Gözaltına alınmasının dördüncü gününde, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'na destek için on binlerce yurttaş Saraçhane Meydanı'nda toplandı.
Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce, Ekrem İmamoğlu'na destek için Saraçhane'ye geldi. Burada yaptığı konuşmasında İnce, "Ben bugün Cumhuriyetin bir öğretmeni olarak buradayım. Gençler meydanlar sizin, şarkılar söyleyin, protesto edin. Ama kaldırım taşını sökmeyin. Maskeye gerek yok. Sizin yüzünüz kara değil ki, yüzü kara olanlar maske taksın!" dedi.
İnce'nin ardından CHP Genel Başkanı Özgür Özel, konuşmasına başladı.
Özel'in konuşmasından öne çıkanlar:
"Dün nasıl konuştuysak, ne dediysek, nasıl sonuç aldıysak hep beraber bu gece fazlasını başaracağız, fazlasını. Değerli, değerli İstanbullular, siz bir şeyi geri aldınız. Siz evlerinizden çıkıp buraya gelmek istediğinizde dört gün önce Erdoğan'ın talimatı, valilik kararıyla emniyet, üç kişinin bir araya gelip toplanmasını, gösteri yapmasını, miting yapmasını yarına kadar yasaklamıştı. O kararın, o kararın ardından buraya gelen bütün yollar, Haliç'in üstündeki köprüleri kaldırdılar. Buraya gelen tüm viyadükler, tüm yollar kapatıldığı halde ilk gün 110 bin kişiyle, ikinci gece 210-220 bin kişiyle, dün akşam, dün akşam 220 bin dedik. Drone görüntülerini görünce neye uğradığımızı biz de şaşırdık. Gözün gördüğü yerde 550 bin kişi vardı ve buralara yaklaşamıyorlardı. Ve siz göremiyorsunuz, bilmiyorum. Orada bir ekran var, canlı yayın aktarılırsa göreceksiniz ki bir uçtan Bozdoğan Kemeri'nin önünden ta gözün görebildiği yere kadar hep birlikteyiz. 550 bin kişiyle göz göze tarihi yarımadada bağlantı yollarıyla birlikte 1 milyon kişi gönül gönüleyiz, 1 milyon kişi.
"Siz sokakları geri kazandınız, meydanları kazandınız"
Siz neyi başardınız biliyor musunuz? Siz, siz sokakları geri kazandınız, meydanları kazandınız. Tepki ve protesto hakkının yasaklanamayacağını kazandınız. Hepinizin önünde saygıyla eğiliyorum. Genciyle yaşlısıyla buradasınız. Kadınıyla erkeğiyle buradasınız. Tüm tercihlere saygılı, doğayı seven, insanı seven, hayvanı seven ve bunların ortak düşmanını bilen, ona karşı burada kol kola giren herkesi saygıyla selamlıyorum. Burada, burada birbirinden renkli, birbirinden güzel, solun, sağın her rengi var. Zaten şunu hep beraber bilelim ki yıllar, bin yıllar, çok önceki zamanlarda daha, daha doğa olayı gerçekleştiğinde ortak dili olmayan kabileler bile bir şeyin karşısında hayranlıkla, korkudan değil yere kapanarak selamlarlardı. O doğa olayı gökkuşağıdır. Renklerin yan yana, birbirinin içine ve işine karışmadan ortaya koydukları o güzelim gökkuşağını ben bu akşam burada görüyorum, Saraçhane'de görüyorum, İstanbul'da görüyorum. Türkiye'nin gelecek umudunu bu gökkuşağında görüyorum.
"Erdoğan kanunsuz bir emir verdi"
Buradan özellikle, dün akşam söyledim. Kanunsuz bir emir verdi Erdoğan. Ne yapsın vali, ne yapsın emniyet müdürü? Bir tarafta emri veren, kanunsuz emri veren bir kişi, tek kişi, tek adam. Karşısında, ondan korkmayan milyonlar var. Kim durdurabilir sizleri? Ancak dün akşam, gaz atılırken bizim buradan seslenişimize yanıt veren il başkanımın telefonlarıyla Bozdağ Kemeri'ndeki gençlere yapılanlara karşı orayı durdurup onları buraya çağırmamıza imkân tanıyan ve bundan sonra da bu gece, yarın ve devamında karşımızdaki polise, kanun dışı emirler vermemesi noktasındaki duyarlılığımıza hassasiyet göstereceğini beklediğim İstanbul Valisi'ne sesleniyorum.
"İstanbul'da bir tarih yazılacak"
Bu akşam burada, İstanbul'da bir tarih yazılacak. Bunun karşısında durmayın, duramazsınız. Erdoğan'ın bütün tehditlerine rağmen, nerede ne oluyor söyleyin. Yok abim gaz falan yok, ben görüyorum. Gaz yok, görüyorum, olduğu zaman söylüyorum. Şimdi, nerede, nereden atılıyor? Bozdağ kemeri, orada değil mi o? Değerli arkadaşlar, Bozdağ Kemeri'nin tarafına doğru havai fişek atılması gibi bir durum olursa, bunu ne sahiplenebiliriz ne savunabiliriz.
