CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Onlara 13 yıllık bir kredi açıldı. Ortaya çıkan tablo şu, 13'üncü yılın sonunda 6 milyon 200 bin işsizimiz var. 17 milyon yoksulumuz var. İzledikleri dış politikanın sonucu olarak, 2 milyon Suriyelimiz var. Onlara harcanan 5,5 milyar dolarımız var" dedi. Kılıçdaroğlu, partisince Çanakkale Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen mitingde, milletvekili genel seçiminin 7 Haziran'da yapılacağını hatırlattı. Bu seçimin ertesi günü, yaşanacak bir Türkiye'yi inşa edeceklerini belirten Kılıçdaroğlu, "Size sözüm söz, nasıl Çanakkale'de huzur içinde yaşıyorsak, Türkiye'nin bütün illerinde bütün vatandaşlarımız, yaşlı genç, kadın, erkek herkesin huzur içinde yaşayacağı bir Türkiye sözü veriyorum" ifadesini kullandı. Kılıçdaroğlu, hiç kimseyi ayrıştırmadan, bölmeden, böldürmeden, germeden, bu güzel ülkede herkesin huzur, barış içinde, kardeşçe yaşayacağını dile getirdi. Seçmenlerin, "Yoksulluğu ve yasakları bitireceğiz" dedikleri için iktidara kredi açtığını dile getiren Kılıçdaroğlu, bu sırada "Yuh" seslerinin yükselmesi üzerine, "Yuh çekmeyin" uyarısında bulundu. Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: "(Yolsuzluğu bitireceğiz) dediler. Bitirdiler mi? Onlara 13 yıllık bir kredi açıldı. Ortaya çıkan tablo şu, 13'üncü yılın sonunda 6 milyon 200 bin işsizimiz var. 17 milyon yoksulumuz var. İzledikleri dış politikanın sonucu olarak, 2 milyon Suriyelimiz var. Onlara harcanan 5,5 milyar dolarımız var. Aylığı bin liranın altında olan 8 milyon emeklimiz var. Yatağa aç giren çocuklarımız var. Kadına yönelik şiddetin yüzde 1400 arttığı bir Türkiye var. Şimdi ben ne diyorum? Yaşanacak bir Türkiye için 7 Haziran'da yeni bir başlangıç yapmamız lazım. Bu ülkede herkes kazanmalı, işçisi, çiftçisi, esnafı, sanayicisi, emeklisi kazanmalı, herkesin kazandığı ama hortumcuların kaybettiği bir Türkiye sözü veriyorum size." - "Tabloyu 8 Haziran'da tersine çevireceğiz" Emeklilere, durumlarının düzeltileceği yönünde sözler verildiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti: "İlk yaptıkları iş, bir kanun çıkardılar. 'Emeklilere refahtan pay verilmez. Yani ikinci sınıf yurttaştır emekliler' dediler. 'Herkes büyüyebilir, kalkınabilir, refahtan pay alabilir ama sadece emekliler pay alamaz.' Biz ne diyoruz? 'Bu ülkede hiçbir yurttaşı ikinci sınıf vatandaş olarak görmeyeceğiz. Herkes bu ülkenin birinci sınıf vatandaşıdır' diyoruz. İlk söylediğimiz söz, emeklilere Ramazan ve Kurban bayramlarında birer maaş ikramiye vereceğiz. Neden? Emekliye vefa borcumuz var. Emeklinin de bu ülkenin kalkınmasında alın teri, gözyaşı, emeği var. Emeklinin çoluk çocuğu, torunu var. Emeklilerden sadece şunu istiyorum, hayır ve duanızı lütfen eksik etmeyin. Sizin için çalışacağım. Size vefa borcumuzun olduğunu söylüyorum. Bu ilk adım. İlk Ramazan, Kurban bayramlarında