İstanbul Şişli’de, adını verdiği semtteki tarihi Bomonti, önce özelleştirildi ardından Diyanet İşleri Başkanlığı’na devredildi. Ardından bina yıkıldı. Mimarlar, dernekler ve bölge sakinleri karara tepkili… TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şube 2. Başkanı Prof. Dr. Giritlioğlu, yapılanın bilinçli, politik, ideolojik ve sembolik bir iş olduğunu belirtirken Aktivist Bektaş, fabrika yıkılsa bile kentin hafızasından silinmeyeceğini vurguladı
Esma Yılmaz Bomonti Bira Fabrikası, 1890’da İsviçre tebaasından ve Almanya mahmîlerinden Bomonti kardeşler tarafından Feriköy’de, bakla tarlası olarak bilinen arazide kuruldu. Bomonti kardeşlerin kurduğu bu fabrika, Osmanlı İmparatorluğu’nda modern üretim tekniğiyle imalata başlamış ilk bira tesisi. Fabrika, 1938 yılında çıkarılan yasayla Tekel İdaresi tarafından satın alındı. Uzun bir süre sonra Efes Pilsen’in satın aldığı aktif olarak çalışan tarihi fabrika, 1991’de üretim durdurdu ve boşaltıldı. 1998’de Bomonti Bira Fabrikası ve ona ait binalar, İstanbul 1 No’lu Koruma Kurulu tarafından “Korunması gereken kültür varlığı” statüsüne alınarak tescil edildi. 2006’da ise Bomonti, diğer kamu fabrikaları gibi özelleştirilerek yabancı bir şirkete devredildi. Bina ve arsasını alan inşaat şirketi, 2010’da fabrikanın bulunduğu arazi üzerinde yeni bir otel projesi başlattı. 2015’ten beri binanın bir bölümü, kültür-sanat etkinlikleri için kullanırken diğer kısmı kullanılmaz durumdaydı. [caption id="attachment_193065" align="alignright" width="230"] Komşu Kapısı Derneği Başkanı ve Aktivist Tolga Bektaş[/caption] Önce özelleştirildi, sonra Diyanet’e devredildi ve fabrika yıkıldı 2019 yılında ise İstanbul 2 No’lu Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun aldığı kararla, 1548 ada 9-10 parsel üzerinde bulunan Hazine’ye ait Bomonti Bira Fabrikası’nın içinde bulunan “Eski Malt Binası”, “Eski Silo”, “Eski Arpa Temizleme Binası” ve “Eski Kazan Dairesi” taşınmazları Diyanet İşleri Başkanlığı’na tahsis edildi. 2020 Temmuz ayında Şişli Müftülüğü’ne devredilen atıl durumdaki tarihi fabrika, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ruhsatıyla yıkıldı. Yıkım sonrası içerisinde mescit, yurt ve otoparkın yer aldığı dini bir kültür merkezinin yapılması planlanıyor. İstanbul’un 130 yılına tanıklık eden tarihi Bomonti Bira Fabrikası’nın yıkımına meslek odaları ve bölge sakinlerinden tepkiler yükseldi. Mahalle sakinleri, yıkım sürerken fabrika önünde protesto gösterileri düzenledi. [caption id="attachment_193064" align="alignright" width="243"] TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şube 2. Başkanı Doç. Dr. Pelin Pınar Giritlioğlu[/caption] Doç. Dr. Giritlioğlu: Yapılan, bilinçli, politik, ideolojik ve sembolik bir iştir TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şube 2. Başkanı Doç. Dr. Pelin Pınar Giritlioğlu, süreci şu şekilde değerlendirdi: “Bomonti Bira Fabrikası, hem Türkiye’de modern bira üretim tekniğini kullanan ilk bira fabrikası, hem de Bomonti’nin endüstri bölgesi kimliği kazanmasında öncülük eden bir yapıdır. Fabrikanın bölgede kurulmasıyla birlikte, bölge sanayi kimliği ile gelişmeye başlamıştır. Yapı, aynı zamanda Şişli ve İstanbul’un kültür ve sanayi mirasının önemli bir parçasıdır. Yapı, etrafında bira üretiminde kullanılan ve süreç içinde farklı zamanlarda eklemlenen diğer yapılarla birlikte bir kompleks teşkil etmektedir.” Fabrikanın Diyanet İşleri Başkanlığı’na devredilmesini “muhafazakâr politikanın mekân üzerine inşası” olarak yorumlayan Giritlioğlu, “Fabrika kompleksinin Diyanet İşleri Başkanlığı’na