Türkiye’de dil eğitimi almanın pahalı olduğu ve bazı bölgelerde yeterli sayıda ve seviyede kurslar olmadığı düşüncesiyle yola çıkan Aynı Dili Konuşalım sosyal sorumluluk projesi, dil eğitimine erişimdeki fırsat eşitsizliğini azaltmak amacıyla ücretsiz dil eğitimi fırsatı sunuyor
DİCLE KAVAK EKMEKCİ - “Aynı Dili Konuşalım” sosyal sorumluluk projesi, Boğaziçi Üniversitesi ve İstanbul Üniversitesi’nde okuyan Eda Bayrak ve Melis Demiröz tarafından Türkiye’de dil eğitimine erişimdeki fırsat eşitsizliğini azaltmak amacıyla Mayıs 2021’de faaliyet göstermeye başlamış bir gönüllülük projesi. Bayrak ve Demiröz, Türkiye’de dil eğitimi almanın pek çok insan için artık karşılanamaz derecede pahalı olduğunu, bazı bölgelerde yeterli sayıda ve seviyede kurslar olmadığını ve çevrim içi ücretsiz bir şekilde dil öğrenilebilecek bir platformun olmadığını, olanların da yetersiz olduğunu fark edince bu eksikliği kapatma ihtiyacı hissediyor. Özellikle pandemi süreciyle beraber çevrim içi eğitimlerin öneminin artmasıyla, interneti olan herkesi aynı çatı altında buluşturabilme fikriyle yola çıkıyorlar. Bayrak ve Demiröz, konuyla ilgili gazetemize yaptıkları açıklamada “Biliyorduk ki ülkenin her yerinden kurslarımıza katılım sağlamak isteyen öğrenciler olacak ve çevrim içi eğitim sayesinde coğrafi bölge veya maddi durum fark etmeksizin herkes aynı eğitim sürecine dahil olabilecek. Böylece teknolojinin bize sunduğu imkanlardan olabildiğince faydalanarak insanların önündeki dil bariyerini kaldırabileceğimiz bir proje başlatma fikrini hayata geçirmeye karar verdik. Sosyal medyanın günümüzde ne kadar önemli bir yer tuttuğunu bildiğimiz için projemizin gidişatı ve planlarımız netleşmeye başlayınca sosyal medya hesaplarımızı açtık ve projemizin ilk adımlarını atmış olduk” diye konuşuyorlar. Toplumsal fayda gözetilerek hayata geçirilen proje, kaliteli ve ücretsiz dil eğitimine ulaşma şansını geniş bir kitleye sunarken, bunu hiçbir kurum veya kuruluşa bağlı olmadan yalnızca üniversite öğrencileri olarak devam ettiriyorlar. Sosyal medyayı etkin olarak kullanan “Aynı Dili Konuşalım” sosyal sorumluluk projesi, sosyal medya hesaplarından yaptıkları paylaşımlarda, hem insanları proje hakkında bilgilendiriyor hem de dil, kültür, bilim gibi alanlarda içerik üretip bir “Aynı Dili Konuşalım Topluluğu” yaratıyorlar. Projenin başlangıcında iki kişi olarak süreci yöneten Bayrak ve Demiröz, şu anda sosyal medyada gönüllü olarak içerik üreten, sosyal medya danışmanlığı yapan gönüllüler ve öğretmenlerle birlikte 21 kişilik bir ekiple beraber çalışıyorlar. Yedi dilde 14 farklı kurs seviyesi: Arapça, Çince, Fransızca, İngilizce, Korece, Rusça ve İspanyolca “Aynı dili konuşalım” adlı sosyal sorumluluk projesi kapsamındaki kurslar, konuşma ve seviye kursları olmak üzere ikiye ayrılmakta olup tamamı üç ay boyunca devam ediyor. Genellikle haftanın iki günü, 75 dakikalık dersler devam ederken, üç aylık ücretsiz dil eğitiminin sonucunda kursiyerler 30 saatlik eğitim sürecini tamamlamış oluyor. Gönüllü öğretmenler tarafından belirlenmiş olan devamlılık yüzdesini sağlayan öğrencilere kursa katılım belgesi veriliyor. Bayrak ve Demiröz, ücretsiz dil eğitimi dersleriyle ilgili “Konuşma kurslarımızda öğrencilerin pratik yaparak konuşma becerilerini geliştirmelerini, seviye kurslarında ise öğrencilerin basmakalıp olmayan yöntemlerle genel dil becerilerini (dil bilgisi, dili anlama gibi) edinmelerini sağlamayı hedefliyoruz. Bu doğrultuda öğretmenlerimiz olabildiğince interaktif ve günlük hayata uyarlanabilen bir şekilde derslerini işliyorlar. Çevreden gördüklerimiz ve araştırmalarımız doğrultusunda, ülkemizde aşılamayan dil bariyerinin en önemli sebeplerinden birinin yanlış öğretme yöntemleri olduğunu fark ettik. Bundan dolayı kalıpların dışına çıkabilen bir eğitim sunmayı çok önemsiyoruz” diyorlar. Arapça, Çince, Fransızca, İngilizce, Korece, Rusça ve İspanyolca olmak üzere toplam yedi dilde 14 farklı kurs yer alırken kursların altısı konuşma, sekizi ise seviye kursu olarak devam ediyor. [caption id="attachment_233765" align="alignright" width="211"] Eda Bayrak[/caption] Kimler ücretsiz dil eğitimi alabilir? Bayrak