Resmi Gazete’de yayımlanan tasarruf tedbirleri yerel basına yine bir darbe vurdu, yerel gazeteler, zor günler geçirmeye başladı. Menteşe Gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Sürgün, hükümetin bu konuda geri adım atmasını beklerken UİGAD Genel Başkan Yardımcısı Yiğit, ilgili maddenin gözden geçirilmesi ve medyayı dijital ortamlarda destekleyecek yeni kararlar alınmasını istedi. Bir-iki kişi ile gazete çıkarıldığını bildiren Tigris Gazetesi Yayın Yönetmeni Akengin, bölgedeki kurumların yerel gazetelere ilgisiz kaldığına dikkat çekti
Merve Us - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzası ile 30 Haziran 2021 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan “tasarruf tedbirleri genelgesi”, yerel basına vurulan son darbe oldu. Tek gelir kalemi neredeyse kamu kurum ve kuruluşlarının abonelikleri ve verdikleri ilanlar olan yerel gazeteler, söz konusu genelge ile daha da zor günler geçirmeye başladı. Son “tasarruf tedbirleri genelgesi” ve etkilerini, Menteşe Gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Kemal Sürgün, Uluslararası İnternet Gazeteciliği ve Gazeteciler Derneği (UİGAD) Genel Başkan Yardımcısı İpek Yiğit ve Tigris Gazetesi Yayın Yönetmeni İlyas Akengin ile konuştuk. Ege Bölgesi’nin en eski gazetelerinden Menteşe Gazetesi’nin Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Kemal Sürgün, 21 yıllık yerel basın serüvenine değinip son genelgeyle geldikleri noktayı anlattı. Mesleğe ilk başladığı yıllarda yerel basın heyecanının çok fazla olduğunu belirterek “Bizde her hafta salı ve cuma günleri iki yerel gazete çıkardı ve saat 3’te dağıtılırdı. İnsanlar, ‘Ne yazıyor’ diye heyecanla o gazeteleri beklerdi” diyen Sürgün, 20 yıl önce köşe yazarlarının bile yerel olduğunu aktardı. Yerelliğin önemini gittikçe yitirdiğine işaret eden Sürgün, yerel basın için zorlu bir sürecin başladığına ilişkin şunları söyledi: “Zoraki bir sisteme girildi, Basın Yayın Kurumu aracılığıyla. Gazetelere getirilen yayın periyotları, gazetelerin künyedeki isim sayıları falan derken çok zorlu bir süreç başladı. Haliyle yerel basın, işini yapamaz oldu. Yerel basın copy-paste sistemi dediğimiz hani kopyala-yapıştır ve hazır alınan ajans haberleriyle çalışmaya başladı. Bu da tabii ki basını kötü bir yere taşıdı.” [caption id="attachment_224541" align="alignright" width="302"] Menteşe Gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Kemal Sürgün[/caption] “Hükümet bu konuda geri adım atmalı” Hem son alınan tasarruf tedbirleri kararının hem de yerel basına duyulan ilginin azalmasıyla, yerel basının gelir kaynaklarını kaybettiğine dikkat çeken Sürgün, gazetelerinin de sadece resmi ilan gelirleri ve bayi satışlarıyla ayakta kalmaya çalıştığını kaydetti. Yerel medyaya kaynak sağlanan alanların son tasarruf tedbirleri genelgesiyle önüne geçildiğini belirten Sürgün, alınan kararın hedefinin belirli medya kuruluşlarına çoklu para akışını durdurmak olduğunu iddia etti. Böylece kurunun yanında yaşın da yandığına değinen Sürgün, gazetelerinin de batma noktasına geldiğinin bildirdi. Basın İlan Kurumu raporlarına göre, genelgeden sonra ilanların yok denecek kadar azaldığının altını çizen Sürgün, yerel basını daha kötü günlerin beklediğini ileri sürerek sözlerini şöyle sürdürdü: “Mesleğimizi yapmak istiyoruz. Mesleğimizi yaparken tabii ki hayatta kalmak istiyoruz. Bize mücadele etmek