Teknoloji

Yapay zekâ, seçim süreçlerindeki iletişim ve stratejileri değiştiriyor

Seçmen davranışlarını analiz edip kampanya stratejilerini belirlemede önemli bir rol oynayan yapay zekâ, seçimlerde dezenformasyon üretmek için kullanılıyor. Bahçeşehir Üniversitesi Öğretim Üyesi ve TGS Akademi Direktörü Şener, insan zihni dışında bir zihin tarafından üretilen içeriklerle karşı karşıya kaldığımıza dikkat çekti. Teyit.org Editörü Arabacı, yapay zekâ ile yapılan görselleri ortaya çıkarabilecek yardımcı araçlar kullanılabileceğini anlattı.

Abone Ol

Sakine Orman - İstanbul / Kapak fotoğrafı: ChatGPT

Kasım 2022’de ChatGPT’nin halka sunulmasından bu yana, herkesin dikkatini çeken üretken yapay zekâ (Artificial Intelligence-AI), bugün hayatımızın neredeyse her yerinde. 

Hızla gelişen bu teknoloji medya dahil birçok sektörü etkiliyor. Hatta, OpenAI şirketinin desteklediği akademik bir araştırma, yapay zekânın en çok etkileyeceği mesleklerden birinin gazetecilik olduğunu ortaya koyuyor.

İçeriğin oluşturulma ve tüketilme biçimlerini değiştirerek, dezenformasyonla mücadelede yeni zorluklara yol açan yapay zekânın, dünya çapında yaklaşan seçimler öncesinde dezenformasyon üretmek için kullanılacağı da inkar edilemez. 

Özellikle ABD gibi büyük ülkelerde, yapay zekânın seçim kampanyalarına etkisi daha da artıyor. Siyasi kampanyaların ulaşamadığı kitlelere ulaşma imkanı sağlaması, kişiselleştirilmiş reklam ve içerikler sunarak seçmenlerle daha etkili bir iletişim kurmaya yardımcı olması, bunun da seçim kampanyalarının daha geniş bir kitleye ulaşmasını ve etkileşimini artırması bu etkilerden bazıları. Özetle, yapay zekâ, seçmenlerin davranışlarını analiz ederek kampanyaların stratejilerini belirlemede önemli bir rol oynuyor.

İlk yasal düzenleme kabul edildi

Yapay zekânın üreteceği dezenformasyonun ne gibi bir etkiye sahip olacağı ise tam olarak bilinmiyor. Dünyada yapay zekâ kullanımına ilişkin ilk yasal düzenleme olan “Avrupa Yapay Zekâ Yasası”, 13 Mart’ta Avrupa Parlamentosu’nda 46’ya karşı 523 üyenin oyuyla kabul edildi. 

Yapay zekâ, seçim süreçlerindeki iletişimi ve stratejileri derinlemesine değiştirirken, “Yapay Gündem” bülteni, yapay zekâ gibi gelişen teknolojilerin toplumsal yaşama etkilerine ve etik yansımalarına odaklanıyor. 

Factchequeado, insanların Midjourney gibi yapay zekâ araçları tarafından oluşturulan görsellerde yanlış bilgiye kapılmaması için, bir görüntünün yapay zekâ ile oluşturulup oluşturulmadığının nasıl anlaşılacağına dair ipuçlarını sıralıyor. Teyit ekibinin hazırladığı bir rehber ise, otantik görsellerle yapay zekâ ile üretilen illüzyonları ayırt etmenizi sağlayacak yöntemleri bulabilirsiniz. 

Dezenformasyon uzmanları ile matematik ve veri bilimciler de, yapay zekânın seçimleri nasıl riske attığına ve alınması gereken gerekli güvenlik önlemlerine dair analizler yayınlıyor. Uzmanlar, koruma çabalarını artırma çağrısında bulunuyorlar. 

Peki, Türkiye’de yapay zekâ ve bunun dezenformasyon üzerindeki etkisi ne durumda? Yapay zekânın ürettiği dezenformasyon hakkında gazetecilerin bilmesi gerekenler neler? Seçimle ilgili dezenformasyonla mücadeleye yönelik ipuçları neler? Seçimlere yönelik dezenformasyon nasıl araştırılır? 

Deep fake teknolojisi potansiyel bir risk

Bahçeşehir Üniversitesi Öğretim üyesi ve Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Akademi Direktörü Orhan Şener, yapay zekânın (YZ) üretici araçlarının yaşamımıza girmesinin, asılsız bilgi, manipülasyon ve dezenformasyon konularında haklı endişeleri artırdığı görüşünde. 

Özellikle son genel seçimlerde, muhalefet adayı Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik montajlanmış bir video üzerinden yürütülen iktidar propagandasının etkili olduğunu düşünen Şener, “Bu seçim öncesinde de, ben dahil pek çok araştırmacı ve uzman, deep fake teknolojisinin potansiyel bir risk oluşturduğunu belirtmişti. O seçimde deep fake teknolojisine başvurulmaksızın basit bir montajla dahi iktidarın seçmen tabanını ikna ettiği gözlendi. Ancak, her durumda ve her aday için aynı başarının elde edilmesi mümkün olmayabilir” diyor.

“İnsan zihni dışında bir zihin tarafından üretilen içeriklerle karşı karşıyayız”

Şener, diğer yandan, yapay zekânın metin, görsel, ses ve video üretimindeki ilerlemeler göz önünde bulundurulduğunda, karşılaştığımız durumun ciddiyetini anlamamız gerektiğine dikkat çekerek, “Şimdiye dek, fotoğraflar kesin delil olmasa da, videolardaki sahneleri genellikle gerçek olarak kabul etme eğilimindeydik. Sosyal medyada dolaşan bir siyasetçi videosunda söylenenlerin gerçek olduğunu varsayıyorduk. Ancak, artık bu konuda eskisi kadar emin olamayız” uyarısında bulunuyor.

