Podcastler, geleneksel medya biçimlerinin yerini alabilir mi? Gazeteciler ve radyo yayıncıları neden podcast’e yöneliyor? Bu format onlara ihtiyaç duydukları özgürlük alanını sağlıyor mu? Nedir podcast’i diğer medya platformlarından farklı kılan?

EMRAH BAKIR Televizyon, radyo ve hatta yazılı basın gibi geleneksel medya biçimleri, hala insanların haberleri ve medyayı tüketmeleri için popüler araçlar. Bununla birlikte, Türkiye’de podcastler, gittikçe bu popüler araçlara rakip olabilecek yeni platformlar haline geliyor. Televizyon ve radyo, izleyici ve dinleyici sayısı açısından yıllar boyunca pek değişim göstermezken, podcastler hedef kitle sayısını gün geçtikçe arttırıyor. Teknoloji dünyasında ezber bozan bir platform olma yolunda ilerleyen podcastler, hızla içeriğinizi paylaşmanızı ve yeni insanlara ulaşmanızı sağlıyor ve modern çağın pek çok özel ihtiyacını karşılayacak şekilde tasarlanmış görünüyor. Podcastler, geleneksel medya biçimlerinin yerini alabilir mi? Gazeteciler ve radyo yayıncıları neden podcast’e yöneliyor? Bu format onlara ihtiyaç duydukları özgürlük alanını sağlıyor mu? Nedir podcast’i diğer medya platformlarından farklı kılan? Konuyu Gazeteci-Podfresh ve Podiolab editörü Oğuz Bakır ve Gazeteci-İletişim Uzmanı Mehmet Şafak Sarı ile konuştuk. Gazeteciler yeni bir soluk bulabilmek için podcast’e yöneliyor Gazeteciliğin yeni medya teknolojileri içerisindeki değişim ve dönüşümlerinin sancılı bir süreç olduğuna dikkat çeken Oğuz Bakır, Türkiye’de yeni yeni alan bulmaya çalışan podcast yayıncılık tarzının aynılaştığı ve değişimin olması gerektiği görüşünde. Gazetecilerin yeni bir soluk bulabilmek için podcast’e yönediğini söyleyen Bakır, ancak bu yeni soluğun her istediğimizi söyleme özgürlüğü mü yoksa her istediğimiz haberi yapabilme özgürlüğü mü olduğu tartışmasına dikkat çekiyor: “Podcast, özellikle kişisel markanız için ve özel iş konusunda gerçekten önemli bir yayıncılık. Diğer bir yandan da evet kısmi olarak özgürlük tanıyan bir alan. Ama belirttiğim gibi, ‘özgürlük kavramından ne anlıyoruz?’ soruna öncelikli olarak cevap vermemiz gerekiyor. Maalesef ki çok benzer işler, benzer kişiler ile yayınlar yapılıyor. Bunu değiştirmeliyiz.” Podcast, şu an için Türkiye’de küçük bir kitleye sahip ve emekleme aşamasında RTÜK, dijital yayıncıların denetime tabi tutulmasından sonra tüm dijital yayıncıların lisans başvurusunda bulunmalarını istemiş ancak Spotify başvuruyu yapmamıştı. RTÜK, Spotify’a üç gün içinde başvuruda bulunmadığı takdirde erişim engeli getireceğini bildirmişti. Bakır şöyle diyor: “Türkiye’de basın ve ifade özgürlüğü konusunda sorunlar var, ama RTÜK’ün, muhalif seslerin podcast yayınlarını susturmak adına bunu yaptığını düşünmek pek doğru bir yaklaşım olmayabilir. İktidar açısından olaya baktığımızda ilk olarak, diğer dijital mecralarda olduğu gibi, olabildiğince sıkı denetim altına alma amaçlı vergi ve diğer meselelerde ortaya çıkabilecek anlaşmazlıklarda elinde güçlü bir koz tutmaya çalıştığını söyleyebiliriz. İkinci olarak da podcast, Türkiye’de hem emekleme aşamasında hem de oldukça küçük bir kitleye erişiyor. İktidarın bu aşamadaki bir formata tahminlerdeki gibi müdahil olacağını pek zannetmiyorum. Bu işin teknik tarafından bakacak olursak, yayınlanan içeriğin bir şekilde süzgeçten geçmesi ihtimali, podcastin özgürlükçü kimliğine olumsuz etkide bulunabilir. Türkiye’de podcast dinleme konusunda Spotify büyük bir paya sahip olsa da, podcast’i sadece Spotify’la eş tutmak doğru olmaz. Hatta Spotify’ın iyi bir podcast dinleme mecrası olduğunu söylemek de pek mümkün değil.” Türkiye’de podcast sektörü ve yayıncılığı yeni yeni oluşmaya başladı Türkiye’de podcast yayıncılığının ortaya çıkışının önemli bir basamağına dikkat çeken Mehmet