Konya'da "Keşfinin 75. Yılında Kubadabad'ın Arkeolojik Çalışmalarının Öyküsü" sergisi açıldı Konya'da "Keşfinin 75. Yılında Kubadabad'ın Arkeolojik Çalışmalarının Öyküsü" sergisi açıldı
Haber: Erva Gün Müzik Susmayacak Kolektifi'nin 70 sanatçı ile seslendirdiği, 'Âşıkların Sözü Kalır' adlı şarkının 17 dakikalık uzun versiyonu geçtiğimiz günlerde yayınlandı. Sözleri Baba Zula grubundan Murat Ertel'e, bestesi de yine Murat Ertel ve aynı gruptan Levent Akman'a ait olan şarkı, farklı müzikal tarzlardan müzisyenleri bir araya getirdi. Çok sayıda ismin bulunduğu sanatçılar baskılara ve yasaklara karşı 10 dilde, parçayı seslendirdiler. Şarkı Türkçe, Kurmancî, Zazakî, Lazca, Arapça, Farsça, Ermenice, Çerkesçe, Ladino, Karadeniz Rumcası gibi, Türkiye’de konuşulan farklı dilleri bir araya getirdi. Koordinatörlüğünü Yasemin Göksu, Mehmet Demir ve Ayşe Tütüncü'nün üstlendiği projede, şarkının 17 dakikalık versiyonunun yanı sıra 5 dakikalık bir halay versiyonu ve dijital platformlarda yayınlanmak üzere hazırlanan bir radyo edit versiyonu da bulunuyor. Yasaklamalardan sonra kendimizi ifade etmemiz gerekiyordu Müzik Susmayacak Kolektifi Koordinatörlerinden biri olan Ayşe Tütüncü ile kolektifin çalışmaları hakkında konuştuk. Kolektifin oluşma sürecini anlatan Tütüncü, “Geçtiğimiz yıl Mayıs ayında festival ve konser yasakları üst üste gelmeye başlamıştı. Zaten pandemiyle birlikte müzisyenler olarak çok zorlu bir dönem geçirmiştik. Bir şekilde kendimizi ifade etmemiz gerekiyor diye düşünüyorduk. Yasaklamalar iyice artınca önce bir parça yapalım dedik. Bu süreçte 1134 müzisyenin imzaladığı ortak bir metin hazırlandı. O sırada ilk bir araya geliş gerçekleşti” dedi. Tütüncü sonrasında, geçtiğimiz yıl Eylül ayında yayınlanan ‘Aşıkların Sözü Kalır’ bestesi üzerine çalışmaya başladıklarını aktardı. Sanatçılardan ortak bildiri: "Müzik Susturulamaz, müzisyen susmaz" Geçtiğimiz yıl Haziran ayında 1134 müzik yorumcusu, besteci, söz yazarı, aranjör, müzik yapımcısı, müzik yazarı, müzik teknisyeni, menajer ve hayatını müzik sektöründen kazanan tüm meslek gruplarından katılımcılar ortak bir açıklama yapmıştı. "Müzik susturulamaz, müzisyen susmaz" diyerek açıklamada yapan sanatçılar, “Müzik üzerindeki baskıları, yasaklamaları kabul etmediğimizi yetkililere ve kamuoyuna duyuruyoruz” diyerek bildiri yayınlamışlardı. İğneyle kuyu kazarak bu çalışmayı gerçekleştirdik Sanatçılarla bir araya gelme süreçlerini anlatan Tütüncü, “Kolektif’in içinde yer alan insanların dışında 1134 imza atılan metin sayesinde birçok insanla bağlantı kurduk. Daha sonra parçada çalan ve söyleyen insanlarla iletişim kurulmuş oldu” dedi. İğneyle kuyu kazdıklarını ifade eden Tütüncü, uzun bir sürecin sonunda şarkıyı ortaya çıkarabildiklerini belirtti. İnsanları aradığınızda güzel bir şekilde anlatmanız gerekiyor diyen Tütüncü, “Arayıp, konuşup, onun da kafasında bir tasarım oluşmasını beklemek gerekiyor. Müzisyenleri bir araya getirmenin zorluğu şurada; her birinin aynı anda farklı programları veya konserleri olabiliyor. Herkes bir şekilde meşgul” ifadelerini kullandı. Bir müzisyenin bunu haber alıp kaydı bitirmesi için rahatlıkla iki ay geçebildiğini belirten Tütüncü, “Bunun en az 70 kere tekrarlandığını düşünün. Aslında birkaç koldan işler hep ilerledi ve elbette biz bu işi üstlenen insanlar dört koldan uğraşıyoruz” dedi. Farklı müzik tarzlarıyla çeşitlilik ve zenginlik Parçanın 17 dakikalık versiyonunda birçok sanatçı farklı müzik tarzları ile yer aldı. Müzik türlerinin çeşitliliğini ve zenginliğini değerlendiren Tütüncü, “Türkiye’deki müzik camiasında çok değişik tarzlar var. Geleneksel müzik, klasik batı müziği, sanat musikisi, rock, pop veya rap gibi alt başlık olarak bir sürü tarz var. Onlar genellikle birbiriyle çok elleşmeden daha ayrı tarzlar olarak gelişiyorlar. Ama aslında bu büyük bir zenginlik” dedi. Kolektifin zenginliğini Çekirdek Sanat Evi’ne benzeten Tütüncü, “Bununla ilgili benim tanıştığım en erken örneklerden biri Çekirdek Sanat Evi’dir. Fikret Kızılok’un çalışmalarıyla ortaya çıkmıştır. Orada da bir sürü müzik tarzı bir araya geliyordu. Çeşitli konseptlere yer veriyorlardı. Müzik camialarının birbirleriyle ilişki kurabilmeleri ve içli dışlı olabilmeleri için bu çok kıymetli” değerlendirmesinde bulundu.