Türkiye’de güzellik salonları üzerinden kara para aklanmasının ardından kısa yoldan zenginleşme tartışmalarının yaşandığı günlerde futbolda “saadet zinciri” ikinci bir gündem oldu.

Kıvanç El

Bankacı Seçil Erzan’ın “Fatih Terim” adını verdiği fon ile en az 18 kişiyi milyonlarca dolar dolandırdığı iddialarına ilişkin yargı süreci başladı. 

İddianamede 7 sanık ve 18 müşteki bulunuyor. Müşteki ve sanık sayıları artabilir. 

Türkiye’de bu iddialar bir süredir siyasetin de gündeminde. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında ”şaibeli soytarılar” ifadeleri ile kurulan fonlardan fazla faiz elde etme umudu olanları eleştirdi.

Konu bir süredir AK Parti ve Cumhurbaşkanlığı’nın da gündemi. Paralarını kaptıran Arda Turan ve Emre Belözoğlu'nun, nisan ayının ikinci haftası Erdoğan ile İstanbul’da görüşerek yardım istediği basına yansıdı. Erdoğan, o dönem konuyu inceleyeceğini söyledi. Ancak söz konusu görüşmede futbolcular Erdoğan’a bilgi verirken, konuyu “bankaya kayıtlı yoldan para verilmiş” ve “banka tarafından dolandırılmış” gibi aktarmış. Ancak para alımının elden yapılması ve bir kaydının da olmamasının anlaşılması üzerine sürecin yargıya taşınması gerektiği taraflara iletildi. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan’a son olarak hukukçu ve ekonomist kurmayları tarafından da bir bilgilendirme yapıldı. Bu hafta içerisinde yapılan bilgilendirmede de konunun yargıda olduğu aktarıldı. Erdoğan, bu konuda futbolcuları ya da bankayı hedef alan açıklamaların yapılmaması gerektiği görüşünü paylaşırken konunun tam olarak aydınlatılmasını istedi. İlk yapılan değerlendirmelerde bankanın bir sorumluluğu olmadığı, futbolcuların “fazla para kazanmak” uğruna dolandırıldığı yorumu yapıldı. Erdoğan’ın da, “yüksek faiz ile hızlı zengin olma” girişimlerini eleştirerek, “bankaların uygulaması belli, bu yollara girilmesi yanlış” yorumu yaptığı kaydediliyor.

Ancak konu bu kadar değil. Bazı hukukçu kurmaylar, bankanın da olayda sorumluluğu olma ihtimalini Erdoğan’a aktardı. Ortada bir banka müdürü, banka kaşeli ve imzalı bazı yazılar da var. Banka müdürlerinin yasal yükümlülükleri çerçevesinden de konu araştırılıyor. 

Kesin olarak banka sorumluluğu yok denilmiyor.  Bu nedenle Erdoğan’a SPK’nın ve BDDK’nın da süreçte konuyu incelediği ve mahkemeye bilgi vereceği aktarıldı. Ortada bir dolandırıcılık olduğu net. Ancak bu dolandırıcılıkta bankanın rolü ne, bu da araştırılıyor.  

Cumhurbaşkanlığı’nda yapılan değerlendirmelerde banka müdürlerinin bazı iş adamları ve görüşmelerinde banka adına elden para alabildikleri, bu uygulamanın da banka ile müşteri arasındaki güvene dayalı olduğu değerlendiriliyor… Eğer bu noktada bir mevzuat açığı varsa bunun da gözden geçirilerek adım atılabileceği analizleri yapılıyor. 

Özetle, “kolay para kazanmak” uğruna kimilerinin giriştiği yollar Ankara bürokrasisini de biraz yormuş… Konu Beştepe’nin de yakın takibinde. Erdoğan’a dönem dönem gelişmelere dair bilgi aktarılıyor.