Her fırsatta Türkiye karşıtı konuşmaları ile Ermenilerin sevgisini, Türklerin ise nefretini kazanan Bay Nicolas Sarkozy, çırpındıkça balçığa gömülmekten kendisini kurtaramadı. Cumhurbaşkanlığı yaptığı dönemde ülkesinde pek çok ekonomik ve siyasi krizlere sebep olan 68 yaşındaki talihsiz politikacı Ermenistan’a gidip Erivan’da soykırım anıtını ziyaret etmekle kalmamış, ülkesinde pek çok kentte Ermeniler tarafından dikilen soykırım anıtlarına da destek olmuştur. Tarihi gerçeklerden kaçan, Osmanlı arşivi dâhil Cumhuriyet tarihimizin arşivlerini bile incelemekten korkan Ermenilerin hayali yalanlarına dayanarak meclislerinden çıkardıkları bir takım akıl almaz yasalarla özgür Fransa imajını bile yıkmıştır. Fransa 23 Nisan ve 7 Mayıs’ta yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki aday belirleme turunda Bay Sarkozy hiç ümit etmediği bir yenilgi ile karşı karşıya kalmıştı. Bay Sarkozy Cumhurbaşkanlığı yaptığı dönemde Başbakanlık koltuğunda oturan 62 yaşındaki François Fillon, oyların yüzde 44’ünü alırken, Favori isimlerden Alain Juppe ise yüzde 28,6 oy almış, işin en enteresan tarafı ise Bay Sarkozy’nin aldığı yüzde 20,6 oy onun siyasi hayatının sona geldiğini kanıtlıyordu. Yani bir süre daha Bay Sarkozy’den kurtulmuş olduk. Son yıllarda şansı yaver gitmeyen bu çok konuşan Fransız politikacının Amerika’da yaşayan kardeşi Olivier Sarkozy, ile de başı dertte. Amerikan magazin dünyasının renkli figürü olan Bankacı Sarkozy, moda tasarımcısı olan 29 yaşındaki Mary-Kate Olsen ile evlenerek dünya evine girdi. Üç yıldır birlikte olan çift düğün töreni için New York sosyetesinin ve iş dünyasının ünlü isimlerini 6.25 milyon dolar fiyat biçilen muhteşem evinde ağırlarken ağabeyi Nicolas Sarkozy’i bu törene davet etmemesi magazin dünyasında çeşitli söylentilere sebep olmuştur. Row isimli giyim evinin kurucusu olan Olsen’e Bankacı yeni kocası düğün hediyesi olarak 4 karatlık Cartier marka elmas bir yüzüm hediye etmiştir. Bay Sarkozy’nin asıl sorunu eşi müzisyen ve şarkıcı olan Carla Bruni’dir Fransız gençlerin bu çok sevdikleri zarif eski First Lady, dünya genelinde satılan Elele dergisine verdiği bir röportajında, kocası ile ilgili bir soruya oldukça ilginç bir cevap vermiştir. Eğer kocam öyle bir şey yapıp beni aldattığını öğrenirsem bunu çok kötü karşılarım, hatta hırsımı uykusunda boğazını veya kulaklarını keserek alabilirim demiştir. Tabi öyle bir davranış karşısında Bay Sarkozy’e, dikkat ediniz kulaklarınız tehlikede demek düşer bize. 40 yaşında ikinci eşi olan Sarkozy’yi çok sevdiğini her vesile ile dile getiren Carla Brui, politikacı eşinden bir kızı vardır. Sarkozy’nin ilk eşinden olan üç erkek çocuğu ile Paris’in elit semti Autevil’de oturmaktadır. Elinde gitarı ile festivallerde sahne alan Bruni bu âlemin havasına bürünmek için bazen yarı çıplak çıktığı sahnede çeşitli ülkelerden gelen gençlerinde başını döndürmektedir. Uzun boylu, uzun saçlı oldukça güzel bir sanatçı olan Bayan Bruni, daha önceki yıllar podyumlarda fırtına gibi esen ünlü bir kanken olarak tanınmakta iken kader onu hiç ümit etmediği bir anda Fransa’nın bir numaralı kadını yapmıştı. Bruni, kocasını ve çocuklarını çok sevdiğini