Şafak Sarı da benzer görüşte: “Türkiye’de podcast yayıncılığı ve dinleyicisi çoğaldı ve her geçen gün artıyor. Fakat televizyon yayıncılığı ve dijital gazetecilik anlamında düşünürsek tabi ki bu kadar geniş bir alana sahip değil. Podcast teknolojisi ve yayıncılığı, uzun yıllardan beridir dünyada kullanılıyor. Özellikle ABD’de ve Kuzey Avrupa merkezli birçok kurum, kuruluş, gazetecilik kurumu, medya kurumu ve eğlence sektörü zaten podcast yayınları yapıyordu. Fakat Türkiye’de podcast sektörünün ve yayıncılığının gelişimi için gereken teknolojik altyapı, erişilebilirlik ve ilgi daha yeni yeni oluşmaya başladı. Bunda uluslarası kurumlarla birlikte işbirliği yapan Türkiye’deki podcast ajansı girişimlerinin büyük payı var. Tabi ki yeni nesil teknolojileri ve yeni habercilik teknolojilerine aşina olmuş ya da bunları iyi kullanan gazeteciler podcast programları yaparak yayıncılık anlamında büyük ölçüde tanınır hale geldi.” [caption id="attachment_199196" align="alignright" width="225"] Gazeteci-İletişim Uzmanı
Mehmet Şafak Sarı[/caption] Podcast, televizyon hatta video içeriklerinin yerini almak üzere Yeni medya alanındaki hızlı ve radikal değişimin etkisi ile geleneksel yayınların dijital alana doğru evrilme sürecini değerlendiren Sarı şu görüşü savunuyor: “Podcast televizyon hatta video içeriklerinin yerini almak üzere. Örneğin ABD’de inanılmaz bir düzeyde podcast tüketimi var. Çünkü insanlar genel olarak işe giderken işten dönerken ve iş sırasında Podcast dinlemeyi tercih ediyorlar. Eskiden insanlar radyoyu tercih ederlerdi fakat radyo akışlarının da belli bir mantığı var. Bir konuyu kaçırdığınızda tekrar dinlemede sorun yaşarsınız. Bunun yanında radyoyu gün içinde parçalara bölemiyorsunuz. Dinlemek istediğiniz programlar oluyor daha sonra dinlemek istiyorsunuz. Bir çok mesele var. Fakat podcast yayıncılığında, istediğimiz zaman istediğimiz yerde istediğimiz programı izleyebiliyor ve kaydedebiliyoruz. Bu yüzden geleneksel yayınların dijital platforma geçişi için elzem olan bir süreç yaşıyoruz. Dikkat ederseniz birçok film ve dizi vizyona çıkmadan Netflix, Amazon, Blu TV gibi internet platformlarında yer alıyor. Yani her şey dijitalleşiyor ve genel olarak geleneksel medyanın basılı ve uzun süreli yayın süreçleri artık istediğimiz zaman ulaşabileceğimiz boyuta doğru gidiyor.” Podcast yayıncılığının ilk çıkış zamanlarındaki kadar konuşulmayacağı yada sönümleyeceğini iddia etmek şu an için zor Yeni teknolojik ürünlerin dinleme ve izleme alışkanlıklarımızı değiştirdiğini ve geleneksel yayıncılık modellerini beslediğini belirten Sarı “İçerik modellerinin, insanların gündelik hayat içerisindeki etkisiyle kolay kolay yitirilmeyeceğini düşünüyorum. Örneğin, radyo her daim dinleyici bulan olan bir platformdu. Etkisi azalmış olsa da, dünyada radyo yayıncılığı gayet güçlü ve zaman zaman da büyüme eğilimindeydi. Ama yeni nesil teknolojilerin ve dijitalin yarattığı birçok ekstra faktör, televizyon ve radyo yayıncılığını daha etkili hale getirdi. Kim neyi izliyor veya dinliyor, anlık olarak takip edebiliyorsunuz. Dijitalleşmenin yarattığı etkileşim, erişim ve dataları tasnif edebilme ve bunları anlık olarak takip edebilme süreçleri televizyon ve radyoculuğu inanılmaz bir şekilde besledi. Parçalar bölünür ve erişilebilir bir biçimde dijitale akmaya başladı. Bunu da hem televizyon hem de radyo yayıncılığında podcast'lerin etkisinden görüyoruz. Bu haliyle podcast yayıncılığının ilk çıktığı zamanlardaki kadar konuşulmayacağını ya da sönümleyeceğini iddia etmek şu an için zor. En uzun süreli içerik modeli olarak kalacak. İnsanların yaşam deneyimlerini dinlemek yada duymadığımız bilmediğimiz meseleleri kulaklarımızda hissetmek görmekten daha değerli ve etkili oluyor" diyor.