Orhan GÜRDİL Uzun yıllardan bu yana Fransızların gündeminde her vesile ile yer alan Bernard Tapie, bugünlerde yine adından sık sık bahsettirmektedir. Gerçekte mösyö Tapi...

Orhan GÜRDİL Uzun yıllardan bu yana Fransızların gündeminde her vesile ile yer alan Bernard Tapie, bugünlerde yine adından sık sık bahsettirmektedir. Gerçekte mösyö Tapie ünlü bir işadamı olmasının ötesinde 1992-1993 yılları arasında Fransa da Sivil İşler Bakanlığı ’da yapmış, tanınmış bir politikacıdır. Tapie’nin asıl işi dünyaca ünlü olan spor giyim markası Adidas’ın eski sahibi olmasıdır. Tapie spor ve medya imparatorluğunu kurduğu zaman adını bir takım skandallara karıştırmasına main olamamış. Bir süre yasal olmayan olaylara karşı karşıya kalmıştı. Gösterişli yaşamaya meraklı Bernard Tapie ve gözü bir türlü doymayan gösteriş delisi eşi Bayan Dominique Tapie Fransız jet sosyetesinin göz kamaştıran çiftti olmuşlardı. Tapie altına 72 metrelik ultra lüks bir yat sahip olmakla kalmamış. Olympique de Marseilla adlı bir futbol takımını satın almıştı. Ünlü iş adamı ne yazık ki oluk gibi para harcadığı bu tutkuları sonunda 1990’larda iflasını ilan etmek zorunda kaldı. Tapie ve eşi Dominique Paris yakınlarında Cambs-la ville’deki muhteşem malikânelerinde korumaları ve zengin bir hizmetli kadrosu ile yaşamakta. Hakkında yapılan ihbarlar sonunda maliye ekipleri ve atlı polislerin yaptıkları ortak çalışma sonunda Tapie’nin yolsuzluk, vergi dolandırıcılığı ve şirket varlıklarını kötüye kullandığı tespit edildi. Bir dizi davadan 5 ay hapse mahkum oldu. 1997 yılında hapisten çıkan kurnaz iş adamı “parasızım” diyerek oyunculuk, şarkıcılık hatta TV Showlarında boy göstermekten geri kalmadı. Tapie, ününü koruyor ve para da kazanıyordu. Geride bıraktığımız günler içinde 78 yaşında bu çok yetenekli adamın korumalarla koruna muhteşem evlerinin birinci kat penceresinden içeri giren maskeli soyguncular aradıkları mücevher kasasının bulamayınca bir Show’dan yorgun gelip uyuyan Dominique ve Tapie’yi uyandırarak kasanın yerini söylemelerini için skandalları ile ünlü bu çifte işkence yapıp el ve ayaklarını bağlayıp 70 yaşındaki Bayan Tapie’nin saçını yolmuşlar. Yakalanacaklarını anlayan hırsızlar sadece ortalıkta buldukları birkaç mücevher ile iki adet rolex marka saati alıp kaçmışlar. Canlarını zor kurtaran ünlü çift hastaneye ve polise ifade vermeye gitmemeleri bu soygun olayının da tanınmış çiftin bir tertibi olduğunu tahmin etmişler. Korumalı ve alarm sistemi olan bu mülke izinsiz sinek bile girmez diyen medya olayın tertip olduğu konusunda birleşmiş. KRALİÇE MARİE ANTOİNETTE KADINLARA KÖTÜ ÖRNEK OLMUŞ! Tarihe halk “ekmek bulamıyorsa pata yesinler” sözleri ile geçen Fransa Kraliçesi bilindiği gibi Paris’te boynu giyotin ile koparılarak halkın alkışları arasında hayatına son verilmişti. Aşırı derece de lüks ve gösteriş meraklısı saç ve yüz makyajı ile 18 yıl George döneminde bile, İngiltere’sinde örnek olduğu açıklanmıştı. İngiliz BBC2 kanalında yayımlanan “Makyaj büyükleri bir tarih” adlı belgeselde 18 yüzyılda kadınlar için bir tutku- moda olan saç ve makyaj hakkında yapılan araştırmalar sonunda Fransa Kraliçesi Marie Antoinette’nin Fransa’da başlattığı bu alışkanlığın öncüsü olduğunu ortaya çıkmıştır. Kraliçe Antoinette, yüz ve saç süslemelerini izlemesi için saraya hatırlı kadınları davet ettiği ve beyaz yüzün bir zenginlik işareti olduğu, yüzü beyaz kadının dışarda çalışmayıp soylu olduğu ifade ediyordu. Yüzü beyaz kadının yaşını belli etmediği hastalığını da sakladığı belirtiliyordu. 1700’lü yıllarda yüzü beyaza boyamak için kullanılan malzemenin gerçekte içinde zehirli kurşun maddesi bulunduğu hatta pek çok kadının bu tutkuları sonucu öldüğü de belgeselde belirtilmişti. 1793 yılında idam edilen kraliçenin ölümünden sonra bu yaz yüz modası da sona ermişti. KAYPAK BİR YÖNETİCİ: MACRON İktidara geldiği günden beri gerek kendi ülkesinde ve gerekse dış ülkelerdeki davranışları ile daima tenkit edilen Bay Macron iktidarı döneminde Fransız halkı huzurlu bir yaşama hasret kalmıştır. Sarıların ayaklanması zaman zaman tekrarlanırken turizminde ülke gelirinde büyük kayıp vermiştir. Son olarak 20 emekli general, emekli muazzaf 100 kadar subay ile 1000’den fazla askerin imzası bulunan bir muhtara ile uyarılmıştır. Dönek Macron Türkiye’ye olan kıskançlığının ve kinini yine göstermiş. 1975 olaylarını “Ermeni soykırımı” olarak tanımakla kalmamış. Paris’teki Ermeni anıtını da ziyaret etmiştir. Kaypaklığı ile tanınan Macron ’un Cezayir’de milyonlarca Müslümanın katledilmesinden haberi olmaması işte böyle yöneticidir.