Çukurova Bölgesi’nde toplanan zeytin, bu yıl da üreticisini güldürmedi. İklimsel nedenle rekoltenin düşük olması ve Suriye’den gelen zeytinyağı nedeniyle sıkıntılı olan zeytin üreticisi, zeytine verilen desteklerin değişmediğinden şikâyetçi. İthal edilen zeytinyağının üreticiyi olumsuz etkileyeceğine dikkat çekti

Serkan Talan - Bereketli topraklarında yıllardır üretilenlerin yanına son yıllarda stratejik öneme sahip zeytinciliğin de eklendiği Çukurova Bölgesi’nde, zeytin hasadı başladı. Toplanan zeytinler, zeytinyağı ya da salamuralık olarak değerlendiriliyor. Türkiye’de üretilen zeytinin yaklaşık yüzde 25’inin hasat edildiği Çukurova’da salamuralık ve yağlık zeytinler, Ortadoğu ve Uzakdoğu pazarına sunuluyor. Ancak bölgenin en büyük geçim kaynaklarından birisi olan zeytin rekoltesi, bu yıl beklentileri karşılamadı. Üreticiler mazot, ilaç, gübre ve işçilik gibi girdileri karşılamakta zorlanıyor. Rekoltenin düşük olduğu bölgede, zeytinyağı fiyatlarının artması bekleniyor. Bu yıl zeytinde hem iklimsel nedenle rekoltenin düşük olması hem de Suriye’den gelen zeytinyağı nedeniyle üreticiler tabir yerindeyse “kan ağlıyor”. 2005 yılında bölgede zeytinciliğin başlamasıyla bahçesine zeytin eken Osman Yanar, son yıllarda üretimin düşmesi girdi maliyetlerinin artması ve son olarak Suriye’den zeytinyağı getirilmesi nedeniyle ellerindeki ürünleri maliyetlerinin altına sattıklarını söylüyor. “Devletin Suriye’nin Afrin Kenti’nden zeytinyağı getirmeye son vermesi gerekir” diyen Yanar, “Böyle giderse hem bölgemizde hem de zeytin üretiminin yapıldığı Ege ve Marmara’da zeytin üreticileri büyük sıkıntılar yaşayacak” uyarısında bulunuyor. 7-8 yıldır zeytine verilen destekler değişmedi Son yıllarda Çukurova Bölgesi’nin büyük bir ivme yaşadığı ve on binlerce kişinin ekmek kazandığını aktaran zeytin üreticisi Yanar, “Biz zeytinyağı ihraç etmeyi planlarken, zeytinyağı ithal ediyoruz. İthal çözüm değil. Türk çiftçisi desteklenmeli. 7-8 yıldır zeytine verilen destekler değişmedi. Ama bizim maliyetlerimiz arttı” diye konuşuyor. İklimsel nedenlerle bu yıl birçok bölgede zeytin rekoltesinin çok düştüğüne değinen Yanar, “Böyle giderse zeytin üreticisi zeytin ağaçlarını sökecek. Alternatif bir ürün bulsak hemen zeytin ağaçlarını sökeceğiz. Çünkü maliyetlerimizi karşılamakta zorlanıyoruz” sözleriyle yaşadıkları sıkıntıyı özetliyor. “İthal edilen zeytinyağı üreticiyi olumsuz etkileyecek” Zeytin rekoltesinin düşük olmasının sıkıntısını yaşarken bir de Suriye’den zeytinyağı ihraç edilmesinin gündeme geldiğine işaret eden zeytin üreticisi Gürsel Keskin ise, “Zaten fiyatlar çok düşük. Bir de zeytinyağı ithal edilirse ne yaparız bilemiyoruz” diyor. Bu yıl tarlasına çalıştırmak için işçi tutamadığını kendi olanaklarıyla ve imece usulü zeytin topladıklarını anlatan Keskin “ Herkes kendi imkânlarıyla var olan zeytinini topluyor. Zeytinde mutlaka desteklemeler arttırılmalı. Çiftçiler bilgilendirilmeli. Sorunlara karşı çözümler üretilmeli” şeklinde önerilerini sıralıyor. Keskin, ancak bunlar yapılmak yerine ithalat yoluna gidildiğini, bunun da Türk çiftçisine darbe vurmak demek olduğunu vurguluyor. Zeytinyağının bu yıl kilosunun 20 TL’den satılmaya başladığını söyleyen Keskin, Suriye’den ithal edilen zeytinyağı ile bu fiyatın aşağılara ineceğini bunun da üreticiye olumsuz yansıyacağını belirtiyor. “Zeytin bölgenin ‘Yeşil altını’ oldu” Çukurova Bölgesi’nde zeytin, sadece yağıyla değil salamura olarak da değerlendiriliyor. Ağaçlardan toplanan zeytinler, ayıklanarak temizleniyor. Yıllardır kahvaltılık zeytinlerini geleneksel salamura yöntemle kendi elleriyle hazırladıklarını, ürünlerinde hiçbir katkı maddesi olmadığının altını çizen Selver Karalar, sürece ilişkin şunları söylüyor: “Topladıkları zeytinleri önce temizleyip sonra da kırıyoruz. Kırdığımız zeytinleri daha sonra bidonlara dolduruyoruz. Her gün suyunu değiştirerek acısının çıkmasını sağlıyoruz. Yaklaşık bir hafta sonra yeşil zeytinler yemeye hazır hale geliyor. En son yiyeceğimiz zeytinleri tatlandırıyoruz, tuz ve limonla. Kışlık olanları ise tuzlu suya koyuyor ve kilerimizde saklıyoruz.” Böyle hazırladıkları zeytinlerin büyük talep gördüğünü kaydeden ev hanımı Karalar, yiyecekleri kısmı ayırıp kalanını eşe dosta dağıttıklarını, yurt dışından dahi zeytinlerine talep olduğunu söylüyor. Bu yıl zeytin ağaçlarının yeterli ürün vermediğini, hasat yapmakta bir hayli zorlandıklarını belirten Karalar, “Zeytin bu bölgenin ‘Yeşil altını’ oldu. Bu kaybolursa insanlar neyle geçinir bilemiyoruz” diyerek zeytinin bölgedeki önemini vurguluyor. Etiketli satışı yapılması zorunlu Öte yandan zeytinin bölge açısından ekonomik kalkınma adına stratejik bir öneme sahip olduğuna dikkat çeken Osmaniye İl Tarım Gıda ve Hayvancılık Müdürlüğü, “Bu nedenle zeytin ve ürünleri üreten işletmelerimiz ile tüketicilerimizin korunması büyük önem arz etmektedir. Üretici ve tüketicilerimizin korunması için temel husus; etiketsiz, kaçak ve resmi kontrollerden geçmeden piyasaya sürülen ürünlerin engellenmesidir” uyarısında bulundu. Üzerinde etiketi olmayan zeytin ve zeytin ürünlerinin güvenli olmayabileceği, etiketi olmayan ürünlerde çeşitli hileler ve insan sağlığını bozabilecek maddelerin yer alabileceği belirtilerek “Vatandaşlarımızın etiketsiz zeytinyağı ve salamura zeytinlere rağbet etmemesi gerekmektedir” denildi.
Editör: TE Bilisim