Tansu POLATKAN Bindokuzyüzaltmışların ilk yılları. Kurtuluş lisesinin bahçesi o dönemde, mahalle ve sınıf maçları oynanır, üst direği olmayan, iki demir direkli kaleleri i...

Tansu POLATKAN Bindokuzyüzaltmışların ilk yılları. Kurtuluş lisesinin bahçesi o dönemde, mahalle ve sınıf maçları oynanır, üst direği olmayan, iki demir direkli kaleleri ile özellikle hafta sonlarında futbolla şenlenirdi . Amatör liglerde top oynayanlarla, lig maçları bitince profesyoneller toprak alanda hünerlerini sergilerdi. Kulüp takımlarında oynayanların arasına sekiz veya dokuz kişiyi tamamlamak İçin futbola meraklı çocuklar da katılırdı. Kimi futbola meraklı, bazısı yetenekliydi. Yetenekli olan, büyüklerin dikkatini çeker hemen aralarına alırlardı. İşte o yeteneklerden biri Abidin Akmanol oldu. 15 veya 16 yaşında beklenmeyen top tekniği, rakibi geçişi, sürati, çabukluğu ile büyüklerin kendi takımlarına götürmek istediği bir yetenekti. [caption id="attachment_223516" align="alignright" width="370"] Abidin Akmanol ile takım arkadaşıydı[/caption] Genç takımlar Liginde Yenişehir genç takımıyla ilk defa 19 Mayıs stadının dış sahalarında top koşturmaya başladı. O zaman mahalli profesyonel ligde olan Yenişehir A takımında da oynuyordu. Altındağ takıma geçişi ile futbol yaşamının çıkışı başlamıştı. Boluspor’un kadrosunda birçok kulüp yöneticisinin dikkatini çekmişti. Yanlış hatırlamıyorsam aynı mahallede oturuyorduk, Dede efendi sokakta. Kurtuluş lisesinde okuyorduk. Okul bahçesinde aynı takımda, gençler Liginde karşılıklı oynuyorduk. O ileri uçta, ben kalede. Sonra uzun süre görüşemedik. Kurtuluş lisesinden ayrılıp Yıldırım Beyazıt lisesine geçtiğimde Abidin ile aynı sınıfta karşılaştık. 1965-66 ve 1966-67 yıllarında Yıldırım Beyazıt lisesi ile Ankara ve Türkiye liseler şampiyonluğunun sevincini yaşadık. Abidin’in futbol dünyasında ismi giderek büyüyordu, Boluspor’dan sonra Samsunspor formasını taşıdı. Günümüzde süper olarak söylenen ligin eski yıllardaki adı Türkiye birinci futbol ligiydi. Abidin, birinci lige yükselen Samsunspor’un bu ligde ilk golünü atan futbolcusu olarak kulüp tarihinde yerini aldı. Her geçen gün Türk futbolunun yıldızı olmaya adayken Eskişehirspor maçında talihsiz bir olay, onu sağlığından, futboldan, yakınlarından uzaklaştırdı. Sağlıksız bir yaşamın içindeydi. Kanada’ya gitmeden önce Fethiye’de yaşadığını öğrendim. Metin Gören ile TRT ‘de “futbol futbol” programı yaparken telefonla Abidin’e ulaştım. Programımıza katılmasını isteyecektim. Telefonu açtı, ama ne beni, ne lise yıllarımızı anımsadı. Sonra Kanada’daki kardeşinin yanına gitti. Abidin, sessiz, kendi halinde, kimseyle tartışmayan, iyi niyetli, iyi huyluydu, çok konuşmazdı, futbol hırsıyla doluydu. 1961 yılından beri tanıdığım, okul takımında sevinçleri paylaştığım, sınıf arkadaşımı kaybetmenin üzüntüsünü yaşıyorum. Onu her zaman sevgiyle anacağım. Mekanı cennet olsun......