Hayatın koşuşturmacasında bir yerlere ulaşmaya çalışırken, büyükşehirlerin kalabalığında boğuluyorken, yüksek binaların arasında nefes bile almakta zorlanırken bir anda kulaklara çalınan melodilerle ruhlara dokunuyorlar…

Elif AYDOĞMUŞ / İSTANBUL- Türkiye’de başta İstanbul olmak üzere büyükşehirlerin sokaklarında birçok müzisyenle karşılaşmak mümkün. Kimi sanatını icra edecek alan bulamıyor, kimi sadece sokakta çalıp söylemek istiyor kimi ise para kazanmanın iyi bir yolu olarak görüyor. Onların amaçları ve gerekçeleri farklılık gösterse de sanatseverlerin kendilerine ilgisi yoğun. Öyle ki sadece sevdiği sokak müzisyenini dinlemek için sokağa çıkanlar bile var. Sokakların sevilen müzisyenlerinden biri de 6 yıldır Taksim Meydanı ve İstiklal Caddesi’nde tarıyla (bir tür bağlama aleti) şarkılarını söyleyen İranlı müzisyen Mehrdad Kholghi. Henüz 4 aylıkken kız kardeşi hariç tüm ailesini trafik kazasında kaybeden Kholghi sığınacak liman olarak notaların dünyasını keşfetti. Tar ile Çıkılan Yolculuk İran’da sokak müzisyenliğinin yasak olduğunu iddia eden Kholghi, ülkesinin koşullarında sevdiği işi yapmanın imkansızlığı nedeniyle yeni bir ülkede farklı bir maceraya atıldığını söyledi. 20 yıldır müzikle ilgilenen Tahranlı Kholghi tarıyla birlikte çıktığı bu yolculuğu şöyle dile getirdi: “Tahran’da işim bitmişti. Sanatımla ilgili kötü anılarım var. Büyümem gerekiyordu bunun içinde yeni maceralara atılmam gerekiyordu. İlk geldiğimde bir ay kadar Ankara’da kaldım. Fakat İstanbul hakkında çok şey duymuştum. Bu şehirde tanıdığım hiç kimse olmadığı halde gelip yerleştim. Benim işim benim hayatım gibi. Yeni bir deneyim ve macera. Burada her İranlı gibi 3 ay serbestçe kalabildim. Sonrasında ise oturum izni almam gerekiyordu ve şimdi oturum iznim de var”. İran’da Kholghi, Türkiye’de Hulki Türkiye’de kendisine “Hulki” denildiğini söyleyen Kholghi müziğin önceleri kendisi için hobi olduğunu belirterek ,“Sonra ciddileşti müzik benim için, 16 yıldır müzikle daha profesyonel ilgileniyorum. 45 yaşındayım. İran’da bir dönem taş üzerine kaligrafi sanatı ile ilgilendim. Macera dolu yolculuğumda bana yoldaşlık eden elimdeki bu tarı da İran’ın en iyi kaligraflarından biri hediye etti ve halen müziğimi bununla yapıyorum” dedi. Mohsen Namve Ahmet Kaya Aynı Yasak olmasına rağmen 16 yıl önce sokak müziğine başladığını aktaran Kholghi, kendisi gibi İran müzisyenlerinden Mohsen Namjo’nun söylediği şarkılar nedeniyle İran’da ceza aldığını ve bu sebeple sürgün hayatı yaşadığı bilgisini paylaşarak “Türkler Mohsen Namjo’yu biliyor, biz ise ‘Kürtçe şarkı söyleyeceğim’ dediği için linç edilmek istenen Ahmet Kaya’yı. Onlar aynı. İran’da sokak müziği yasak. Bu yasağa rağmen ben ilk sokak müzisyenlerinden biriyim. Türkiye’de de bazı zamanlar İran’da olduğu gibi zabıta engel olmaya çalıştı. Kimi zabıtalar var sokak müziğini seviyor ve karışmıyorlar. Sokak müziği İran’da ve engellenmek istenen birçok yerde zamanla kabul edilecek” diye konuştu. “Tahran’a Dair Hatıralarım Var Ama Hayallerim Yok” Kholghi, İran sokaklarında yeniden şarkı söylemek konusundan ise düşüncelerini “Türkiye’ye gelmek istediğimde bir şeyleri unutma konusunda çok ciddiydim. Yeni bir dünyaya gitmek istemiştim. Yani aslında Tahran’da geçmişten hatıralarım var ancak geleceğe dair hayallerim yok” cümleleriyle özetledi. “Sokakta Şarkı Söylemek Özgür Hissettiriyor” Bazen yalnız bazen farklı gruplara eşlik ederek, sokakta “özgün tarz” olarak tanımladığı şarkılarını söyleyen Kholghi, Türkiye’de insanların sokak sanatçılığının ne demek olduğunu bildiğini ve dinlerken keyif aldıklarını yüzlerinden anlayabildiğini belirtti. Enstrümanının insanların ilgisini çektiğini dile getiren Kholghi, sokak müzisyenliğinin tek işi olmadığını aktararak, festivallerde sahne aldığını, müzik enstrümanı tamiri ve eğitmenlik yaptığını söyledi. Kholghi sokakta müzik yapmayı, “Yani aslında sokak müzisyenliği işimin bir parçası. Bunu gerçekten sevdiğim için yapıyorum salt para kazanmak için değil. Tabi kazancı da iyi sokak müzisyenliğinin. Bir araba ya da apartman alamam ama yaşamımı idame ettirebiliyorum. En önemlisi tüm zorluklarına rağmen sokakta şarkı söylemek özgür hissettiriyor. Beni mutlu ediyor... Herkes üretmeli. Sadece müzik değil bu edebiyat olabilir, fotoğraf olabilir, bir film ya da bir bina… İnşa etmek ve üretmek anlam kazandırıyor” sözleriyle açıkladı.