Haber Merkezi - Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Uganda'nın başkenti Kampala'da düzenlenen Bağlantısızlar Hareketi (NAM) Devlet ve Hükümet Başkanları 19. Zirvesi'nin açılışına Türkiye'yi temsilen katıldı. Zirvede açıklamalarda bulunan Yılmaz, "Türkiye yükselen kabiliyeti, geniş diplomatik ağı, kurumsallaşmış ilişkileri ve siyasi kararlılığıyla Türkiye Yüzyılına girerken Afrika, Asya ve Latin Amerika'da ve uluslararası ilişkilerde sorun çözücü, sistem iyileştirici ve dönüştürücü bir aktör olarak kalmaya devam edecek" dedi.
"Tüm terör örgütlerinin ortadan kaldırılması, Türkiye'nin ulusal güvenlik stratejisinin başlıca bileşeni"
Barış ve güvenliğin kalkınmanın temel direkleri olduğunu vurgulayan Yılmaz, şu ifadeleri kullandı:
"Hepinizin bildiği gibi terörizm, ortak geleceğimizi tehdit eden, kalkınmanın önündeki küresel zorluklardan biridir. PKK/PYD/YPG/SDG, FETÖ, DEAŞ ve El Kaide gibi çok sayıda terör örgütüne karşı uzun zamandır aynı anda mücadele vermekteyiz. Tüm terör örgütlerinin kalıcı olarak ortadan kaldırılması, Türkiye'nin ulusal güvenlik stratejisinin başlıca bileşenidir. Bölgemizde barışın ve güvenliğin temin edilmesi için de bu bir gerekliliktir. Ayrıca tüm dost uluslardan topraklarındaki FETÖ mevcudiyetine son vermelerini istiyoruz. Terörle mücadelenin tutarlı ve uzun vadeli uluslararası işbirliği gerektirdiğinin bilincinde olarak, terörle ortak mücadelemizde, terörün tüm biçim ve tezahürlerine karşı küresel düzeyde eyleme geçilmesini teminen ön saflarda olmaya devam edeceğiz."
"İsrail-Filistin çatışmasını çözmeden Orta Doğu'da kalıcı bir barış olamaz"
Öte yandan, Yılmaz, Bağlantısızlar Hareketi'nin, tarihi boyunca barışçıl, adil ve güvenilir bir uluslararası düzenin önde gelen sancaktarlarından biri olduğunu kaydederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Aradan geçen 60 yıl içinde dünya birçok vahşete ve şiddetli çatışmaya tanık olmuştur. Bununla birlikte, İsrail'in Gazze'ye ayrım gözetmeksizin yaptığı saldırılarının 7 Ekim'den bu yana Filistinlilere yaşattığı yıkım, birçok açıdan daha önce hiç görülmemiştir. BM Güvenlik Konseyi, yapısında var olan kusurları nedeniyle felç olmuş ve ateşkes için 'çağrı' bile yapamamıştır. Neyse ki uluslararası toplumun ezici çoğunluğu bu adaletsizliği reddetmektedir. İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki Filistinlilere yönelik eylemleriyle ilgili olarak, Güney Afrika tarafından 'Soykırım Sözleşmesi' kapsamında İsrail aleyhine Uluslararası Adalet Divanı'nda açılan dava sürecini ve yakın geçmişte yapılan duruşmaları yakından takip ediyoruz.
Devam eden yardım çabalarına gelecek olursak, Türkiye, El Ariş'e hava ve deniz yoluyla 6 bin tona yakın yardım yaparak, Gazze'ye hayat kurtarıcı insani yardım ulaştırmada önde gelen ülkeler arasında yer almıştır. Ortaya çıkan kriz bir hususu açıkça ortaya koymuştur; İsrail-Filistin çatışmasını çözmeden Orta Doğu'da kalıcı bir barış olamaz. Kalıcı çözümün ancak başkenti Doğu Kudüs olan, 1967 sınırlarını esas alan bağımsız, egemen ve coğrafi bütünlüğü haiz bir Filistin Devleti'nin kurulmasıyla mümkün olacağına inanıyoruz."