Salim TAŞÇI  Bu bayram bizim Sorgunlu deli Irızanın Bayram değil, Ramazan Bayramı… Kucaklaşma, barışma, fakirleri doyurma, fıtır ve zekât farzlarını yerine getirme bayramı… Komşunun komşuyu tanımadığı, insanların selam-ı sabah-ı birbirinden esirgediği, tebessüm ve güler yüzün kaybolduğu bir zaman dilimi içerisinde gelen bayram… Hani ya “Bayram gelmiş neyime…” deyip sıyırmak var amma, bu işin kolaycılık yönü… “Nerde eski bayramlar?” diye sayıklamakta çok gerilerde kalıp, tarihin tozlu sayfalarında yerini almıştır. Bayrama 3 – 4 gün kala, yollara düşülür, yollar kan revan içerisinde kalır, ölü bilançosu 150 – 200 kişinin altına düşmez, yaralı sayısı 700 – 800’ü bulur. Bayram değil de savaş var sanırsınız..! Her bayram felâket yaşanır, Türkiye düşmanları devletler “Biz bu Türkleri kıramayız, gerekte yok, onlar her bayram nasıl olsa azalıyorlar, keşke daha çok bayramları olsa da daha çok kırıma uğrasalar” diye düşündüklerini düşünüyorum. Bayram kutlaması için arayalım dostlarımızı, neredesiniz? Antalya, Bodrum, Marmaris, Alanya, Fethiye’den ses gelir, bazıları da Paris, Londra, Dubai, Yunan adalarında olduklarını söylerler. Bayram bahane, gezmek şahane… “Komşuluk öldü!” deniliyor, oysa ki komşuluğu elbirliği ile öldürdük..! Çocukluğumda deli Irızanın Bayram çarşıya çıkar “Kucaklaşın, kucaklaşın” diye bağırırdı. Biz de kucaklaşmak isteriz de, kucaklayacağın, elini öpeceğin birilerini evlerinde bulabilirsen… Bu vesileyle tüm dostlarımızın, okurlarımızın bayramı mübarek olsun.