DİCLE KAVAK EKMEKCİ/ANKARA - Levent Özmen kaleme aldığı son kitap “Tarih Kırılıyor”da geçmişten günümüze zamansal bir yolculuk yaparak gelecek üzerine ufuk açıyor. Uzay çağına giriş sürecinde bor madeni, sentetik biyoloji, genom projeleri ve asteroit madenciliğini inceliyor. Özmen, kitabıyla ilgili “Geleceğe taşımak için geçmişten kopmamak gerektiği insanlık tarihinin gerçeğidir” açıklamasında bulunuyor. Doğu kütüphanesi tarafından basılan ve Levent Özmen tarafından yazılan Tarih Kırılıyor adlı eser, sekiz bölüm, 272 sayfadan oluşuyor. “Tarih Kırılıyor, Sanayileşme dönemindeki gibi bir kırılmamı yaşıyoruz?” başlıklı ilk bölümde, sanayileşme döneminde değişimi başlatan gelişmelere yer veren Özmen, tarım toplumu, sanayi toplumu ve gelecek toplumu arasında ayrım yaparak bu toplumları enerji, üretim araçları, taşıma sistemleri, haberleşme, malzeme teknolojileri, üretim, sektör, temel bilimler, toplumsal bilgi aktarımı açısından değerlendiriyor. Sivil yapılanmaların tarihin akışına etki edeceğini vurguluyor. “Köleliğin Evrimi, Gönüllü Kölelikten, Mecburi Kölelik Dönemine mi geçiyoruz?” adlı bölümde, köleliğin evrimini kölelik bir yaşam biçimine dönüştürüldü diyerek farklı kölelik tipleri üzerinden açıklıyor ve öncelikle yaşamsal köleliği özel ihtiyaçlar sınırında kölelik olarak tanımlayarak anlatıyor. Yerinde köleliği yerleşik hayat ve mülkiyet üzerinden değerlendiren Özmen, fiziksel köleliği insan ticareti üzerinden açıklıyor. Mekanik kölelik olarak birim zamanda yapılan işi, kuralsal kölelik olarak evrensel bilgi yolunu tanımlıyor. Günümüzde takdir edilen kurtuluş yolu olarak gönüllü köleliği açıklarken mecburi kölelikten yeni dönemde yapılmak istenen tür olarak bahsediyor. “Değer Savaşları Ve Anlaşma Gücü, Su değerlidir. İnsan değerlidir. Su savaşları olacağı biliniyor ! İnsan Savaşları da olacak mı?” bölümünde değer savaşlarını hangi değerler için hangi maliyetleri göze alarak savaşacağız sorusu üzerinden cevaplamaya çalışıyor. Savaşın doğası gereği her zaman hedefte olduğumuzu söyleyen Özmen, fiziksel, psikolojik ve kavramsal alanları açıklıyor. Savaşta ve saldırı Altındayız diyen Özmen, bireyleri değerlendiren ve aidiyetlerinden koparan saldırıları anlatıyor. Devletin milletiyle bölünmez bütünlüğüne yönelik saldırıları bilgiye ve ortak kavramlara olan saygının ortadan kalkmasını bunun temel nedeni olarak belirtiyor. “Türkiye Cumhuriyetimizin Kuruluş İddiası, Arkeoloji ve Müzelerle ilgisi nedir?” isimli bölümde dünyadaki hakimiyet savaşlarından itibaren tarihsel bir süreci inceleyerek Avrupa medeniyeti ve Türk medeniyetini açıklıyor. Ziya Gökalp, Yusuf Akçura ve İsmail Gaspıral9 üzerinden Türkçülük bilinci ve Türk milliyetçiliğini bilimsel temelli incelerken Atatürk liderliğinde Türk Milleti’nin kuruluşunu ele alıyor. Cumhuriyet dönemini, modernleşmeyi ve çağdaşlaşma hareketlerini ele aldığı bu bölümde ekonomik, tarımsal ve sanayileşmenin başlangıç süreçlerini anlatıyor. “Bor Neden Stratejiktir?, Mars’ta bor bulunması ne anlama geliyor? Periyodik