Mehmet Necati GÜNGÖR Müjde yüksek yerden: “Seçimlerden sonra  her semte bir kıraathane...” Ve millet bahçeleri. Buralara gençler ve yaşlılar gelecek. Kitap kıraat edecekler. Kek olacak, çay olacak. Hepsi bedava. Bedavacılıkta, bir adım daha öne çıkılmış olunacak. Bedava bulgur ve makarnadan sonra, çay eşliğinde kek. Eh, biraz ağız değiştirilmiş olacak. Önce millet bahçesinde biraz temiz hava. Ardından kıraathane. Bizim ahali kitap okumayı pek sevmez de, olsan. Her masaya okunmayan yandaş gazetelerden konulacak, O gazetelerin büyük başlıklarından ne okunacaksa okunacak. Gençleri davet ediyor ama, internet yok. Wifi yok. Gelmezler yani. Kıraathaneler kaldı biz yaşlılara. Gelsin çaylar ve kekler. Seçimden sonra hepimiz keklenmiş olacağız. Ha, bu arada OHAL de kalkacakmış. Reyiz, hukuk ve özgürlük vaat etmiş televizyonda. Kazanırsa, hepimiz özgür olacağız. İstediğimiz gibi konuşup, istediğimiz gibi yazacağız. Meselâ hiçbir vatandaş fikrinden, düşüncesinden dolayı tutuklanmayacak. Hiç bir gazeteci de yazdıklarından dolayı. Geçmiş onaltı yılı boşverin. Dediği, onyedinci yılın manifestosudur. Tabii, kazanırsa. Ezcümle diyor ki: Yeni bir başlangıca hazırlanın. Millet bahçelerine bahar gelecek, bahar. Kek bedava, bedava çay da yanında. Makarnacılar, artık ağız değiştirmenin zamanı. Biraz da kekle tatlanın. Kekleneceksiniz nasıl olsa.