Ahu Tuğba, Amerika'da trafik kazası geçirdi Ahu Tuğba, Amerika'da trafik kazası geçirdi

AB Ufuk 2020 Programı’nca finanse edilen pilot bir proje, sivil toplum ve toplumsal fayda alanlarında çalışanlar için kapsayıcı, çeşitli ve güvenli çalışma alanları yaratmayı amaçlıyor. Yaklaşık 10 ay süren projeyle, 50’den fazla kişiyle odak grup toplantıları düzenlendi

ATİYE EREN Postane ve Hakikat Adalet Hafıza Merkezi işbirliğiyle, Mart 2022’de başlayıp Ocak 2023’te sonlanan “Bakım Odaklı İş Yerleri -Caring Workspaces” isimli bir proje gerçekleştirdi. Proje kapsamında, bakım odaklı iş yerleri için bir kontrol listesi hazırlandı, Türkiye ve Avrupa’daki iyi örnekler araştırıldı, kamuoyu ile paylaşıldı. Oylamaya açılan ve kazananın ödüllendirildiği bir kampanya yürütüldü. Sivil toplum ve toplumsal fayda alanlarında çalışanlar için kapsayıcı ve güvenli çalışma alanları yaratmayı hedefleyen projenin amacı ve proje kapsamında neler yapıldığını Hafıza Merkezi İletişim Koordinatörü Kerem Çiftçioğlu ile konuştuk. Covid 19 sonrası bakım, sorumluluklarımız “Bakım odaklı işyeri” deyince ne anlıyoruz? -Bakım Odaklı İş Yerleri, çalışma alanlarımızı toplumsal cinsiyet+ perspektifini önceleyerek daha kapsayıcı, çoğulcu, bakım odaklı ve güvenli hale getirmeyi amaçlayan bir proje. “Bakım odaklı işyeri” dediğimizde bakım sorumluluklarının, toplumsal cinsiyet perspektifi ile adil bir şekilde ele alındığı; fiziksel olarak kapsayıcı; herkesin özgün katkı ve yaratıcılığının teşvik edildiği; fiziksel ve zihinsel sağlığın, aidiyet ve dayanışma ruhunun desteklendiği çoğulcu bir kurum kültürü ve kurumsal yapı için bakım odaklı iş yerleri anlıyoruz. Projeyi kimler yürütüyor? -Proje, Postane ve Hafıza Merkezi ortaklığında yürütülüyor. Avrupa Birliği (AB) Ufuk 2020 Programı tarafından finanse edilen RESISTIRÉ Projesi tarafından desteklenen bir pilot proje. Postane, İstanbul Galata bölgesinde konumlanmış sosyal, çevresel ve kentsel etki odaklı bir ortak üretim alanı. Hafıza Merkezi ise ağır insan hakları ihlalleri üzerine çalışan ve hak temelli kurumlara kurumsal destek sunan bir sivil toplum kuruluşu. İki kurum insan hakları ve sosyal girişim alanlarındaki tecrübe ve ilişkilerini birleştirerek çalışma hayatımızın demokratikleşmesine katkıda bulunmayı hedefliyor. Proje neyi amaçlıyor? -Proje ile amacımız, iş yaşamındaki pratikleri kaçınılmaz ve derin bir şekilde dönüştüren COVID-19 salgını sonrası bu dönüşümde bakım sorumluluklarımızın eşit, kapsayıcı ve çalışanların esenliğini gözetecek şekilde ele alınmasına ön ayak olmak. Projenin öncelikli hedef gruplarını, projenin yürütücüsü olan Postane ve Hafıza Merkezi’nin dahil olduğu ekosistemler olan hak temelli çalışan sivil toplum kuruluşları ve sosyal girişimler oluşturuyor. Bakım odaklı iş yerleri için rehber, kontrol listesi, ilham veren hikâyeler ve ödül kampanyası Proje kapsamında neler yapıldı? -9 ay süren proje Mart 2022’de başladı ve Ocak 2023 tarihinde sona erdi. Bu süre zarfında bakım odaklı iş yerleri için bir rehber ve bir kontrol listesi hazırlandı; Türkiye ve Avrupa’daki ilham veren hikâyeler araştırıldı; konunun paydaşları ile odak grup toplantıları yapıldı; iyi örneklerin kamuoyu ile paylaşıldığı, oylamaya açıldığı ve kazananın ödüllendirildiği bir ödül kampanyası yürütüldü. Bakım Odaklı İş Yerleri: Sivil Toplum ve Sosyal Girişimler için Bir Rehber. Bakım odaklı iş yerinin nasıl olması gerektiğini tartışmaya açıyor ve bu konuda adım atmak isteyen kurumlara referans kaynak olarak yol gösterebilecek bir kontrol listesi sunuyor. Raporda bakım odaklı bir iş yerinin farklı boyutlarını tanımlamak için mekân, politika, program, topluluk ve iş yerinin ötesi kategorilerini, kullandık. Bakım Odaklı Kontrol Listesi: Kişi ve kurumların aynı beş kategori altında kendilerini değerlendirebilecekleri 81 soruyu içeriyor. Şu ana kadar bu kontrol listesini sivil toplum ve sosyal girişim sektörlerinden 70 kişi doldurdu. Türkiye ve Avrupa’da bakım odaklı iş yeri pratikleri ile öne çıkan 25 ilham veren hikâyeyi, caringworkspaces.org websitemizde derledik. Bu derleme