ve Demiröz, ücretsiz dil eğitimi almak isteyenlerin neye göre seçilip yerleştirildiğini şöyle anlatıyorlar, “Kurslara gelen başvuruları değerlendirirken maddi yetersizlikler, bölgesel dezavantaj, motivasyonun yüksek olması ve öğrenci olunması gibi etkenleri dikkate alarak doldurulan formları titizlikle inceleyip uygun görülen adayları, kontenjanımız yettiği ölçüde kurslarımıza kabul ediyoruz. Ağustos 2021’de başlayan projede, ilk dönem kurslarına gelen 749 başvurunun değerlendirilmesi neticesinde, toplamda 411 kişiye kurslardan faydalanma imkanı sunuldu. Gelen başvuruların yüzde 65’ini hedef kitlemiz olan öğrenciler, yüzde 41’lik kısmını ise maddi açıdan yetersiz öğrenciler oluşturmaktaydı. Biz de başvuruları değerlendirirken bu yüzde 41’lik kesime öncelik tanıdık. Buna ek olarak, toplam 13 ülkeden ve Türkiye’nin 63 farklı ilinden gelen başvuruları değerlendirirken bölgesel açıdan dezavantajlı olan öğrenciler öncelik tanıdığımız gruplar arasında yer alıyordu. Dolayısıyla kurslarımızdan faydalanan öğrencilerin profilini, Türkiye’nin hatta dünyanın farklı farklı bölgelerinden bize ulaşan ve dil eğitimi alma motivasyonu yüksek olan öğrenci statüsündeki bireyler oluşturuyordu. Öğrencilerin çoğu sosyal medya ve üniversitelerin öğrenci sınıf grupları aracılığıyla projemizden ve kurslarımızdan haberdar olmaktadırlar”. [caption id="attachment_233766" align="alignright" width="205"] Melis Demiröz[/caption] Gönüllü dil eğitimi veren eğitmenler Kursların büyük çoğunluğunda dersler, eğitim vereceği dil üzerine yükseköğrenim görmüş veya görmekte olan gönüllü öğretmenler tarafından veriliyor. Konuşma kurslarında ise, ders vereceği dilde yükseköğrenim görmemiş olmasına rağmen o dili anadil seviyesinde bilen ve native (yerli) öğretmenler yer alıyor. Gönüllü öğretmenlerin öğretecekleri dili anadil seviyesinde bilmeleri ya da o dil alanında yükseköğrenim görüyor veya görmüş olmaları gerekiyor. Eğer bu şartlardan en az birini sağlıyorlarsa, aday öğretmenlerin eğitim verecekleri dildeki yetkinliğini ve öğretme becerisini, o dilde yetkin gönüllülerden biriyle birlikte proje yöneticilerinin katıldığı bir deneme dersi yapılarak ölçüyor ve son kararlarını veriyorlar. Aynı Dili Konuşalım: Alışılmışın dışında bir sosyal sorumluluk projesi Proje yöneticileri, “Aynı Dili Konuşalım” sosyal sorumluluk projesini diğer sosyal sorumluluk projelerden ayıran en önemli yönünü, çok fazla insanın hayatına direkt dokunarak elle tutulur bir sonuç elde etmeleri olarak tanımlıyorlar. Diğer yandan, proje sayesinde verilen dil eğitiminden yola çıkarak uzun dönemde değer kazanımı sağlanıyor. Kursları başarıyla tamamlayan öğrenciler, dilde kat ettikleri gelişmelerle tatmin olurken, proje ekibi bu motivasyonla projeyi çeşitlendirmek için çabalıyor. Yalnızca Batı dilleri değil Orta Doğu, Uzak Doğu ve daha birçok farklı bölgede konuşulan dil eğitimleri verilerek proje evrensel ve çeşitlilik yönünden fark yaratıyor. Bayrak ve Demiröz: “Cinsiyet eşitliğine katkıda bulunmayı hedefliyoruz” Bayrak ve Demiröz, “Aynı Dili Konuşalım” sosyal sorumluluk projesini anlatırken önemli noktaya dikkat çekiyorlar: “Projemizin güçlü yönlerinden biri, durağan olmayıp toplumsal ve küresel ihtiyaçlara göre evrilebiliyor olmasıdır. Toplumsal ölçekte cevap verdiğimiz ihtiyaçlardan zaten bahsetmiştik ancak küresel ihtiyaçlardan nelere ve ne şekilde cevap verdiğimizi açıklamamıştık. Projemiz, bulunduğu noktada UNDP tarafından 2016-2030 yılları arasında dünyadaki küresel birçok soruna çözüm üretmeye yönelik planlanan 17 Küresel Amaç arasında yer alan “Eşitsizliklerin Azaltılması” ve “Kaliteli Eğitim” amaçlarına katkıda bulunmaktadır. Önümüzdeki dönemde açacağımız başlangıç ve orta seviyelerdeki “Yabacılar için Türkçe” kurslarımızda, Türkçe konuşamadığı için sosyal hayata entegre olamayan mülteci kadınlar başta olmak üzere, Türkçe öğrenmek isteyen birçok kişiye bu imkanı sağlayarak bir diğer küresel amaç olan “Cinsiyet Eşitliği”ne katkıda bulunmayı hedefliyoruz. Dolayısıyla projemiz kendini belli bir alana sıkıştırmak yerine toplumdaki eksikliklere göre kendini dönüştürebilen bir yapıya sahip”.
Editör: Ahmet Ertüm