cetveldeki hangi elementin %75’i bir ülkede olsa, o ürün stratejik olmaz mı?” bölümünde Bor madeninin stratejik olarak kabulünün sosyal ve teknik gerekçelerini açıklıyor. Simya çalışmalarından bahseden Özmen, “Milli kalkınma hamlemize karşı Milletimizin hassasiyetini simgelemesi açısından oluşturduğu idrak sebebiyle ve kendi teknolojimizi geliştirmek adına gençlerimize verdiği motivasyon açısından da stratejiktir” diyor. Tüm stratejik ürünlerin multidisipliner yaklaşımlarla ele alınıp stratejik kararlarla yönetilmesi gerektiğini vurguluyor. “Sentetik Biyoloji, Hafıza ve tecrübelerimiz biyolojik olarak aktarılabilir mi?” konulu bölümde, sentetik biyolojinin DNA yapısının keşfiyle başladığını söyleyen Özmen, rekombinant DNA teknolojisi ve genom düzenleme araçlarıyla biyolojinin altında yatan yemek moleküler mekanizmalar ve yeni enzimlerin keşfiyle hızlı bir şekilde geliştiğinden bahsediyor. Sentetik organizmalar ve sentetik biyolojiyi de ele alan Özmen, genom projelerine de değiniyor. Bölümde sentetik biyolojinin insanlığa fayda sağlayan çok sayıda uygulama alanı olduğunu söylerken, bazı sentetik biyoloji yeteneklerinin çift kullanım potansiyeli sebebiyle insanlara, hayvanlara, bitkilere, toprağa ve çevreye zarar vermek için yanlış yönlendirilebilir bir alanı da genişlettiğini vurguluyor. “Uzayın Keşfi Ve Asteroid Madenciliği, Sıfır noktası neresi?” bölümünde Asteroit madenciliğinin tanımından bahseden Özmen, asteroidin ne olduğu, hangi yörüngelerde bulunduğu, ne şekilde sınıflandırıldığı sorularına yanıt arıyor. Karbonlu, silisli ve metalik asteroitlerini açıklayarak uzatın keşfi ve asteroit madenciliğinin hedeflerini ele alıyor. Son olarak uzayın keşfi ve asteroit madenciliğin güncel sorunlarını idari, hukuksal, teknik üzerinden değerlendirerek uzay çağına girdiğimizi vurguluyor. Levent Özmen kimdir? Ankara Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği, İstanbul Üniversitesi İşletme bölümü mezunudur. Endüstri Mühendisliği ve Uluslararası Ekonomi Politik Alanında Yüksek Lisans mezunudur. Karabük Demir Çelik Fabrikaları, Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı Bor Araştırma Enstitüsü, Pavezyum Elementel ve Metal Borürler Kimya Sanayi ile Atlas Global Havayollarında çeşitli görevlerde bulunmuştur. Genel Kurmay Başkanlığı Stratejik Araştırma ve Etüd Merkezi’nde Enerji ve Teknoloji Danışmanlığı görevinde bulunmuştur. Milli Savunma Bakanlığı, “SATEM” Savunma Teknolojileri Merkezi’nde çeşitli dersler vermiştir. EUROTEX Teknik Tekstil Expert’leri Üyeliği, Devlet Planlama Teşkilatı 8. ve 9. Beş Yıllık Kalkınma Planları Özel ihtisas Komisyonlarında görev yapmıştır. Tübitak Proje Ödülü ve Türk Silahlı Kuvvetleri Üstün Hizmet Belgesi sahibidir. Farklı sektörlerde patentleri ve farklı bilim dallarında kongre ve sempozyumlarda makale sunumları vardır. Editörlüğünü yaptığı; “21. Yüzyılda Türkiye'de Sosyal Bilimler ve Toplum Sorunları Sempozyumu” Bildiriler kitapları ile “Ters Lale” isimli bir kitabı vardır.
Editör: Ahmet Ertüm