İlkokul sıralarında öğrendiğimiz ve o günden beri beynimize mıh gibi kazınan  “yerli malı yurdun malı herkes onu kullanmalı” sözü ile büyüdük ve hala alış verişte yerli ürün arıyoruz..  Bu haftanın kalkmasıyla neler yaşadığımızı görmek için uzağa değil yanımızdaki gençlere bakmamız yeter. Çünkü hepsinde üzerinde yabancı markalar yazan kıyafetler var.. Yabancı menşeli gıda ve yiyecek sektörü de her tarafı sardı… Buralara gitmek bir ayrıcalık gibi algılanıyor. Çocukluğumuzda azımızın suyu aka aka yediğimiz yemeklerin çoğuna bugünler de bakanlar yok.. 
İlk okuldayken süt tozuyla tanıştık..  USA etiketli kutular içinde geliyordu… Sulandırıp içiyorduk, hiç sorgusuz sualsiz..  Zaten sıvı olan bir şeyin nasıl toz haline getirildiğini hiç sorgulamadık… Bununla birlikte mutfaklarımıza margarin yağıda girdi… Bizim mis gibi kokan yağlarımız ve sütlerimiz göz ardı edildi…
Gel zaman git zaman ekmek arasına koyarak yediğimiz köfte ve patates de üzerine ketçap ve mayonez dökülerek hamburger diyerek karşımıza çıktı…
Bütün bunlar NATO’ya girme uğruna Kore’ye asker gönderme ve ABD yardımlarına kapı açmakla başladı…
Gıda da giyecekte de yaşanan bu olumsuz gelişme, televizyonun hayatımıza girmesiyle kendini sinema sektöründe gösterdi… Önce kapalı ve açık sinemalar televizyona yenik düştü.. Arkasından ekonomik sıkıntıya giren film sektörü  eski üretkenliğini yitirdi..
Aradan geçen yıllar içinde tıpkı yerli mallar haftası gibi andımızın okullarda okutulması da kaldırıldı..  Bazı çevrelere şirin görünmek için ve yanlış anlaşılmaları ortadan kaldırmak için yapıldığı söylenen bu yasaklamadan sonra yetişen çocuklarda vatan sevgisinin diplere indiği gözlemlendi… Bu aşama da cemaat ve tarikatlar devreye girerek vatan sevgisini unutan gençlere başka sevgiler aşılamaya başladı…
Eğitim sisteminde yapılan değişiklikler, uzaktan eğitim siteminin devreye girmesi çalışmadan diploma sahibi olmanın önünü açtı.. Birçok ile açılan ve plansızca çoğaltılan üniversitelerin çoğu hocasız ve öğrencisiz veya çok az öğrenci ile eğitim vermeye çalışırken eğitimde geldiğimiz nokta da ortada… Sıfıra sıfır elde var sıfır…
Bugüne bakıyorum yerli malından eser yok, gençlerin hepsinde yabancı etiketli giysi ve ayakkabılar görüyoruz. Boş vakitlerde ise gidilen yerler ya hamburgerciler ya da yabancı etiketli kahveler…