KKTC Cumhurbaşkanı Tatar: "Gazze'yi gördükten sonra, 'sıfır asker' yaklaşımını asla kabul etmeyiz" KKTC Cumhurbaşkanı Tatar: "Gazze'yi gördükten sonra, 'sıfır asker' yaklaşımını asla kabul etmeyiz"

D S G F S D G H D F S G H D F S GMustafa Kemal Atatürk Bebeklik Zıbın Ve ŞapkaDİCLE KAVAK EKMEKCİ/ANKARA- Türkiye’nin ilk Anne Müzesi, yazar Şermin Yaşar tarafından Ankara Altındağ’da açıldı. Anneler gününün hemen öncesinde değerli annelerimize bir armağan olarak hayata geçirilen Anne Müzesi, hayatta olan annelerimizin kıymetini her gün anlamak, dünyadan ayrılan annelerimizi ise daima anmak amacıyla kuruluyor. Türkiye’de eşi benzeri olmayan Anne Müzesi, geçmişten günümüze anneliği farklı sanat eserleriyle gözler önüne sererken Anadolu annelerinin tarihini de anlatıyor.  Anadolu’nun kültürel mirası annelik üzerinden sunulurken, Anadolu'nun vefakâr annelik geleneği gelecek kuşaklara taşınıyor. Anneliğin kutsallığı ve evrensel değeri vurgulanıyor.  Müzeye giren her anne yoğun duygular yaşayarak müzeden ayrılıyor. Yaşar, müzenin kuruluşuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Anadolu kadını ve annelerinin hakkını teslim etmek fikriyle müzeyi kurduk. Annelik ve anneliğin tarihimizdeki yerini, Türk tarihinde anneliğin evrelerini geçirdiği safhaları, bize geride bıraktığı mirası görmeyi ve bu konuda araştırma yapmayı seviyorum” diye konuşuyor. Yaşar devamla, müzenin kuruluş amacını Anadolu annelerinin sırtını sıvazlamak, onlara destek olmak, haklarını teslim etmek, onlar hakkında yeniden konuşulmasını sağlamak ve kendimizi bulmak olarak tanımlıyor. 
17153431773081715343139961“ANNESİNİN ÖNCE GÖBEK BAĞINI, SONRA İŞARET PARMAĞINI, ARDINDAN ELİNİ TUTUP DA GEZEN İNSAN, BÜYÜYÜNCE NE KOLAY UNUTUYOR KOLUNA GİRİP ANNESİNİ GEZDİRMEYİ...”
Kocaman “ANNE” yazısından geçer geçmez içerisinde şadırvan olan büyük bir avlu karşılıyor ziyaretçileri. Şadırvanın üzerinde yıkanmış ve özenle asılmış temiz zıbınlar yer alıyor. Duvarların tamamında annelerle özdeşleşmiş birçok “anne sözü” var. İki binadan oluşan müzenin ana binasında kocaman bir “ana yüreği” heykeli yer alıyor. Sanata ve tarihe dair geniş bir koleksiyon sunan müzenin ilk salonunda Türk resim ve heykel sanatının sanatçılarına ait 50’den fazla eser bulunuyor.  Kurtuluş Savaşı kahramanlarından Baha Said Bey, Sanayi-i Nefise'nin kurucularından Fuat Soyhan, ünlü ressamlar İbrahim Balaban, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Fikret Otyam, Abidin Dino, Ali Demir, Hüseyin Bilişik, Mustafa Aslıer, Erol Özden gibi birçok isme ait tablo sergileniyor. Türk resim sanatının “anneleri” yan yana duruyor.
İkinci kata çıkıldığında, annenin kızını uğurlamasıyla başlayan süreç, kına gecesi, çeyiz ve evden giderken yanında götürdüğü eşyaların ardından bir başka kapıyı açıyor. Anneliğin başlangıcı, doğum sonrası süreç yani lohusalığın sergisi başlıyor.  Lohusa yatağı, lohusa şerbeti, yenidoğan bebek için kullanılan çeşitli eşyalar, zıbından bebek lifine, biberona, emziğe ve bebek sabununa kadar yenidoğan bebeğin ihtiyacı olan birçok malzeme sergileniyor. 
