Fotoğrafın diliyle konuşan Diyarbakır ve Ankara Kaleleri…

SULTAN YAVUZ - Emin Antik Sanat Merkezi, iki kadim şehrin kalelerinin fotoğraflarından oluşan sergiye ev sahipliği yapıyor. Ankara İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nün desteğiyle, Diyarbakır Fotono 21 Fotoğraf Derneği sanatçılarının çektiği Diyarbakır fotoğrafları ile Ankaralı Fotoğraf Sanatçısı Şenol Zümrüt’ün Ankara ve Diyarbakır kaleleri fotoğraflarından oluşan sergi, aynı zamanda belgesel bir nitelik de taşıyor. Serginin açılış konuşmasını yapan Emin Antik Sanat Merkezi’nin kurucularından İbrahim Terzioğlu, serginin, Çin Seddi’nden sonra uzaydan görülen en uzun surlara sahip olan Diyarbakır Kalesi’ni konu alan kısmını Diyarbakır Fotono 21 Derneği Başkanı Mehmet Kılıçoğlu ile birlikte hazırladıklarını belirterek, sergiye destek veren Ankara İl Kültür ve Turizm Müdürü Ali Ayvazoğlu’na da teşekkür etti. Diyarbakır’ın tarihsel süreçte Artuklu ve Akkoyunluların başkenti olduğuna dikkat çeken Terzioğlu, “Manevi babam” dediği Ziya Gökalp ve Şair Cahit Sıtkı Tarancı gibi kalem erbabının bu şehirde doğduklarını belirterek, Tarancı’nın, “Birlik olmayacaksak, ayrılığımız sadece ölümden olsun” sözlerine atıfta bulundu. Terzioğlu, “Şairin memleketini, temiz yüreklerle fotoğraflarını çekenleri sanatseverlerle tanıştırmak istedik. Değerli dostum Şenol Zümrüt’ün muhteşem Diyarbakır fotoğraflarını da sergiye koyarak, iki başkenti Emin Antik’te birleştimek istedik” dedi. Bekir Ödemiş, “Bu sergiyi geniş kitlelere sunmalıyız” Fotono 21 Derneği Başkanı Mehmet Kılıçoğlu, dernek olarak dokuz yıldır faaliyet gösterdiklerini ifade ederek, dört yıl önce Trabzon’da başlayan Diyarbakır sergisini, bugün Ankara’ya taşıdıklarını ve 33 medeniyete ev sahipliği yapmış Diyarbakır’ın kültürünü fotoğraflar aracılığyla Başkent’e getirdiklerini dile getirdi. Ankara Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Tabiat Varlıkları Daire Başkanı Bekir Ödemiş, daha önce Ürgüp’te görev yaptığı on yıllık belediye başkanlığında şehre verdiği hizmetleri, artık Belediye Başkanı Mansur Yavaş ile birlikte Ankara’da sürdürmeye gayret ettiğini belirtti. Ödemiş, “Bu görevle birlikte Ankara’nın kadim izler taşıyan bir şehir olduğunu daha iyi gördük. Kale de bizim için çok önemli, gözbebeğimiz... Hepimiz elimizden geldiğince gayret ediyoruz. Diyarbakır Kalesi’ni de 2006 yılında gittiğim konferansta görmüştüm, iki kalemiz de çok önemli… Bence bu sergiyi geniş kitlelere sunmalıyız, bu bir başlangıç olur inşallah” diye konuştu. Asım Keser ise Ulu Cami, Dört Ayaklı Minare ve taş evlerin arasında yürürken, şairler Ahmet Arif, Cahit Sıtkı Tarancı ve Ziya Gökalp ile daha pek çok kalemşörün akla geldiğini belirterek, Diyarbakır denildiğinde sadece kebap ve ciğer değil, kadim bir ruhaniyetten bahsetmek gerektiğini