alacaksınız. Bana diyorlar ki 'Parayı nereden bulacaksın?' Bu soruyu sormak bile başlı başına bir ayıptır. Ya zaten adam geçinemiyor, perişan vaziyette. Hiçbirinin gemisi, yatı, katı, kaçak sarayı yok. Hiç kimse endişe etmesin; parayı da bulacağız, emekliye de vereceğiz. Sen kaçak sarayına para bulurken sana sorduk mu 'Parayı nereden buluyorsun?' diye. Emekliye gelince 'Para nerede?' diye soruyorsun. Bu ülke zengin, parası da var, vereceğiz." Kılıçdaroğlu, bütün sorunun bütçede toplanan paranın "kimin için ve ne için kullanılacağı" olduğunu belirtti. Bu sorunun çözümünün çok açık ve net olduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, "Sen kaçak saray için kullanıyorsun, ben emekli için kullanacağım; bu kadar basit. Sen yandaşın için kullanıyorsun, ben emekli için kullanacağım. Sen hortumcular için kullanıyorsun, ben emekli için kullanacağım. Niye para yok? Para var. Sana gelince para var, emekliye gelince para yok. Tabloyu ne yapacağız, 8 Haziran'da? Tersine çevireceğiz. Bu ülkenin insanı için harcayacağız parayı" değerlendirmesinde bulundu. - "Çalışmaya devam eden emekliden kesintiyi kaldıracağım" Esnafın da iki ay sigorta prim borcunu ödemediğinde ve hastalandığında, prim borcu nedeniyle tedavi olamadığını ifade eden Kılıçdaroğlu, bunun insanlıkla bağdaşmadığını söyledi. Kılıçdaroğlu, aynı esnafın eşi, annesi veya babasının da bu durumda sağlık hizmetinden faydalanamadığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ne yapıyor? Mecburen gidip cebinden harç borç alıp tedavisini oluyor. Peki prim borcu bitiyor mu? Hayır. Onu veriyor icra dairesine, faiziyle beraber parayı alıyor. Sen hizmet vermedin, niye alıyorsun o parayı? Bundan da kurtaracağım emekliyi, esnafı. Hiç kimse endişe etmesin. Diyelim ki çalıştınız, priminizi yatırdınız, zamanı geldi emekli oldunuz. Alıyorsunuz emekli aylığını, 700-800 lira geçinemiyorsunuz. İşinize devam ediyorsunuz. Vay siz misiniz çalışan? Çalışanın emekli aylığından yüzde 15 Sosyal Güvenlik Destek Primi kesiliyor. Bunu da kaldıracağım. Cumhuriyet Meydanı'ndan, Çanakkale'den sözüm söz, bunu da kaldıracağım. Ne zamandan beri çalışmak cezalandırılıyor? Dünyada yok böyle bir uygulama. Yani bu ülkede refahı tabana yayacağız." - "Yine koro halinde bağırıyorlar" Genel Başkan Kılıçdaroğlu, iki Trakya büyüklüğünde bir alanın 13 yılın sonunda ekilmediğini, çiftçinin "Ektik mi zarar ediyoruz" dediğini savundu. Mazot, elektrik, gübre gibi girdi fiyatlarının pahalı olduğunu, çiftçinin sattığı ürünün karşılığını alamadığı için ekmediğini belirten Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: "Peki biz ne yapacağız? 'Sözüm söz' dedim. Mazotu 1,5 lira yapacağım. Çiftçi kardeşim üzülmesin, senin için mazotu 1,5 lira yapacağım. Yine koro halinde bağırıyorlar. 