için o fırsatı vermiyorlar. Bir an önce hükümet bu konuda geri adım atmalı ve medyayı özgür kılmalı. Özgürlük parayla olmuyor diyeceksiniz ama oluyor. Özgürlüğün dışında bir ticaret var sonuçta, şu anda ticaret kısmını yapamaz durumdayız.” Yerel basının ömrünün, maksimum 10 yıl daha olduğunu ifade eden Sürgün, bu öngörüsünü şöyle destekledi: “Yerel basın derken aklımıza ne geliyor bunu da iyi düşünmek lazım. Gazeteden bahsetmiyoruz sadece. Bugün yerel basın, artık sistemini teknolojiyle birlikte internet üzerindeki veri tabanlarına kaydırmaya başladı. Haliyle basılı olanlar sadece basın-ilandan reklam alan vasıflılarmış gibi görünüyor, yani mecbur çıkması gerekenler. Şimdi siz gazetenizi mecburiyetten çıkardığınızı aleni ifade ediyorsanız ne kadar yaşayacağının bir anlamı yok. Zaten belli bir yere kadar yaşıyor. Bunu da biraz gazete patronları sağlıyor. Burada patron ön plana çıkarıyor.” Resmi ilanlar kalktığında gazetelerin kapılarına mühür vurulur Yerel basında geçirdiği 21 yılın ilk yıllarının heyecanı olduğunu, yazdıklarının başarılı bulunmasıyla gazeteciliğin tatmin ettiğinden söz eden Sürgün, elinden geldiği kadar kent dokusunu yakından takip etmeye çalıştığını aktararak kentin iyi tanınmadığı durumlarda yerel gazeteciliğin yapılamayacağının altını çizdi. Sürgün, yerel basının satış tirajını arttırması gerektiğini, bu sağlanmazsa yerel gazetelerin ayakta kalabilmelerinin sadece resmi ilanlara bağlı olduğunu belirten Sürgün, “Resmi ilanların ortadan kalktığı an, gazetelerin kapılarına mühür vurduğu gün olacaktır” vurgusu yaptı. [caption id="attachment_224540" align="alignright" width="357"] Uluslararası İnternet Gazeteciliği ve Gazeteciler Derneği (UİGAD) Genel Başkan Yardımcısı İpek Yiğit[/caption] “Gazete ve dergiler kapanma noktasına geldi” Uluslararası İnternet Gazeteciliği ve Gazeteciler Derneği (UİGAD) Genel Başkan Yardımcısı İpek Yiğit ise, genelgenin içeriğine ilişkin şunları söyledi: “Bu genelgeyle basın yayın giderleri başlığı altında şu madde yer alıyor: Kamu kurum ve kuruluşlarının basını izleme ile ilgili birimleri ve kütüphane dokümantasyon merkezleri hariç hiçbir şekilde günlük gazete alımı yapılmayacak; görev alanı ile ilgili olmayan yayınlara abone olunmayacak; idare faaliyetlerini tanıtmaya yönelik rapor, kitap, dergi, bülten ve benzeri yayınlar basılmayacak; bu dokümanların hazırlanması ve paylaşımı elektronik ortamda yapılacak. Yerel ve ulusal medya kuruluşları, Covid-19 salgını nedeniyle maddi anlamda büyük zorluklarla karşı karşıya kaldı. Ayrıca gazeteciler, kamu çalışanları gibi sahada görev yaparak, halkın doğru bilgilendirilmesi için salgın riskine rağmen görev yaptı.” Yiğit, tasarruf tedbirleri kapsamında alınan kararların, birçok ildeki medya kuruluşlarını olumsuz etkilediğini, zor şartlarda ayakta durmaya çalışan basılı gazete ve dergilerin kapanma noktasına geldiğini, gazetecilerin salgının ortaya çıkardığı olumsuzlukları atlatmaya çalışırken, söz konusu genelge ile çıkmaza girdiğine dikkat çekti. UİGAD üyesi yerel ve bölgesel medya kuruluşlarının da söz konusu genelge ile ilgili serzenişlerini kendilerine ilettiklerini anımsatan Yiğit, tasarruf tedbirlerindeki “basın yayın kuruluşları” maddesinin tekrar gözden geçirilmesini ya da medyayı dijital ortamlarda destekleyecek yeni kararlar alınmasını beklediklerini açıkladı. [caption