Nefes yazarı Nuray Babacan, AKP kulislerinde CHP’nin 38. Olağan Kurultayı’nın iptali davası ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) operasyonlarına ilişkin yaşanan tartışmaları ve AKP içindeki sesleri yazdı. Babacan, partisinin üst düzey bazı yöneticilerinin İmamoğlu’nun tutuklanması ve belediyeye kayyım atanması sürecine karşı çıkıp, ikna çabaları yürüttüğünü, ancak yaşananların AKP için “hayırlı olmayacağını düşünenlerin az olmadığını” aktardı.
CHP Kurultayı Davası: AKP Hukukçuları Endişeli
Babacan’ın aktardığına göre, CHP’nin 38. Olağan Kurultayı’nın iptali istemiyle açılan dava AKP içinde hukuk çevrelerinde tartışma yaratıyor. Yüksek Seçim Kurulu (YSK) onaylı bir kongrenin mahkemeye taşınması, AKP’de hukukçular arasında “bu tür uygulamaların ileride kendilerine zarar verebileceği” endişesi doğuruyor.
AKP’li hukukçular, mahkemenin siyasi partilerde mutlak butlan kararı vermesinin seçim süreçlerini mahkeme denetimine açmak anlamına geleceğini savunuyor. Bir hukukçunun ifadesiyle:
“Mutlak butlan siyasi partiler için bir dinamittir. Kimin elinde patlayacağı belli olmaz.”
Dava sürecinde mahkemenin davayı reddetme seçeneğinin hâlâ masada olduğu belirtilirken, olası alternatifler arasında 45 gün içinde yeniden kongre kararı veren bir “tertip heyeti” oluşturulması var. Bu heyetin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu aday yapması beklenmiyor.
Ekonomi ve Borsa Kaygısı
CHP kurultay davasındaki gelişmelerin borsaya etkisi AKP içinde daha çok dikkat çekiyor. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile ekonomi yönetimi, olumsuz bir kararın piyasalar üzerinde 19 Mart 2024 krizine benzer etkiler yaratacağı konusunda uyarılar yapıyor. AKP kulislerinde “Ekonomi yeni bir kriz dalgasını kaldıramaz” yorumları yapılıyor.
AKP’li Yöneticilerden Sessiz İsyan
AKP’nin hukukçu ve yöneticileri, parti içindeki sert tutumlara ve hukuk sınırlarının zorlanmasına yönelik eleştirilerini açıkça dile getirmekten çekiniyor. Babacan’a göre bu yöneticiler, “Aman susun” telkinleriyle susturuluyor.
Örnek olarak, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na ilişkin hukuki süreçte sadece hukukun sınırlarına dikkat çektiği için AKP Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı’nın sözlerini 24 saat geçmeden düzeltmek zorunda kalması gösteriliyor. Ayrıca YSK temsilcisi Recep Özel’in mahkemenin yetkisinin sınırlı olduğunu anımsatan açıklamalarının parti içinde hoş karşılanmadığı belirtiliyor.