Erdoğan-Özel görüşmesi başladı Erdoğan-Özel görüşmesi başladı

Gazeteciler Cemiyeti tarafından yürütülen 9. Köy Haber Merkezi Projesi kapsamında gerçekleştirilen Gazetecilikte İş Birliği Modelleri söyleşisinde araştırmacı gazetecilik ve yerel gazetecilik konuşuldu, gazetecilik iş modelleri hakkında bilgiler verildi

[caption id="attachment_285674" align="aligncenter" width="700"] Gazeteciler Cemiyeti Başkan Yardımcılarından Yusuf Kanlı & 9. Köy Proje Koordinatörü Deniz Savaş ve Araştırmacı Gazeteci Susan Greene[/caption] DİCLE KAVAK EKMEKCİ/ANKARA - 9.Köy Haber Merkezi projesi bünyesinde gerçekleştirilen söyleşilerin bu haftaki konusu Gazetecilikte İş Birliği Modelleri oldu. Denver merkezli Colorado News Collaborative kurumundan araştırmacı gazeteci Susan Greene, kendilerine ait üç ayaklı gazetecilik iş birliği modellerini anlattı. Basın Evi’nde hibrit olarak gerçekleştirilen ve Moderatörlüğünü 9. Köy Proje Koordinatörü Deniz Savaş’ın üstlendiği söyleşide, yerel haberler ve iş modellerinin değişmesi konuşulurken, Türkiye’de iş birliğinin mümkün olup olmadığı sorusuna yanıt arandı. Söyleşinin açış konuşmasını yapan Gazeteciler Cemiyeti Başkan Yardımcılarından Yusuf Kanlı, “ Gazetecilik mesleğinde iş birliğini cemiyet olarak önemsiyoruz. Bugün Amerika’dan bir konuğumuz var, birlikte gazetecilikte önem verilmesi gereken iş birliği konusunu ele alacağız” diye konuştu. İş birliği modelleri oluştururken iki soruna baktıklarını vurgulayan Greene, Colorado’nu haber çölü olması ve eyalet içerisinde yaşayan topluluğun haberi olmadan pek çok olayın yaşandığından bahsetti. İkinci olarak bölgede araştırmacı gazeteciliğin olmaması sorununu ele almaya çalıştıklarını belirten Greene, Colorado’da bulunan yaklaşık 40 yerel gazete sahibinin 80 yaş ve üzeri gruba ait olması nedeniyle yirminci yüzyılın iş modelini benimsedikleri bilgisini paylaştı. Kendilerine ait gazetecilik iş modellerinden bahseden Greene, üç ayaklı gazetecilik yaklaşımı hakkında bilgiler verdi. Greene, “Bizim özelliğimiz üç ayağı olan bir yaklaşım. Gazetecilik denildiğinde insanların dikkatini bir habere çekmek için etki yaratan bir şey söylemek gerekiyor. Modelimizin birinci ayağı gazetecilik işinin kendisi. Sahada gazetecilik yapıldığında ekip olarak çalışmak ve işletmede inovasyoan bakmak, 21. Yüzyıl kapsamında sürdürülebilirliği korumak gerekiyor. Bu da insanların yapacağı en temel görevlerden başlamak anlamına geliyor. Mesela e postalar için bültenleri bile düşünmeniz gerekiyor. Sonra tabanda kampanyalar yapmaya başlamanız gerekiyor. Kitleyi sürece katmanız dahil etmeniz ve belirli bir teknoloji geliştirmeniz gerekiyor” açıklamasında bulundu. Greene, gazetecilerin yaşadıkları zorlukların hangi kıtada olursa olsun farklılık göstermediğini belirtirken, iş birliği konusunda dünyanın her yanında isteksizlik olduğunu ve rekabet güdüsü sebebiyle her medya kanalı içerisinde rekabet duygusunun ön plana çıktığını vurguladı. [caption id="attachment_285673" align="alignright" width="394"] Araştırmacı Gazeteci Susan Greene[/caption] İş birliğinin son dakika haberlerinde değil, haber odasında yapıldığını belirten Greene, Colorado içerisinde bu iş birliğini yapmadan çalışmanın çok zor olduğunu bahsetti. Gazetecilerin okuyucuya ve demokrasiye karşı sorumlulukları olduğunu vurgulayan Greene, iş birliği girişimine COVID-19 pandemisi ile birlikte yaşanan acil durumla, paradigmaların yıkılması sonucunda başladıklarını söyledi. Söyleşinin devamında, Türkiye’deki genç gazeteciler ve gazetecilik eğitimi hakkında konuşuldu. Türkiye’deki iletişim fakültelerinde teorik eğitimin fazla olmasının, gazetecilik eğitimi alan gençlerin medya sektöründe çalıştıklarında masa başında çalışma, habere gitmek istememe ve sahaya çıkmayı tercih etmeme gibi pek çok sorun sebep olduğu konuşuldu. Greene konuyla ilgili görüşlerini paylaşarak, “Genç gazetecilerin pratik ve uygulamalı eğitime ihtiyacı var. Radyo, televizyon ve basılı metinler üzerine çalışan gençlerden bahsediyorum. Saha eğitimi verilmeli. Yeni kuşak haberi nasıl kovalayacağını ve detaylı araştırmayı nasıl yapacağını öğrenmeli. Türkiye’de genç gazeteciler çalışmaya karşı iştah duyuyor fakat işi nasıl bulacakları ve kanalları kendilerini nasıl açacakları konusunda kararsızlar” dedi. Türkiye’de iş birliği modeli olabilecek konulardan bahseden Greene, yaşanan deprem kapsamında imar affına yönelik çalışmaların yapılabileceğinden bahsetti. Greene, Türkiye’de iş birliği yapılmasının mümkün olduğunu vurgularken, ülkemizde bulunan genç muhabir sayısının fazla olmasının avantaj olduğunu belirtti. Greene, Türkiye’deki gazetecilerin şüpheci ve huzursuz oldukları izlenimini edindiğini söylerken, bu karamsarlığın hükümete karşı ürkeklikten kaynaklandığını ifade etti. Greene son değerlendirmesinde, “Gazeteci biraz şüpheci ve huzursuz olabilir. Gazetecilik mesleğini icra edenler tamamen demokrasiye duyulan ihtiyaçtan dolayı bunu yapıyorlar. Demokrasiyi korumanın yollarından biri medyanın sunduğu gözcülük ve denetim işlevi. Gazeteciler bu işlevin en önemli temsilcileri” dedi.