Çevresindeki 8 belediyeye ait kanalizasyon sularının yüzde 70’inin arıtılmadan aktığı gölde kirlilik oranı her geçen gün artıyor. Kirli su ve evsel atıkların yarattığı tahribat, zaman zaman moloz dolgularıyla kapatılmaya çalışılıyor
Şenol Bali / Van Türkiye’nin en büyük ve dünyanın ise en büyük sodalı gölü olan Van Gölü’ndeki kirlilik tehlikeli boyutlara ulaşıyor. Verilere göre, göle her saniyede bin 800 litre lağım suyu akıyor. Çevredeki yerleşim yerlerinin atık sularını arıtacak tesisler ya kurulmamış durumda, ya da ihtiyacı karşılamaktan çok uzak. Göle bağlanan 18 dere ve akarsu üzerinden günde tonlarca çöp ve evsel atık göle boşaltılıyor. Bu durum insan sağlığının yanı sıra ekosistemi de olumsuz etkiliyor. Kirlilik, hem sudaki canlıların hem de bitkilerin yavaş yavaş yok olmasına yol açıyor. “Göz göre göre yok oluyor” Van Gölü’nün etrafındaki yerleşim yerlerinin katı atıklarının arıtılmadan suya döküldüğünü bildiren Van Çevre Derneği (ÇEVDER) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kalçık, kirlenen ve çekilen gölün her geçen gün yok olduğunu belirtti. Van Gölü’ne tarihsel olarak “Van Denizi” dendiğini ve kendilerinin de bu tanımı kullanmayı daha uygun gördüklerini bildiren Kalçık, konuya ilişkin şunları söyledi: “Van’ın merkez ilçelerinden Edremit ve İpekyolu ile Tuşba’daki atık suların sadece yüzde 30’u arıtılıyor. Van’ın nüfusu 1 milyonu aşmışken 1989’da yapılan arıtma tesisi, arıtma ihtiyacını karşılamaktan çok uzak. Yine Muradiye, Gevaş ve Erciş’te atık suların çoğu olduğu gibi denize akıyor. Bunların yanı sıra akarsu ve derelerden gelen katı atıklar da denize doğrudan bağlanıyor.” Kalçık, Van Erciş ve Van İskele sahilinde yapımı yıllardır süren arıtma tesislerinin, popülizm gereği ve siyasi olarak yapıldıklarını vurgulayarak, “Ancak ödenek eksikliği vs. gibi sorunlar öne sürülerek yapım süreci uzadıkça uzatılıyor. Yapımı devam eden iki tesis, tamamlansa da ihtiyacı karşılama konusunda yine yetersiz kalacak” dedi. Van Gölü’nde son zamanlarda artan kirlilik ve çekilmelere işaret edip kuruyan Aras ve Urmiye Gölü’nü anımsatan Kalçık, kamu kurumları başta olmak üzere herkesin sorumluluk bilinciyle hareket edilmesi gerektiğinin altını çizdi. “Kıyı Kanunu çıkarılmalı” Kıyı Kanunu çıkarılmasının Van Gölü’nün korunmasında önemli bir rol oynayacağına dikkat çeken Kalçık, konuyla ilgili Meclis’e farklı dönemlerde verilen önergelerin ret edildiğini anımsattı. Van’da, Kıyı Kanunu’na aykırı bir şekilde birçok kamu kurumunun sahili işgal ettiğini anlatan Kalçık, sözlerine şöyle devam etti: “Söz konusu kurumlar, hem denizi kirletiyor hem de vatandaşın denize erişimini engelliyor. Edremit, Ahlat ve Erciş’te buna örnek olarak gösterilebilecek birçok yer var. Kıyı Kanunu’nun çıkarılması için HDP ve CHP’li milletvekilleri tarafından TBMM’ye soru önergesi verildi, ancak işleme dahi alınmadı. Hatta ret edilen önergeler arasında AKP Van Milletvekili Abdulvahat Arvas’ın verdiği önerge de var.” “Havzanın korunması için bir şey yapamıyoruz” Van Valiliği tarafından kentte uygulanan eylem ve etkinlik yasaklarına da değinen Kalçık, Van’da anti demokratik uygulamalardan dolayı kimsenin bir kelime söylemeyeceği bir süreç yaşandığını belirterek “1600 gündür süren yasaklardan dolayı Van Denizi Havzası’nın korunması için basın açıklaması veya herhangi bir etkinlik yapamıyoruz. Çevre mücadelesi veren bizler havamızın, suyumuzun ve toprağımızın kirletilmemesini istiyoruz” diye konuştu. Kalçık, Gölü kirletmenin bir izahının olmayacağını söyleyen herkesin emanetçisi olduğu Van Gölü’nün geleceğe temiz bir şekilde bırakmakla sorumlu olduğunu sözlerine ekledi. Meclis’e soru önergesi verildi Van Gölü’nün tüm siyasi mülahazaların ötesinde korunması gerektiğini