Pandemi döneminde ücretsiz izne çıkarılan binlerce çalışan, günlük 39 lira ile geçinmeye mecbur bırakıldı. Ücretsiz izinle, işçi ücretinin değil istihdamın korunduğunu belirten Çalışma Ekonomisi Uzmanı Dr. Özveri, işyerlerinde çalışan sayıları azaldığından tüm yükün kalanların sırtına bindiğini vurguladı. DİSK Ege Bölge Temsilcisi Sarı ise, “Ya sendikadan istifa et ya işten atarım” tehdidinin yerini “Ya sendikadan istifa ya ücretsiz izin” tehdidinin aldığına dikkat çekti
Sercan Engerek Covid-19 pandemisi nedeniyle alınan tedbirleri kapsamında uygulanan işten çıkarma yasağında ücretsiz izne çıkarılanların sayısı 2 milyona yaklaştı. İşverenin çalışanı tek taraflı izne çıkarmasının keyfî bir uygulamaya dönüştüğünü belirten uzmanlara göre, nakit gelir desteği ile asgarî ücret arasındaki farkın, işveren tarafından ödenmesi gerekiyor. Geçtiğimiz Nisan ayında İş Kanunu’na eklenen geçici madde ile yürürlüğe giren, “işten çıkarma yasağı” uygulaması, Cumhurbaşkanı kararıyla 31 Ekim’e kadar uzatılırken, Temmuz ayında bir kanun teklifi ile Cumhurbaşkanına işten çıkarma yasağı ve ücretsiz izin uygulamasını, 30 Haziran 2021 tarihine kadar uzatma yetkisi verilmişti. İşten çıkarma yasağıyla, pandemi döneminde işyeriyle sözleşmesi devam eden “çalışana”, İşsizlik Fonu’ndan aylık bin 168 lira nakdî destek veriliyor. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın verilerine göre, 1 milyon 976 bin 532 kişi, günlük 39,24 TL ile geçiniyor. 24 Saat Gazetesi’ne konuşan Çalışma Ekonomisi Uzmanı Doktor Murat Özveri, ücretsiz izin ile, işçi ücretinin değil istihdamın korunduğuna dikkat çekti. İşten çıkarma yasağıyla işçinin iş görme, işverenin de ücret ödeme yükümlülüğünün askıya alındığını vurgulayan Dr. Özveri, şu değerlendirmeyi yaptı: “İşçi, bu dönemde tek geçim kaynağı olan ücret gelirinden yoksun kaldı. Bu nedenle iş hukukunda tek taraflı ücretsiz izin, işveren feshi olarak kabul edildi. 4857 sayılı yasanın geçici 10. maddesiyle getirilen ‘işten çıkarma yasağı’, ücretsiz izni yaygınlaştırdı. İzne çıkartılana gelir desteği sağlansa da uygulama istihdamı koruma iddiası taşıyor. Günlük 39 lira, bir insanın aylık geçim ücretinin kat be kat altında. İşveren, kalifiye işçisini işyerine bağlı tutmasının karşılığını ödemelidir.” Uygulamanın, çalışma yaşamında güvencesizleştirmenin işareti olduğuna değinen Dr. Özveri, “İşçinin güvencede olduğundan söz edebilmek için işinin, ücretinin ve örgütlenme hakkının güvencede olması gerekir. Yetmez! İşçi yeteneklerine uygun bir işte kendisi ve ailesiyle birlikte insan onuruna yakışır bir yaşam sürdürecek gelir ve bu geliri elde etmek için örgütlenme hakkına sahip olması gerekir” diye konuştu. Fazla mesai yasaya aykırı İşveren tarafından tek taraflı izne çıkartılanlar resmî olarak istihdamda görünse de fiilen işsiz durumunda. Bu durumda işyerlerinde çalışan sayıları azalırken tüm yük kalan elemanların sırtına biniyor. Çalışan hakları bağlamında ücretsiz izin uygulamasını değerlendiren Dr. Özveri’ye göre, ücretsiz izne çıkartılan işçilerin yaptığı işlerin fazla çalışmayla telafi edilmesi, ücretsiz izin uygulamasının kötüye kullanıldığının somut kanıtı niteliğinde. Özveri sözlerini şöyle tamamladı: “Bir istihdam daralması olmadan ücretsiz izin uygulamasının yapılması, fazla çalışmalarla ücretsiz izinde olan işçilerin boşluklarının doldurulması yasaya aykırıdır. Birçok işyerinde fazla mesaiden rahatsızlıkların ortaya çıkması, işverenin keyfine bırakılmış çalışma yaşamında işçiyi korumak için getirilen düzenlemelerin tam aksi sonuçlar vererek işçi aleyhine uygulanabildiğini göstermektedir.” “Ya sendikadan istifa ya ücretsiz izin” tehdidi DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı ise “Ayda bin 168 lira ile geçinmeye mecbursunuz ama uygulamanın uzatılma durumuna göre örneğin iki ay daha geç emekli olacaksınız” diye özetliyor konuyu. Sarı, son dönemlerde işverenin ücretsiz izne çıkaracağı işçileri neye göre seçtiğini ise şöyle anlatıyor: “İşçiler, sendikaya üye olmuşlar. Sendika yetki tespiti için başvurduğunda işveren kimin sendika üyesi olduğunu öğreniyor. Sendikal örgütlenmede öncülük yapan işçiler ücretsiz izne çıkarılıyor. Ücretsiz izin bittiğinde işyerine gelen işçiler, bir kez daha ücretsiz izne çıkarılmış olduklarını öğreniyorlar. Görüştükleri işveren vekilinin sorusu ise açık ve net: ‘Sendikalaşmada ısrarlı mısınız?’ İşveren, sendikalaşmaya hiç sıcak bakmıyor. Şimdilerde, ‘Ya sendikadan istifa et ya işten atarım’ tehdidinin yerini, ‘Ya sendikadan istifa ya ücretsiz izin’ tehdidi alıyor.” Bu tavırla işyerlerinde ayrımcılık yapıldığını savunan Sarı, işverenin, iş sözleşmesi tam süreli olan işçi ile iş sözleşmesi kısmî olan; iş sözleşmesi belirli süreli olan işçi ile iş sözleşmesi belirsiz olan işçi arasında farklı bir işlem yapamayacağını vurguluyor.
Editör: TE Bilisim