Futbol, sadece takımların formaları ile değil, oynayanların, yönetenlerin, seyredenlerin, saha içinde ve dışında yaşadıkları ile renkli bir dünya. Futbolcu, antrenör, hakem, yönetici ve seyirci futbolun olmazsa olmazı. Futbolun en önemli bu beş unsurundan biri seyirci pandemi döneminde statlardan uzak kalınca, bu rengin yerinde boş tribünlerin renkli koltuklarının soğuk görüntüleri, seyircinin futbol için ne kadar vazgeçilmez olduğu gerçeğini gözler önüne serdi. Saha içinde ve saha dışında yaşananlardan, renkli bir dünya demiştim. İlk ağızdan dinlediğim, yaşadığım bazı anlardan hatırımda kalanları yazıya döküyorum. İsmi geçenlerden hayatta olmayanları rahmet ve saygı ile anıyor, yaşayanlara sağlık diliyorum…. [caption id="attachment_200221" align="alignright" width="311"] Kadri Aytaç[/caption] İşte Kadri Aytaç... Futbolumuzun en önemli isimlerinden biriydi. Futbol zekası, sevdası üst düzeydi. Milli takımın vazgeçilmeziydi. Beyoğluspor’da başlayan futbol yaşamı Galatasaray , Karagümrük, Fenerbahçe takımlarında devam etti, Mersin İdmanyurdu takımı son durağı oldu. Bir Mersin İdmanyurdu-PTT maçında kazanılan penaltı vuruşunu Kadri Aytaç kullanır. PTT kalesinde Cavit Gökalp. Kadri Aytaç topa vurmaya gelirken, Cavit top sağ alt köşeye gelecek düşüncesi ile o yana giderken top sol üst köşeden filelere takılır. Yağmurlu bir hava, saha çamur, Kadri golden sonra Cavit’e yaklaşır, -“Ne arıyorsun orda para mı kaybettin?” Cavit yerden kalkıp yan filelere doğru yürür… “Havluya ellerimi silecektim” der. Birçok takımda antrenörlük yapan Kadri Aytaç topun üstüne oturan futbolculara çok kızardı. Takımlar sahaya çıkarken rakip takımdaki futbolcu arkadaşına başarı dileyen oyuncusunu onbirden çıkardığı anlatılır… Futbolla, futbol aşkıyla yaşadı… Futbola saygı duydu. Futbolcularına da bu duyguları kazandırma çabasındaydı. Ergun Kantarcı, Türk futbolunda gerçek yerini bulamayan birçok futbolcudan biriydi… Futbolseverin hatırındadır. Top tekniği, oyun zekası, yerini bulan pasları ile birçok ileri uçtaki arkadaşının gol atmasına katkısı oldu. Kadri Aytaç’ın antrenör olduğu takıma transfer olduğu ilk günlerde, çift kale antrenmanında Kadri Aytaç Ergun’u kendi onbirine alır… Onun vereceği paslarla takımının goller atacağını hesaplarken, Ergun’un hiçbir pası isabetli olmaz. Bir süre sonra Kadri Aytaç sinirlenir ve Ergun’a kızar. Ergun sakin cevabını verir. “Hocam 42 numara ayakkabı giyiyorum, bana 44 numara ayakkabı verdiler… 44 numaralık pas veriyorum” der.