Müzenin bir başka bölümünde Türkiye'den ve farklı ülkelerden “analık madalyası” örnekleri bulunuyor. Dünyanın her yerinde çocukların annelerinin yanında, kucağında, omzunda, dizinde, yanı başında. Dünya anne bebek koleksiyonunun sunulduğu salonda 50'den fazla ülkeye ait anne bebek temalı ve görselli antika bebekler yer alırken müzenin içerisinde oluşturulan bir odada farklı ülkelerin ninnilerinin dinlenebildiği bir alan bulunuyor. 
1715343177268BİR ANNE TÜM DÜNYAYI DEĞİŞTİREBİLİR: ZÜBEYDE HANIM’IN GÖZLERİ, ATAMIZIN BEBEKLİK ZIBINI
Zübeyde Hanım bir evlat yetiştirdi, o evlat bir milleti yetiştirdi. Anne Müzesinde, İranlı sanatçı Hadi Karimi'nin dijital heykel çalışması ile Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün annesi Zübeyde Hanım'ın yüzü ve renkli gözleri gerçeğe en yakın şekilde yer alıyor. Müzede ayrıca, 143 yıl önce Mustafa Kemal Atatürk’ün giydiği, annesinin Selanik’ten gelirken yanında getirdiği ilk zıbın ve başlık sergileniyor. Oğlu Mustafa Kemal askerdeyken, annesi Zübeyde hanımın üzerinde namaz kıldığı ve dua ettiği seccade yer alıyor. Bu kıymetli eşyalar, ilk kez Anne Müzesi’nde sergileniyorlar. 
Anneler, anne adayları, anneleriyle vakit geçirmek isteyenler, anneleri uzakta ya da vefat etmiş olanlar, annesini özleyenler akın akın Anne Müzesi’ne geliyor. Hamam Arkası sokağında yer alan Anne Müzesi, pazartesi günleri hariç her gün 10.00 ila 17.00 saatleri arasında açık. Ziyaret ücretleri öğrenci 60 TL, yetişkin 120 TL.
ANNELER GÜNÜ KUTLU OLSUN
Anne Türk Dil Kurumu’na göre, “Çocuğu olan kadın, ana, valide”. Anne, tek bir tanıma sığdırılamayacak kadar kutsal, bir canlıyı dünyaya getiren, bir diğerine can olan kişi olarak kalbinde karşılıksız sevgiyi, şefkati, ilgiyi yavrusuna veren aslında.  Karşılıksız sevgi ve fedakarlıklarıyla bizleri büyüten annelerimizin Anneler Günü kutlu olsun. Anneler günü dünyanın birçok yerinde genel olarak Mayıs ayının ikinci haftasında kutlanıyor. Bugünün mimarı, annesini çok özleyen bir kız çocuğu; Anna Jarvis. 1876'da Ann Reeves Jarvis, 12 yaşındaki kızı Anna Jarvis'in de aralarında bulunduğu öğrencilerine “Umuyorum ki bir gün birileri insanlığa yaptığı yardımlarından dolayı unutulmaz bir anneler gününde anılır” diyor. Kızı Anna'nın zihnine kazınan o gün, yıllar sonra Anneler Gününün kutlanma vesilesi oluyor. Anna 1905 yılı mayıs ayının ikinci pazar gününde annesini kaybettiğinde ona ömrünce yeterli özenin gösterilmediğini düşünerek 1907 yılının mayıs ayının ikinci Pazar günü, üzüntüsünü azaltmak amacıyla arkadaşlarıyla, hayatta olan ya da olmayan tüm anneler için kutlama yapıyor. Bu hızla bir gelenek haline gelmiş ve 1908’de ilk Anneler Günü, Anna’nın annesinin 20 yıl öğretmenlik yaptığı kilisede düzenlenen etkinlikte 407 çocuk ve annelerin katılımıyla kutlanıyor. Gelenlere Jarvis’in en sevdiği çiçek olan beyaz karanfil dağıtılmış. ABD Başkanı Woodrow Wilson 1914’te bugünü resmi Anneler Günü olarak ilan ediyor.

Editör: Ramazan Atabey