id="attachment_224539" align="alignright" width="330"] Tigris Gazetesi Yayın Yönetmeni İlyas Akengin[/caption] Bir-iki kişiyle gazete çıkartılıyor… Diyarbakır’da yayımlanan Tigris Gazetesi’nin Yayın Yönetmeni İlyas Akengin ise, 7 yıldır yerel gazetede olmak üzere 19 yıllık gazetecilik geçmişinin olduğuna değindi. Yerel gazetelerin önceden daha güçlü olduğunu belirten Akengin, “Yerel gazeteler, hem kadro anlamında hem haber üretme anlamında daha güçlüydü. Kendileri haber üretirlerdi. O haberler, ulusallara da konu olurdu. Ancak şu an bırakın yerel gazeteler, ulusal gazetelere konu olmak bir yana sosyal medyanın bile gerisine düştü bence” ifadesini kullandı. Günümüzde hem ulusal gazeteler hem de yerel gazetelerin iş yapamaz duruma geldiğini, ekonomik sorunlarla boğuşan yerel gazetelerin durumunun daha vahim olduğunu vurgulayan Akengin, “Her gazete, bir ya da iki kişi çalıştırıyor. Bir veya iki kişiyle gazete çıkartılıyor. Dolayısıyla kentin gündemini belirlemede yerel gazeteler geriye düşüyor” dedi. Artık kimsenin gazetelere yatırım yapmadığını, gazetelerin günü kurtarmaya çalıştığının altını çizen Akengin, sözlerini şöyle sürdürdü: “Aslında bu anlamda iş yapan da yapmayan da aynı kefeye konuluyor. Mesela bizim daha önce Basın İlan Kurumu yöneticileriyle bazı görüşmelerimiz oldu. Biz habercilik yapıyoruz, fazla muhabir çalıştırıyoruz. Bizi bir, iki muhabir çalıştıranla aynı kefeye koymayın. Kim gerçekten kentin sorunlarıyla ilgileniyorsa, gazetecilik yapıyorsa bunlar daha fazla desteklenmeli. Fakat ne yazık ki herkes aynı kefeye konuluyor.” Akengin, gazetecilik yapabildiğini düşünmediğini belirterek, “Bu mesleği 18-19 yıldır severek yapıyorum. Ama son 3-5 yıldır, alternatif bir yer olsa da gazetecilik dışında bir iş yapsam, kendimi kurtarsam, bunun hesabını yapıyorum. Dediğim gibi artık gazetecilik faaliyeti yapamıyoruz. Hem ekonomik hem sosyal iş yapamaz duruma geldik” diye konuştu. “Gazeteler günü kurtarmaya çalışıyor” Birçok kurumun yerel gazetelere onay vermediğini aktaran Akengin, artık ulusal gazetelerin bile satılamaz duruma geldiğini, gazetelerinin de bayi satışlarının çok düşük olduğunu, bireysel abonelerle ayakta kaldıklarını kaydetti. Akengin, olumsuzluklara rağmen gazetecilik yapmaya, kentin olup bitenini doğru, objektif bir şekilde aktarmaya çalıştıklarını aktardı. Basılı yayından çok dijitale önem vermeye çalıştıklarına değinen Akengin, sözlerine şöyle devam etti: “Tabii ne kadar geliştirirsek geliştirelim,’ yeterli olmuyor. Basın İlan Kurumundan gelen para belli. Basın İlan Kurumu, gelen gelirin yüzde 15’ini otomatikman kesiyor zaten. Dolayısıyla fazla personel çalıştırmak, kentin genelinde söz sahibi olmak, olana bitene hâkim olup iddialı olmak biraz cesaret ister.” Kurumlar yerel gazetelere ilgisiz Bölgedeki kurumların yerel gazetelere ilgisiz kaldığını, reklamların ulusal gazetelere verildiğini, tek bir gazete almaktan bile imtina edildiğini belirten Akengin, sözlerini şöyle tamamladı: “Gazeteci haber ürettiği kadar vardır. Gazeteler, kendi işini yapacak, haber üretecek. Yereldeki kurumlar ve kişiler de bir şekilde, o gazeteyi almaya, takip etmeye mecbur kalmalı. Biz, bütün olumsuzluklara rağmen -kendi gazetem adına söylüyorum- kentin gündemini kurduğumuz kadroyla yakalamaya, gelişmeleri aktarmaya çalışıyoruz. Ama hem habercilik anlamında hem ekonomik anlamda sorunlar, sıkıntılar var.”
Editör: Ahmet Ertüm