içinde farklı alanlarda faaliyet yürüten sivil toplum kuruluşları, kooperatifler ve özel sektörden kurum bulmak mümkün. Bakım Odaklı ödülün sahibi: Kafessiz Türkiye Son olarak proje kapsamında, Bakım Odaklı İş Yerleri Ödülü kampanyası yürüttük. Kampanya ile amacımız kurumların idari ve kurumsal pratiklerini bakım odaklı bir şekilde dönüştürmeleri konusunda cesaretlendirici olmak ve başarılı işyeri pratiklerini ödüllendirmek. Kampanya çerçevesinde takipçilerimize ilham veren iş yerlerini bizimle paylaşmaları için bir çağrı yaptık. Bu çağrımız sonucunda 17 kurum önerisi aldık. Bir seçici komite eşliğinde, bu adayları 7’ye indirdik. Daha sonra bu 7 aday için bir kamuoyu oylaması yürüttük. Sonuç olarak Bakım Odaklı Ödülünün sahibi en çok oyu alan Kafessiz Türkiye kampanyası oldu. Diğer adaylar Barselona merkezli bir sosyal inovasyon kolektifi aquí, Kırmızı Şemsiye Derneği, 17 Mayıs Derneği, Kaos GL Derneği Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği ve İrlanda’dan Family Carers Ireland oldu. Tüm adaylar hakkında detaylara https://caringworkspaces.org/ adresinden ulaşabilirsiniz. Türkiye’de bakım odaklı işyeri yaklaşımı hakkında ne söyleyebilirsiniz, projeyi uygularken neler gözlemlediniz? -Proje sürecinde bakım, iyi olma hali ve esenlik gibi kavramların iş yerinde giderek artan bir önem kazanmaya başladığını gözlemledim. Türkiye’de özellikle sivil toplum ve sosyal fayda sektörlerinde çalışan insanların, iş yerlerini bakım sorumluluklarını odağa alacak şekilde dönüştürmek için ciddi bir mesai harcadığını görüyoruz. Sivil alanda özellikle LGBTİ+ ve feminist örgütlenme deneyimlerinin bu anlamda kilit kazanımları ve tecrübeleri olduğunu görüyoruz. Toplumsal cinsiyet temelli güç ilişkilerini sorun etme geleneği olan bu hareketler, kendi örgütlenmeleri sonucu oluşturdukları işyerlerinde bu güç ilişkilerinin yarattığı eşitsizliklerin farkında olarak bunlara yönelik mekanizma ve politika üretiyorlar. Örneğin Kaos GL’nin Türkiye insan hakları örgütlenmesi içinde bu anlamda kilit bir rolü olduğunu görüyoruz. Dernek Türkiye’deki İnsan Kaynakları Yönetim Standartları ve İdari Usuller Belgesi’nde regl izni tanıyan ilk kurumlardan biri. Aynı zamanda 2018 yılından bugüne “Toplumsal Cinsiyet Eşitliğini Ana Politika, Plan ve Programlara Yerleştirme ve Yaygınlaştırma Anlayışı”, “Şiddeti İzleme ve Önleme Politika Belgesi”, “Mobbing Belgesi” ve “Esenlik Belgesi” gibi birçok politika belgesini organik bir süreçte hazırladı ve alanda bu konuda diğer kurumlara aktardıkları bir tecrübe biriktirdiler. Proje süresince aynı zamanda sivil toplum ve sosyal girişim alanlarından 50’den fazla kişiyle odak grup toplantıları düzenledik. Yürüttüğümüz araştırma sürecinde, 22 sivil toplum kuruluşundan (STK) kurumlarında, ne tür bakım odaklı politika ve programlar olduğunu sorduk. Bu süreçte elde ettiğimiz bilgi bize, Türkiye geneli olmasa da sosyal fayda, sosyal adalet ve insan hakları gibi alanlarda çalışan aktörler açısından bazı gözlemler yapma imkânı verdi. Çalışma mekânlarının erişilebilirliği ve mekânların tasarımında katılımcı yöntemler yetersiz Burada öne çıkan sorunlardan biri, çalışma mekânlarının erişilebilirliği ve mekânların tasarım sürecinde katılımcı yöntemlerin uygulanmasının önemi. Hem anket formunda hem de odak grup görüşmelerinde, kurumların bu konuda çok yetersiz olduğu ortaya çıktı. Bir başka öne çıkan konu, proje bazlı çalışma koşulları ve finansal sürdürülebilirliğin fonlar ve bağışlarla sağlanması nedeniyle çalışanların ekonomik ve sosyal haklarında yaşanan sıkıntılar. Düşük ücret, muğlak iş tanımları, sosyal hakların verilmemesi, mobbing, psikolojik destek ihtiyacını karşılamaması güvencesiz çalışma koşullarını doğuruyor. Kurumların uyum sağlaması gereken bir başka konu, yasal olarak tanınmış olan izinlerin toplumsal cinsiyet+ perspektifi ile daha kapsayıcı bir şekilde tanımlanması. Bu bağlamda odak grup tartışmalarında çeşitli izin hakları, en çok da ebeveynlik izni, menstrüel izin, refakatçi izni, sağlık izni, kariyer molası/arası ve yas izni gündeme geldi.

Editör: Ahmet Ertüm