evliliğinin 9 yıldan bu yana sürdüğünü ifade etmektedir. Halen gençlik festivallerinde elinde gitarı ile sahne konserlerine devam etmektedir. Karısının bu tutumlarına göz yuman Bay Sarkozy’nin politikadaki beklenmeyen mağlubiyete nasıl bir kulp bulacağı da merak konusudur. Sarkozy’li yıllar dâhil günümüze kadar süren zaman dilimi içinde dünya genelinde yapılan araştırmalar sonunda, geride bıraktığımız 10 Eylül Dünya İntiharı Önleme Günü, dünya genelinde yayımlanan bir belgeye göre Fransa’da her yıl 65 yaş ve üstü 3 bin insanın intihar ettiği açıklanmıştır. Zengin ülke, hür ve özgür ülke sloganları ile mangalda kül bırakmayan gerek yetkililer ve gerekse medya bakımsızlıktan, yalnızlıktan ve ekonomik sıkıntılar yüzünden intihar edenlerin ülke nüfusunun yüzde 28’ini teşkil ettiği konusunda sessiz kalmaktadırlar. 66 milyon nüfusu ile Avrupa’nın sayılı büyük devletlerinden biri olan Fransa’da, uzmanların görüşüne göre en az 1,5 milyon yaşlı insan bakıma muhtaç bir yaşam mücadelesi vermektedir. Fransa’nın iç ve dış politikaları da tamamen kendi mali çıkarlarına göre işlem görmektedir. Paris’in göbeğinde dünyanın sayılı lüks otellerinin birinde ABD’li tanınmış yıldız Kim Kardaşyan’ın soyulması, yine Paris’te bir gece kulübünde terör örgütü mensuplarının yaptığı kanlı katliam, yine Paris’te bir mizah dergisini basıp bazı basın mensuplarını acımasızca öldürenler, hep bu ülkenin yasaklı terör örgütlerini sinesinde barındırmaktan kaynaklanmaktadır. Daha birkaç hafta önce insanın kanını donduran bir soygun olayı Fransa’nın kötü kaderine indirilmiş bir darbe olarak tüm dünyada büyük yankılar uyandırmıştır. Paris’in Le Bourget havaalanına inen bir yolcu uçağında bulunan Katarlı iki kadın bindikleri taksinin bir süre sonra yolunun kesilip, iki bayanın biber gazı ile bayıltıldıktan sonra çantalarında bulunan para ve mücevherlerin çalındığı olayı ortaya çıkmıştır. Soyguncular Türk parası 19 milyon lira değerindeki ziynet eşyası ile sırra kadem basmışlardır. Terör örgütlerini besleyen Parisli yöneticiler, bu arada Müslümanları, Cezayir ve Faslı vatandaşlara suçlu gözü ile bakmaktadırlar. Sarkozy gibi Fransa’nın başına geçecek olan iki adaydan biri olan Francois Fillon veya Alain Juppa’da Türkiye-Fransa ilişkilerine iyi gözle bakmamaktadırlar. “Bundan sonra aileme daha fazla vakit ayıracağım” diyen Sarkozy’den emanet kalan bu Türk düşmanlığının faturası Türkiye’ye değil, Fransa’ya kesileceğini de zaman gösterecektir. Cumhurbaşkanlığı hayal olup siyaseti bırakmak zorunda kalan Bay Sarkozy, bundan böyle eşi Carla Bruni ile müzik-gençlik festivallerine katılmaktan başka yapılacak işinin olacağını hiç tahmin etmiyorum. Ülkemize karşı tutumunu olmamış soykırım hikâyeleri ile gönüllerini aldığın Fransa’daki Ermeniler de hiç acımadılar. Türkçe de çok anlamlı bir atasözü vardır. “Kendi düşen ağlamaz” ağlama Bay Sarkozy, eşin gitarı ile seni huzura kavuşturacak yumuşak melodiler çalar veya gençlik müzik festivallerine katılır kafanızı bulursunuz. Ülkeme karşı hiç sabimi olmadınız. Hep aleyhimize açıklamalarla bizi değil Ermenileri sevindirdiniz. Bekleyin Milli gününüzde elinizi öpmek için belki ermeni dostlarınız gelir.