DEM Parti İstanbul Milletvekili Cengiz Çiçek, Türkiye’de barınma hakkının fiilen kullanılamaz hale gelmesi, asgari ücretli ve emeklilerin gelirlerinin önemli bölümünü kiraya ayırmak zorunda kalması nedeniyle Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne kapsamlı bir araştırma önergesi sundu. Çiçek, temel bir insan hakkı olan barınmanın piyasa koşullarına terk edildiğini ve milyonlarca yurttaş için erişilmesi imkânsız bir hale geldiğini vurguladı.

Barınma Hakkı Anayasal ve Uluslararası Güvence Altında

Barınma hakkının 1948 tarihli İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin 25. maddesi ve 1966 tarihli Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleşmesi’nin 11. maddesiyle açıkça tanımlandığını hatırlatan Çiçek, Türkiye Anayasası’nın 57. maddesinin de devletin şehir planlaması kapsamında konut ihtiyacını karşılayacak önlemler almasını ve toplu konut projelerini desteklemesini zorunlu kıldığını belirtti. Ancak bu hak, neoliberal kentleşme politikaları ve kamusal konut üretiminin tasfiyesi sonucunda büyük ölçüde piyasa şartlarına bırakıldı.

Kiralar Dünya Ortalamasının Çok Üzerinde

OECD verilerine göre Türkiye, 2015’ten beri kira fiyatlarında en fazla artış yaşayan ülke konumunda. Bu süreçte kira bedelleri yüzde 996 oranında nominal artış göstererek neredeyse 11 katına çıktı. TÜİK verilerinden derlenen bilgilere göre Türkiye’de kira oranı, ortalama gelirin yüzde 81,45’ine ulaşarak dünya ülkeleri arasında en yüksek seviyeye çıktı. Bu oran Türkiye’yi Nepal, Hindistan, Endonezya ve Ermenistan gibi ülkelerin önüne taşıyor.

Nüfusun Yüzde 28’i Kiracı, Ev Sahipliği Azalıyor

Son 10 yılda TÜİK’in “İstatistiklerle Aile” verilerine göre ev sahipliği oranı yüzde 61,1’den yüzde 56,1’e gerilerken, kiracı oranı yüzde 22,1’den yüzde 28’e yükseldi. Türkiye’de 24 milyondan fazla kişi kiracı konumunda bulunuyor ve kiracı hane sayısı yaklaşık 7,7 milyonu buluyor. Çiçek, nüfus artışının büyük bölümünün kiracılardan oluştuğuna dikkat çekti.

CHP'li Bulut: "Tutsak olan Abdurrahman Tutdere değil, Adıyamanlıların kaderi"
CHP'li Bulut: "Tutsak olan Abdurrahman Tutdere değil, Adıyamanlıların kaderi"
İçeriği Görüntüle

Konut Açığı Yılda 200 Binin Üzerinde

Çiçek, 2015-2024 döneminde 6,94 milyon konut için yapı kullanım izni verildiğini ancak sadece 5,31 milyon konutun satıldığını, geriye kalan 1,63 milyon konutun elde kaldığını aktardı. Ayrıca, KONUTDER verilerine göre yıllık konut ihtiyacının 700 bini aşmasına rağmen üretimin ortalama 500 bin düzeyinde kaldığını ve bu nedenle yıllık 200 bin konutluk açığın oluştuğunu ifade etti. TOKİ’nin bugüne kadar yaklaşık 1,5 milyon konut ürettiğini ve özel sektörle birlikte son 20 yılda 4 milyonun üzerinde konut yapıldığını belirtti. Ancak önümüzdeki 10 yılda en az 7 milyon yeni konutun ihtiyaç duyulduğunu dile getirdi.

Barınma Hakkı Sosyal Eşitsizliğin En Yakıcı Alanlarından Biri Haline Geldi

Çiçek, “Barınma hakkı yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda ayrımcılık ve eşitsizlikle örülü sosyal bir meseledir” diyerek, özellikle asgari ücretli, emekli ve dar gelirli kesimlerin kira ödemeleri yüzünden geçim sıkıntısı yaşadığını, depremler, göç ve ekonomik krizlerin ise krizi derinleştirdiğini kaydetti. 1 Temmuz 2024’te kiralara uygulanan yüzde 25 zam sınırının kaldırılmasının bu sorunu büyüttüğünü ifade etti.

Muhabir: Nihal Alp