vurguladı. Keser, “İnsan bilmediğine düşmadır, gidip bildikçe, Göbeklitepe’den Sümela Manastır’ına, Ani Harabeleri’nden Troya’ya kadar başka bereketin şükründen aciz olduğumuzu anlıyoruz. Ben bu heyecanı sizinle paylaşma fırsatı veren arkadaşıma teşekkür ederim” dedi. Şevket Bülend Yahnici, “Kale’yi açık hava müzesi hâline getirmek istiyoruz” Eski AKP’li Milletvekili, Mimar Mine Lök Beyaz ise sergide emeği geçen herkese teşekkür ederek, “Diyarbekir denilince hep yüreği sızlayan insanlarız. Mehmet Bey’le telefonda konuşunca, Diyarbakır Kalesi’ni Ankara Kalesi’ne taşıyalım istedik. Çok mutluyuz” dedi. Ankara Kent Konseyi Kale Meclisi Başkanı Şevket Bülend Yahnici, Ankara Kalesi için 20 yılı aşkın süredir emek verdiklerini belirterek, Kale’nin değerinin bilinmesi için mücadele içinde olduklarına işaret etti. Yahnici, hem Diyarbakır hem de Ankara kalelerinin çok önemli olduğunun altını çizerek, Ankara Kalesi’ni bir açık hava müzesi hâline getirmek istediklerini ve bu yolla turizm destinasyonunda önem arz edeceğini söyledi. Geçtiğimiz yıllarda Diyarbakır’ın sıkıntılı bir süreçten geçitğine dikkat çeken Yahnici, bunun tekrarının olmaması için ümit ettiğini ifade ederek, Diyarbakırlı sanatçılara ‘Hoş geldiniz” dedi. Mimar Kadri Atabaş ise 1976 yılında Silvan’da askerlik yaparken tanıştığı Diyarbakır’a yıllar içinde birçok kez gidip geldiğini ve çalışma yaptığını belirterek, Diyarbakır Belediyesi’nin geçen süreçte dünyaya örnek olacak bir hizmet anlayışıyla, kale bölgesini tamamen gecekondulardan arındırdığını ve “Olağanüstü bir iş çıkardıklarını” dile getirdi. Atabaş, herkesin görmesi gereken Diyarbakır Kalesi’nin çok özgün olduğunu ve düz alana inşa edilmiş, uluslararası etkinliklere açık bir özellik taşıyan kalenin, tanıtım konusunda eksiklik yaşadığına işaret etti. Atabaş, Emin Antik’teki bu serginin de bir mücadele anlamına geldiğini vurgulayarak, emeği geçenlere teşekkür etti. Şenol Zümrüt, “Diyarbakır, rüya bir şehir” Ankara İl Kültür ve Turizm Müdürü Ali Ayvazoğlu da, söz konusu iki kadim şehri bir araya getirmeye vesile olan Emin Antik Sanat Merkezi ile İbrahim Terzioğlu’na teşekkür etti. Diyarbakır fotoğraf sergisini daha önce Trabzon’da gerçekleştirdiklerini belirten Ayvazoğlu, sergiyi Ankara’ya da taşıyarak, kültürel bir etkileşim sağlamak istediklerini söyledi. Serginin sanatçılarından emekli albay Şenol Zümrüt de, Türkiye’de pek çok ili dolaşarak fotoğraf çektiğini ancak sadece Diyarbakır Kalesi’ni defalarca çektiğini ve Diyarbakır’ın “Rüya bir şehir” olduğunu ifade etti. Sergide yer alan diğer fotoğraf sanatçıları; Hacı Cebe, Hasan Akçay, Mehmet Karaca, Mehmet Kılıçoğlu, Mehmet Sıdık Demir, Mesut Bektaş, Metin Öztürk, Muhammed Musap Gümüş, Nedim Özgüvercin, Sevgi Özak, Şeyhmus Kuyumcu ve Veysi Arcagök…  
Editör: Ahmet Ertüm