"Sizi İmamoğlu selamlıyor"
Sizi İmamoğlu selamlıyor, Ekrem İmamoğlu! Sayın Sayın Gökhan Günaydın'a, Sayın Gökhan Günaydın'a Boğaziçi Üniversitesi'ne üç milletvekilimizi yönlendirmesini, Sayın Vali'ye Boğaziçi Üniversitesi'ndeki müdahalelerin derhal durdurulmasını ve Boğaziçi Üniversitesi'ndeki öğrenciler ne yapmak istiyorlarsa, bu meydanı istiyorlar mı? Boğaziçi ne istiyorsa onun diplomasisini hızla gerçekleştirelim. Oradaki saldırıyı durduralım. Buradan Boğaziçi'ni selamlıyorum, saygıyla selamlıyorum Boğaziçi'nin büyük direnişini. Bugün Erdoğan tuttu şöyle bir açıklama yaptı, dün akşam saatlerinde bugün haberdar olduk. Diyor ki: "Sokak çağrıları kabul edilemez. Türkiye sokakta kurulmuş bir ülke değildir."
Sayın Erdoğan şunu bil, bu ülke, bu güzel şehir Gazi Mustafa Kemal Atatürk buralara yabancı gemiler gelmesin diye, yabancı postal ayak basmasın diye Çanakkale'de ölümü göze aldı. Askerlerine savaşmayı değil ölmeyi emretti. Bu meydandaki Türklerin, Kürtlerin, Lazların, Çerkezlerin, bu meydandaki Alevi'nin, Sünni'nin, bu meydandaki Müslüman'ın, Hristiyan'ın dedeleri orada kucak kucağa yatıyor. Ama sonra bir, bir tek adam bir imzasıyla izin verdi ve İstanbul'a o donanmalar geldi. İstanbul işgal edildi. İstanbul işgaline ilk tepki İstanbul meydanlarında protesto mitingleri oldu. O mitingleri Darülfünun öğrencileri organize ediyorlardı. "
Özel'in ardından mikrofonu Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş aldı.
Mansur Yavaş'ın konuşmasından öne çıkanlar:
"Toplumdaki ayrıcalığı gördükten sonra elbette en iyi şekilde yaşamayı istiyorlar"
Mustafa Kemal Atatürk'ün askerlerinden selam getirdim. Onlar da sizin gibi toplanmışlardı. Onlar da sizin gibi Mustafa Kemal Atatürk'ün askerleriyiz diye haykırdılar. Onlar da bugünkü ülkemizde yaşanan haksızlığa ve hukuksuzluğa isyan etmek için geldiler. Bizlere eşlik ettiler. Bunların birçoğu, bu gençler ve tahmin ediyorum buradaki gençlerin, özellikle üniversitede okuyanların birçoğu 2000 ve üzeri doğumlu. Onlar başka bir iktidar görmediler.
Bu nedenle, onlar da toplumdaki ayrıcalığı gördükten sonra elbette en iyi şekilde yaşamayı istiyorlar. En güzel cep telefonunu istiyorlar. En güzel arabalara binmek istiyorlar. Türkiye'de güzel şartlarda yaşamak istiyorlar. Bu talepten daha uygun bir talep, kötü bir talep var mı? Onların hakkı değil mi? Sadece lüks arabalara binen, pudra şekerleri koklayan, evet, ayrıcalıklı yaşayan, ayrıcalıklı yaşayan, üniversiteyi bitirir bitirmez iş garantisi olan insanları gördükçe, 2023 seçimlerinde kendilerine söz verilen mülakatın kaldırılmadığını görünce, en son Ekrem Başkan'ın başına getirilen bir hukuksuzluktan dolayı işte bu şekilde taleplerini dile getiriyorlar.
"Bana göre paçavra olan bayraklar sallanırken"
Bu anayasal bir hak, anayasal bir hak; gösteri ve yürüyüş hakkı, protesto hakkı anayasal bir hak. Ama bu anayasal bir hak bile kullanırken görüyoruz, bir sürü zorluk çekiliyor. Burada da ayrıcalık var. Dün İzmir'de, bütün gösteriler yasaklanmışken, bugün yasaklanmışken bir partinin mitingine izin verildi. Yine aynı şekilde, dün, dün doğuda bir yerde bana göre paçavra olan bayraklar sallanırken ve o mitinge gidenlere, o mitinge gidenlere bugün Twitter'da gördük, polisler pamuk şekeri verirken buradaki muameleyi de doğrusu aynı şekilde emniyet güçlerinden buradaki gençlere de pamuk şekeri ikram etmelerini bekliyoruz.
"Türkiye rekoru kırarak tekrar seçildik. Bundan dahi ders almadılar"
Standart sadece bu değil ki. Bakın, bakın, 2019 yılında biz 11 Büyükşehir Belediye Başkanı olarak göreve geldikten sonra sürekli olarak iftiralar, televizyonda karalamalar 6 yıl boyunca, 5 yıl boyunca devam etti. Engellemeler devam etti. Cumhuriyet Halk Partili belediyelere topal ördek muamelesi çekildi. Ama ne oldu? Bu tür yasa dışı uygulamalara karşı halk sandıkta cevabını verdi. 3 belediyemiz varken Ankara'da 16'ya çıktı. Türkiye rekoru kırarak tekrar seçildik. Bundan dahi ders almadılar. Aynı şekilde Ekrem Başkan da büyük bir fark atarak yeniden seçildi. Demek ki siz demokrasiye uymayan, haksız, hukuksuz muamele yaptığınız zaman bu feraseti yüksek milletimiz bunun cevabını sandıkta veriyor.