vurgulayan HDP Van Milletvekili Muazzez Orhan, 8 Haziran 2020’de verdiği 30575 nolu önerge ile konuyu Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) gündemine taşıyıp göl suyunun kirlettildiğine dikkat çekti. “Kirliliğin, Van Gölü’nün mavi rengini çamura dönüştürdüğü gözle görülecek düzeye gelmiştir. Başta İskele ve çevresi olmak üzere gittikçe artan oranda göl sahilinde insan sağlığını tehdit eden bir koku yayılmaktadır. Birçok yerde yayılan koku ve görüntüler sahil esnafının ve evleri sahile yakın yurttaşların yaşamını alt üst etmiştir” denilen önergede, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum tarafından cevaplandırılması talebiyle sorular yöneltildi. Önergede, Van Gölü sahillerinde Kıyı Kanunu’na aykırı yapılaşan bina ve diğer yapıların denetiminin yapılıp yapılmadığı, kentsel atık ve atık yağların toprağa- suya karışımının hangi mekanizmalarla önlendiği, gölün etrafında kaç biyolojik arıtma tesisi bulunduğu, ÇED raporu verilmeden bitirilen HES sayısı, Van Büyükşehir Belediyesi’nin başlattığı Biyolojik Arıtma Tesisi, Van Gölü’nün UNESCO Dünya Mirası listesine alınması ve Van Gölü’ne akan derelerin ıslahı, Mavi Bayraklı Plaj, 17 göl ve 10 sulak alanın korunması ile Katı Atık Bertaraf Merkezleri için yürütülen çalışmalara yönelik sorular soruldu. Çevre Şehircilik Bakanlığı: Kent genelinde 8 adet biyolojik artıma tesisi mevcut Önergeye karşı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın verdiği cevap yazısında Van Gölü kıyı şeridinde ve göl çevresinde bulunan akarsuların ve suların etrafının kirletilmesine karşı yıl boyunca denetimler yapıldığı ve bu doğrultuda cezai işlemlerin uygulandığı belirtildi. Göl etrafındaki besihane ve ahırlardan çıkan atıkların akarsulara ve göle akıtılmasının engellendiğini ifade eden bakanlık, artıma tesislerine ilişkin şu bilgiyi verdi: “Su kaynaklarına yakın çöp sahalarının rehabilite edilerek su kaynaklarına çöpün ulaşmasına engel olunmaktadır. Ayrıca il sınırları içinde bulunan Vaski bünyesindeki 6 adet (Başkale Atık Su Artıma Tesisi, Edremit Atık Su Artıma Tesisi, Gevaş Atık Su Artıma Tesisi, Erciş Çelebibağı Atık Su Artıma Tesisi, Erciş Gölağzı Atık Su Artıma Tesisi, İskele merkez Atık Su Artıma Tesisi) ve Van Gölü kıyı şeridinde bulunan beş adet (Edremit Atık Su Artıma Tesisi, Gevaş Atık Su Artıma Tesisi, Erciş Çelebibağ Atık Su Artıma Tesisi, Gölağzı Atık Su Artıma Tesisi, İskele merkez Atık Su Artıma Tesisi) ileri biyolojik artıma tesislerine dönük denetimler sık sık yapılmaktadır.” Açıklamada ayrıca, kent genelinde 4 biyolojik, 4 de ileri biyolojik olmak üzere 8 adet biyolojik artıma tesisi olduğu, Van Gölü çevresinde 6 adet atık su arıtma tesisinin bulunduğu bilgisi dile getirilirken söz konusu tesislerin tam kabiliyette çalıştığı ifade edildi. “Dereler düzenli olarak temizleniyor” Van Gölü’ne akan derelerin ıslah çalışmalarına ilişkin de bilgi verilen Bakanlık açıklamasında, “Van Gölü’ne akan derelerde gerekli temizlik çalışmalarının ilçe belediyelerince düzenli olarak yapılmakta ve derelerdeki mazgalların belediyeler tarafından düzenli olarak temizlenmektedir” denildi. Tuşba Belediyesi tarafından Mavi Bayraklı plaj bulunduğu, kentteki katı atıkların entegrasyon sürecine de ilişkin bilgilendirmede bulunulan, yapılması düşünülen aktarma istasyonlarının ihale aşamasında olduğu belirtilen Bakanlık açıklamasında, “Gevaş Gürpınar ve Çatak ilçelerindeki katı atıklar Gevaş İlçesi’ne getiriliyor ve bu noktadan merkezde bulunan katı atık projesi alanına getiriliyor. Erciş, Muradiye ve Çaldıran ilçelerinde oluşan çöplerin de Karahan Çöp Aktarma İstasyonu’na getirilmesi planlanıyor. Yine Özalp ve Saray ilçeleri için de yeni bir aktarma alanı projesi tasarlanıyor” ifadesi kullanıldı.