devredilmesi ile yapıların yıkılarak, yerlerine mescit, yurt ve otopark yapılması için çalışmalara başlandı. Bu durum, uzun zamandır kararlılıkla sürdürülen, liberal / muhafazakâr politikanın mekân üzerinde inşa sürecinin örneklerinden biridir. Yani yapılan, bilinçli, politik, ideolojik ve sembolik bir iştir” saptamasında bulundu. Süreci hukuk dışı olduğuna dikkat çeken Giritlioğlu, “İstanbul`un ve ülkenin sanayi tarihinin önemli bir parçası olan tarihi Bomonti Bira Fabrikası yapılarına karşı sürdürülen bu hukuk dışı faaliyet, iktidarın kentsel mekânı ideolojik bir yaklaşımla yeniden şekillendirme hırs ve arzusunun son örneklerinden biridir” dedi. Giritlioğlu şu değerlendirmeyi yaptı: “Sosyal ve kültürel etkinlikler için kullanılan, özellikle de üniversite bölgesi olması nedeniyle bir buluşma ve toplanma noktası haline gelen bölgede, mescit, yurt ve otopark yapılması, bölgedeki yaşam biçimi ve tüketim alışkanlıklarını kuşkusuz etkileyecek, çevrede işlevsel değişimlere yol açacaktır.” Fabrikanın yıkılmasına karşı olduklarını söyleyen Giritlioğlu, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın süreci yanıltıcı belgelerle ilerlettiğini, hukukun çiğnendiğini savundu. Giritlioğlu, “Bu yıkımla, erken sanayi döneminden günümüze kadar gelen silo binaları yıkılmak suretiyle kent belleğinden bir dönem daha silinmektedir. İstanbul`un geriye kalan sayılı endüstriyel miras yapılarından olan binaları gelecek kuşaklarımıza taşımak yerine yıkarak kentte son kalan izlerini de kazımaya çalışmak hukuksuz ve kamu yararını yok sayan bir işlemdir” ifadelerini kullandı. Aktivist Bektaş: Bu travmayı teşhir edeceğiz Komşu Kapısı Derneği Başkanı ve Aktivist Tolga Bektaş ise Bira Fabrikası’nın kentin hafızasında bir yeri olduğuna işaret ederek, “Bira Fabrikası, işçisiyle, bahçelerinde bira içen aileleriyle, o dönemin beyaz yakalılarıyla, modern Türkiye ve son Osmanlı’nın modernleşme hamlelerinin su yüzüne çıktığı mekânlardan biri aynı zamanda. O bölge, bira bahçeleri ile anılır, sokakların adı Arpasuyu Sokak gibi isimlerdir” dedi. Bomonti Bira Fabrikası’nın yıkılsa dahi kentin hafızasından silinmeyeceğini vurgulayan Bektaş, şunları söyledi: “Burası öyle anılmaz, burası bira fabrikası olarak anılır, siz oraya taksi de yapsanız cami de yapsanız taksiye binen yurttaş ‘Bomonti Bira Fabrikasında ineceğim’ der, bu halk 30 yıl sonra da. Hâlâ Anadolu’da, Ordu’da, Ünye’de Ayanikola’da ineceğim der yurttaşlar. ‘Siz yapın, biz bu travmayı teşhir edeceğiz’ diyeceğiz. Tutmaz, alttan boyası çıkar. Bunlar gelir geçer. Önemli olan, bizim sürecin tanıklığını koymamız.” [caption id="attachment_193063" align="alignright" width="252"] Mahalle sakini ve Komşu Kapısı üyesi Belgin Herişçakar[/caption] Mahalle sakini Herişçakar: Hatıraları koparıp boşluğa savurdular Mahalle sakini ve Komşu Kapısı üyesi Belgin Herişçakar da, yıkım sırasında çok hüzünlendiğini belirterek, “Bir döneme ait, paha biçilemez değerli taşlardan biri kaybolmuş gibi hissettim. Kent belleğinin, biz sakinlerinin geçmişinden bir kesiti, hatıraları koparıp aldılar ve boşluğa savurdular gibi üzüldüm” dedi. “Fabrikanın boş durmasından rahatsız olunuyorsa mahallelinin fikri alınmalı” diyen Herişçakar, “Karar aşamasında katılımcı olmayı beklerdik açıkçası, Örneğin ben, bir Semt Tarihi Müzesi veya Şişli Tarihi Müzesi ya da geçmişten günümüze kadar gelmiş fotoğraflar ile zenginleştirilmiş Bira Fabrikası Müzesi olmasını tercih ederdim. Hem tarihi yaşatır hem de yurt içi veya yurt dışı meraklılarını semte, ziyarete çekerdik. Turizme de katkısı olurdu” diye konuştu.