'Nasıl yapacaksın? Biz zaten petrolü dışarıdan alıyoruz.' Ben de biliyorum dışarıdan alındığını, mazotun rafineride üretildiğini ben de biliyorum. Peki fiyatı ne? Petrol gelir, rafineride işlenir, rafineri sahibi karını koyar, benzin istasyonuna gönderir. Fiyatı nedir? Kar dahil 1 lira 25 kuruş. Biz çiftçiye kaçtan vereceğiz; 1,5 liradan. Zarar eden var mı? Zarar eden yok. Kimler zarar eder? Hortumcular zarar eder. 'Parayı nereden bulacaksın?' diyorlar. Söyledim, sen çocuklarının gemilerine mazotu kaçtan veriyorsun? 1 lira 21 kuruşun bile altında. Ya biz bir de kar koyuyoruz üzerine ve 1,5 liradan satıyoruz. Mazotu onlara verirken vergisiz veriyorsun. Hiçbiri aldığı o mazotla tarlaya gidip çalışmıyor. Sabahın köründe kalkmıyor. Ürün ekmiyor, biçmiyor, üretmiyor. Ne yapıyor? Yatına biniyor, geziyor. Ona veriyorsun, köylüye, çiftçiye gelince 'Parayı nereden bulacaksın?' diyorsun. Kardeşim ben adam gibi çalışacağım, çiftçiye de mazotu 1,5 liradan vereceğim. Diyorlar ki 'O zaman gider herkes mazot alır, ben çiftçiyim' der. Hiç kimse meraklanmasın, Çiftçi Kayıt Sistemi var. Hangi çiftçinin ne ektiği, kaç dönüm ektiği belli. O dönümün sürülmesi, biçilmesi için de kaç liralık mazot harcanacağı da belli, hepsini biliyoruz. Hepsinin kuruşuna kadar hesabını yaptık. Sözüm söz, mazotu çiftçiye 1,5 liradan vereceğiz. Hiç çekinmeye, korkmaya, üzülmeye, onlar üzülecekler biliyorum, gerek yok. Bu ülkede kim üretirse, alın teri dökerse, istihdam yaratırsa, ona her türlü kolaylığı sağlayacağız." - "Onlara kadro hakkı vereceğiz" Kılıçdaroğlu, taşeron işçilerin durumuna da değindi. Taşeron sisteminin işleyişini anlatan Kılıçdaroğlu, şunları dile getirdi: "Diyelim ki bir iş yapacak devlet, gidiyor bir taşeron buluyor, 'Bana şu işi yap, sana para vereceğim' diyor. Yandaş olduğunu biliyorum. Buluyor, 100, 150, 300 işçi çalıştırıyor. Aslında kadrolu işçilerin yaptığı işin aynısını yapıyorlar. Dedim ki 'Taşeronu kaldıracağız, hepsine kadro vereceğiz, hiçbir ayrım yapmayacağız, bütün vatandaşların iş güvencesi olacak. Sendikalı olacaklar, toplu sözleşme hakları olacak, bir sorunumuz olmayacak.' Hemen yine koro halinde 'Parayı nereden bulacaksın?' Bu işin devlete yükü sıfır. Zaten parayı devlet veriyor. Kime veriyor? Taşerona veriyor. Taşeron kime veriyor? İşçiye veriyor. Ben ne yapacağım? Aradan köle tüccarını yani taşeronu kaldıracağım, devlet de onu işçiye verecek; bu kadar basit. Doğru mu? Sonuna kadar doğru. İnsani mi? Sonuna kadar insani. Bu, çalışan işçilerin iş güvencesi olacak mı? Sonuna kadar olacak. Onlar bizim kardeşlerimiz. Hiçbir ayrım yapmayacağız. Bugün taşeronda çalışanlar, CHP iktidarında hiçbir ayrım yapmadan, siyasi görüşleri sorulmadan çünkü bizim bir özelliğimiz var, biz CHP'yiz, biz kimsenin ekmeğiyle uğraşmayız, kimseyi aç ve açıkta bırakmak istemeyiz. Ülkemizi de insanımızı da seviyoruz. Onlara kadro hakkı vereceğiz, onlar da bu ülkenin onurlu birer yurttaşı olarak yaşayacaklar."
Editör: TE Bilisim