra 5 bin gazetecinin işsiz kaldığı bilinirken bugün bu sayının bir rekora koşarak, 10 bine ulaştığı söyleniyor. “İşsiz gazeteci” sayısı hızla artarken OHAL kapsamında çıkarılan kanun hükmünde kararnameyle, arasında İMC ve Hayatın Sesi televizyonları da olan 12 televizyon kanalı kapatıldı. Bu arada Reuters Enstitüsü’nün raporuna göre; halk arasında Sabah, A Haber ve TRT gibi yayıncılara güvenin azalırken daha eleştirisel konumda bulunan FOX, Cumhuriyet ve Sözcü gibi yayınlara güven arttı. TGS’ye göre: 2018 yılının başında net gazete satışı, 2.593.986 iken, yılsonunda bu sayı beş yüz bin azaldı. Çalışan gazetecilerin durumu da oldukça vahim. Çalışma koşulları her geçen gün ağırlaşırken toplu sözleşmelerden yoksun bırakılıyorlar. Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu DİSK Araştırma Merkezi’nin (DİSK-AR), 2019’da yaptığı araştırmada Türkiye, OECD ülkeleri içinde sendikalaşma ve toplu sözleşme oranı açısından sonuncu sırada. Sosyal medyanın haber amaçlı kullanımı Türkiye’de sosyal medyada haber alma amaçlı en çok Facebook, daha sonra YouTube, ardından da Twitter ve Whatsapp kullanılıyor Uluslararası dört kamu yayın kuruluşu; Alman Deutsche Welle (DW), İngiliz British Broadcasting Corporation (BBC), Fransız France 24, ABD’li Voice of America (VOA) birleşerek Türkçe yayın yapan +90 adlı bir YouTube kanalı açtı. Türkiye’nin uluslararası telefon kodu olan +90’dan yola çıkılarak kanala bu ad verildi. +90 kanalının amacı, Türkiye’deki ve ülke dışındaki Türkçe izleyicisine ifade özgürlüğüne dayanan, farklı görüşleri yansıtan, bağımsız ve güvenilir haberlere yer vermeye özen gösterileceği açıklandı. Bianet ve Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün (RSF) birlikte hazırladığı Medya Sahipliği İzleme Projesi (Media Ownership Monitor-MoM) dijital medya araştırmalarına göre: Ülke nüfusunun yüzde 53’ü aktif sosyal medya kullanıcısı. Haber alma platformu YouTube dokuz kat, Twitter kullanımı on kat, haber amaçlı Whatsapp kullanımı ise yüzde otuz artış göstermiş. Yarın- Bildirici: Medyada taraflılık arttı; habercilik evrensel çizgiden uzaklaştı