Bu sorunun orta vadede üstesinden gelinebileceğine inandığını belirten Şener, sözlerine şöyle devam ediyor:

“Teknik imkânların gelişmesi, regülasyonların güçlenmesi ve insanların bu yeni araçlara karşı daha bilinçli hale gelmesiyle birlikte mümkün olacaktır. Kısa vadede ise sorun daha acil. Henüz kimse bu duruma tam olarak hazır değil ve yerel seçimler yaklaşmakta. Bir deep fake video ile siyasi kariyerler bitirilebilir, seçimler manipüle edilebilir, toplumlar provoke edilebilir. İlk kez, insan zihni dışında bir zihin tarafından üretilen içeriklerle karşı karşıyayız. Bu, içerik üretenler için kolaylaştırıcı bir araç olabilirken, aynı zamanda asılsız bilgi ve manipülasyon için bir araç olabilir. Yapay zekâ, içeriğin kitlesel üretimini sağlayarak, matbaa ve internetin etkisiyle benzer bir devrim yaratıyor. Ancak, nitelik değil nicelik sorunuyla karşı karşıyayız. Bu da asılsız bilgiyle başa çıkma konusunda yeni zorluklar oluşturuyor.

Asılsız bilgi bağlamında bu seçim dönemini öncekilerden ayıran en büyük faktör, yapay zekâ uygulamalarının çok inandırıcı görseller ve videolar üretebilmesi. Özellikle sosyal medyada karşılaşılan görsel ve videolara karşı temkinli olmak, manipülasyon amacıyla üretilmiş olabileceklerini göz önünde bulundurmak önemli. Detaylara dikkat etmek ve sahte görsel ile videoların üretilebildiğinin farkında olmak gerekiyor.”

“Hive moderation ve AI or Not gibi yardımcı araçlar kullanılabilir”

Yapay zekânın dezenformasyona etkisini yakından gözlemleyen Teyit.org editörü Ali Osman Arabacı, yapay zekâ destekli dezenformasyonun, genellikle görseller üzerinden ilerlediği ve gündeme göre şekillendiğine işaret ederek şunları söylüyor: 

“Çoğu zaman bir olayı ya da durumu gösterdiği ifade edilen ve farklı araçlarla oluşturulan görseller viralleşiyor. Mesela İsrail-Filistin savaşında bunun çok örneğini gördük. Bu görseller kimi zaman ünlü isimleri de hedef alıyor. Bazı durumlarda ise siyasetçilerin söylediklerini değiştirme ya da dudak hareketlerini taklit yoluyla kendini gösteriyor.

Yapay zekâ, gazeteciler ve halk için kafa karıştırıcı, hatta korkutucu bir yapı olarak görünebilir ancak yapay zekânın sınırlarını anlamak gerekiyor. 

Bu noktada yapay zekanın ürettiği dezenformasyon hakkında gazetecilerin bilmesi gereken birkaç nokta var. Bir görseldeki farklılıklar, ellerdeki bozulmalar ya da eşyanın tabiatına aykırı olabilecek şeyler yapay zekâyı tespit etmede önemli şüphe noktaları. Ancak bir görsel o kadar mükemmel yaratılmış olabilir ki bunları da göremeyebilirler bazen. Görsellerin yapay zekâ ile yapılıp yapılmadığını ortaya çıkarabilecek yardımcı araçlar kullanılabilir. Hive moderation ve AI or Not bu araçlardan bazıları.”

Seçim zamanlarının, yanlış bilgilerin çoğaldığı ve sıklaştığı dönemlerin başında geldiğini anımsatan Arabacı, adayların sözlerinin bağlamdan koparılması, videoların kırpılması, iddiaların uydurulması ya da eski görüntülerin servis edilmesi gibi yanlış bilgi türleriyle sık karşılaşıldığını vurgulayarak sözlerini şöyle bitiriyor:

“Aslında haberlerin tarihine dikkat etmek, bağlamı gözden kaçırmamak güzel ipuçlarından bazıları. Ayrıca bu zamanlarda siyasetçileri taklit eden sahte hesapların da çoğaldığına şahit oluyoruz. Kişilerin gerçek hesaplarını ayırt edebilmek önemli. Bu konuda atılan diğer paylaşımlara bakmak, profili alıcı gözüyle incelemek ya da gerekirse aktörlere ulaşıp direkt olarak sormak faydalı olan yollardan bazıları.” 

Etki ve etik yansımaları

Yapay zekâ, seçim süreçlerindeki iletişimi ve stratejileri derinlemesine değiştirirken, “Yapay Gündem” bülteni, yapay zekâ gibi gelişen teknolojilerin toplumsal yaşama etkilerine ve etik yansımalarına odaklanıyor. Yapay Gündem’de yapay zekânın potansiyeli ve riskleri derinlemesine incelenecek, yapay zekâ destekli propaganda ve manipülasyon tehlikelerine karşı okuyucular bilinçlendirilecek ve yeni teknolojilerin nasıl kullanılabileceği uzmanlarla birlikte araştırılacak. 

Demokrasiye katkı sağlayacak bu gibi çalışmalar ortaya çıkarken, “Avrupa Yapay Zekâ Yasası” da Mayıs ayından itibaren, 2 yıl içinde aşamalı olarak bütün birlik genelinde yürürlüğe girmeye hazırlanacak. Bizler de yapay zekânın önümüzdeki yıllarda ne gibi sonuçlara yol açacağını ise bekleyip göreceğiz.