Bizimki, O manyağı 8 ay özel kalem müdürü olarak kullanmış. Bizimki dediysem, bizimle zihnen ve fikren, hiçbir yönden alâkası yok. Erzurumlu olduğu için “bizimki” dedim. Aslında hiç sevdiğim ve onayladığım biri değil. Manyağı 8 ay en yakınında çalıştırmış, sonra başka makamlara terfi ettirmiş; dengesiz biri olduğunu yeni fark etmiş. Ne zaman? Olay, sosyal medyada ve televizyonlarda patladığı zaman. Böyle biriyle yakınlığı olduğu için utanmıştır herhalde. Kendisi koskoca bir bakanlığı belli bir tarikatın emrine veren kişi olarak biliniyor. Erzurum’da bir esnaf, onu şöyle methetmişti: “Bizim ihvanımızdır. Gece yarısı evine gidip döşek serdiğimiz bir ihvan.” Tarikatla ne kadar içli dışlı olduğunu bu cümle gayet net bir şekilde ifade ediyor. “Dengesiz biriydi. Bir de bana ağabey diyor.” Diye sitem ettiği adamı, o bakanlığın başka hangi makamlara atamış; görelim: Özel Kalem Müdürlüğünden fazlaca memnun olmalı ki; Daha sonra Kamu Hastaneleri Birliği İdari Hizmetler başkanlığına atamış. Yetmemiş; Sıra ile: Onkoloji Hastanesi Başhekim Yardımcılığına, Müsteşar Danışmanlığına, Genel Sağlık Sigortası Genel Müdürlüğüne getirmiş. Bilinen son görevi GATA Hastanesi Başhekim Yardımcılığı idi. Orada çok eşliliği savunup, medeni kanuna meydan okuyunca; kendisini bu göreve atayan Koca’yı da telaşlandırmış olmalı ki, ertesi gün görevden alındı. Sağlığımız kimlere emanet? Gazeteci Saygı Öztürk’ün o tarikat hakkında yazdığı kitabı okuyunca daha iyi anlıyoruz ki, bu Bakanlığı o tarikatın emrine “bizimki” dediğim o adam tahsis etmiş. Sıkışınca Ali’yi nasıl sattığını gördük. “Baştan beri dengesiz adamdı, bir de bana ağabey diyor.” 8 ayda bir manyağın dengesizliğini anlayamamış, günah çıkarıyor. Ali’yi satışa getirerek kendini kenara alıyor kendince.