Günlerden beri bir oyunu dışarıdan izliyoruz. 24 Haziran seçiminin, Türkiye için bir “hayat-memat” seçimi olduğunu defalarca ifade ettik. Bunu en iyi bilenlerden birisi de CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’dur. Kılıçdaroğlu, doğruluğu, dürüstlüğü, alçakgönüllülüğü ve açık sözlülüğü ile toplumda sevgiyi hak eden bir lider durumuna geldi. Gerek Adalet yürüyüşündeki performansı, gerek İYİ Parti’ye milletvekili transfer ederek sergilediği demokrat tutum,  kitleler üzerinde olumlu  ve güvenilir bir etki bıraktı. CHP’den, klasik CHP’lilerden bağımsız olarak sevilen bir kişilik. Ama, siyaset, her şeyden önce bir satranç oyunudur. Kılıçdaroğlu, bilgisi ve zekâsının kıvraklığı ile belki bu oyunda başarılı olabilirdi. Ne yazık ki, içinde pulları ve zarları olan başka bir gereçle karşısına çıktılar. Bu oyunun adı tavla oyunudur. Biz, bu oyunun dışarıdan bakan seyircileriyiz. Rakibi hep zar tutarak bu oyunu kazanmış. Sen ise zar tutmasını bilmediğin için gele atma ihtimalin çok yüksek. Sen, böylesine hileli bir oyunun kazananı olamazsın. Onun için karşı hamlelerini iyi hesaplamak durumundasın. Karşıdaki rakip, siyaseti din ve muhafazakâr değerler  üzerine oturtmuş, bunları istismar ederek sonuç alıyor. Sen, halk yararına, halktan yana değerler ortaya koyuyorsun ama bunlar para etmiyor. Çünkü, bunların alıcısı yok. Seçim öncesinde senin projelerini sahiplenerek halka şirin görünmeleri ayrı bir kurnazlık. Meselâ emeklilere iki bayramda biner lira harçlık verilmesi. Sen ikramiye dedin, onlar bunu harçlığa tahvil ederek rol çalmaya çalışıyorlar. Size, çok yakın tarihten bir misal: Esat Kıratlıoğlu, Nevşehir’e çok çok hizmetler götürmüş bir siyasetçidir. DYP milletvekili adaylığında Köyleri dolaşırken elektrik direklerini gösterir, “bu köylere vaktinden önce elektriği ben getirdim, sizi aydınlığa ben kavuşturdum” diyerek vefakâr sandığı seçmenlerden oy istemiştir. O seçimde dini istismar eden bir parti vardır ve insanlara cennet vadetmektedir. Köylüler, Esat beye, “sökün direklerinizi babam, bize din lâzım” diyerek oylarını esirgeyip Kıratlıoğlu’nu Meclis dışına ittiler. Şimdiki durum farklı değil. Karşınızdaki adam “din” unsurunu kullanıyor, sizin elinizde ne var? Yenilgi yenilgi büyüyen hüsranlar! Ne seçmeninizin yeni bir yenilgiye katlanacak takati, ne ülkenin durumu buna müsait. Söz konusu olan ülkenin kaderidir. İşi çok geciktirdiğinizin farkındayız. Belki netice almak isteyen bir aday çıkarmanın peşindesiniz. Gül, İnce, Büyükerşen kartlarının bir işe yaramıyacağını artık anlayın. Siyasetten uzak Rahmetli Menderes’in doktor olan torunundan da olumlu cevap gelmeyecek. Abdüllatif Şener derseniz, O’nunla da sonuca varamazsınız.  Şener’le AKP’den oy koparmak mümkün olamayacağı gibi, merkez sağdan da beklediğiniz akışlar olmayacaktır. Bünyenizde, sizi başarıyla neticeye ulaştıracak bir isim var: İlhan Kesici. Hem milliyetçilerden hem dindarlardan, hem toplumun diğer kesimlerinden rahatlıkla oy alabilecek bir isim. Lütfen yanılmayın ve size inananları hüsrana uğratmayın!